Daha önce de yazdım, gelen şeyleri hemen anlarım, garipserim, korkarım, korkulması gerektiğini de düşünürüm.
Mesela ilginçtir insanın gözünün içine bakarım, yalan söyleyip, söylemediğini hemen anlarım.
Ya yalanını dinler, yalanını daha uzatmasını içten gülerek seyrederim, ya da doğruyu söylediğini anlar daha da ne kadar doğruları anlatacağını merakla beklerim.
Ondandır kimseye nasılsın diye sormam?
İnsanları milyonda bir ihtimalde olsa yalan söylemek zorunda bırakmamak için.
Kripto para ile ilk tecrübem genç bir arkadaşım sayesinde oldu. ‘Al abi’ dedi aldım. Çok değil bin TL para yatırdım.
Kazanacağım milyonları düşünerek de değil, sadece kriptonun ne olduğunu fikirsel olarak, düşünsel olarak, yaşamsal olarak anlamak için.
Biz gazetecilerin en büyük mesleki özelliğidir.
Her şeyi bilebilmemiz için her şeyin ama kıyısında, ama ortasında, ama içinde bir şekilde olup, olanı, biteni görmemiz gerekir.
Yoksa nereden bileceğiz gece âleminin kurallarını, gündüz ışığının dandikliğini.
Neyse yatırdım o bin TL’yi bir kripto ismine.
İsmini aklıma kazıdım ve başladık takip etmeye.
O kripto ismini karşısında yazan değer düştükçe benim bin TL’de güneşi görmüş bu gibi erimeye başladı.
Bir an Bin TL’nin tamamı gidecek diye düşündüm ve panikle genç arkadaşımı aradım.
‘Abi rahat ol, sakın satma, bekle, bir iki aya kalmaz yükselir, kazançlı olursun’ dedi.
Tecrübeye güvenmekten çok, kaybetmeyi tercih etmemek, kazanmak için biraz beklemeyi tercih etmekti benimkisi.
Sonra bir başka kripto uzmanı dostum da dedi ki, ‘Gece saat üç, beş gibi bak. Amerikalılar giriyorlar piyasaya o arada yükselişler oluyor, o arada satarsan, gündüz geri alırsan arada para kazancın çok yüksek olur’
Söylenenler çoğaldıkça, takip ruhumda azmaya başladı.
Geceleri telefonun saatini kurup, iki de, üç de, beşte sıcak yatağımdan kalkıp, telefonu elime alıp, dijital ortamda para kaç para oldu, ne kadar daha kaybettim, ne kadar daha kazandım hülyaları görmeye başladım.
Öyle bir hal aldı ki, o bin TL bir an önce yok olsa, kripto para ile olan oyunum bitse de uykum bölünmese, ruhum dinlense, aklım oynamasa diye düşündüğüm anlar oldu.
Sonuçta, para kazanamadım ama kaybetmedim de.
İki ay sonra kripto param bin TL olunca kriptoyu paraya çevirdim, ‘Evlada kripto’ dedim.
Uyku düzenim yerine geldi.
Ruh halim düzeldi.
Aklımda ali cengiz oyunları itti.
Hülyalarımın sonu geldi.
Kim ne kadar kazandığını iddia ederse etsin, kim ne kadar kaybettiğini söylerse söylesin, hangi uzman çıkıp kripto paranın ticari faaliyet ve kazanç kapısı olduğunu belirtirse belirtsin umurumda değil.
Benim akıl ve ruh sağlığım kriptodan daha önemli!
Para bir şekilde kaybedilir veya kazanılır ama sağlık kaybedilirse zor kazanılır.
Garipto olmanın bir anlamı yok!