Kurbanlardan bulaşan bu hastalığa dikkat!

Prof. Dr. Nazmiye Altıntaş, kurban bayramı öncesinde kurbanlık aracılığıyla insanlara bulaşabilecek ‘Kist Hidatik’ denilen parazit hastalığına dikkat çekti.

Türkiye Hidatidoloji Derneği Başkanı, Uluslararası Hidatidoloji Federasyonu Başkan Yardımcısı ve   Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nazmiye Altıntaş, kurban bayramı öncesinde kurbanlık aracılığıyla insanlara bulaşabilecek ‘Kist Hidatik’ denilen parazit hastalığına dikkat çekti.

 

Yaklaşan Kurban Bayramı öncesinde önemli bir sağlık sorununa karşı uyarılarda bulunan Prof. Dr. Nazmiye Altıntaş, “Ülkemizde kaçak olarak ya da Kurban Bayram’larında veteriner hekim kontrolu olmadan kesilen hayvanların kistli karaciğer ve akciğer gibi organlarının köpeklere yedirilmesi ya da köpeklerin erişebileceği yerlere atılması sonucu enfekte olan köpekler, gerek insanlar gerekse evcil hayvanlar için sürekli bulaşma kaynağını oluştururlar. Böylece özellikle köpekler ile koyun ve sığır gibi evcil hayvanlar arasında oluşan döngünün insanlara geçişi, başıboş dolaşan enfekte köpeklerle temas ile kolayca gerçekleşmektedir” dedi.

Prof. Dr. Altıntaş, “Kist Hidatik ya da Kistik Ekinokokkozis olarak adlandırılan bu hastalık, “İçi su dolu kese” anlamına gelmekte olup, dünyada olduğu kadar özellikle büyük bir kesiminin hayvancılıkla uğraştığı ülkemizde de son derece yaygın ve en önemli paraziter hastalıklardan biridir.  Son yıllarda evde köpek besleyen insanların artmasıyla birlikte köpeklerin sağlık kontrolleri ve insanlara bulaşabilecek hastalıklarla ilgili olarak önlemler köpek sahipleri tarafından alınmakla birlikte, gelişmiş ülkelerin hiçbirinde bulunmayan sokak köpekleri ülkemiz için hala sağlık açısından büyük bir sorun oluşturmaktadır. İnsanlara bulaşabilecek olan parazit hastalıkları konusunda halkımız ne yazık ki yeterince bilgilendirilmiş değildir. Kist Hidatik’te olduğu gibi onları sadece okşamak bile parazitlerin bulaşmasına neden olabilmektedir.  Köpeklerden insanlara bulaşan ve Kist Hidatik hastalığına neden olan parazit en önemlilerinden biridir” dedi.

Hastalığın yaygın olma nedenlerini sıralayan Prof. Dr. Altıntaş, “Sokak köpeği varlığının kontrol altına alınamayışı, hayvan kesimlerinin tam olarak kontrol altına alınamaması, gerek sahipli gerekse başıboş köpeklerin tedavilerinin yeteri kadar yapılamaması, sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel düzeyde yeterli gelişmenin sağlanamamasıdır. Sağlık Bakanlığı kayıtlarına göre 1990-2007 yılları arasında 52 bin 124 hasta tedavi için ameliyat edilmiştir ki bu da yılda 3 bin 257 kistli hasta olduğunu göstermektedir” diye konuştu.

İnsanlara hastalığın geçişi, enfekte köpeklerin dışkısı ile kirlenmiş suların içilmesi veya köpek dışkısı ile kirlenmiş çiğ yenen roka, nane, maydanoz gibi yeşilliklerle, sebze yada meyvelerin iyice yıkanmadan yenmesi sonucunda olduğunu ifade eden Prof. Dr. Altıntaş, “Ayrıca köpeklerin anal bölgelerini dilleri ile temizledikten sonra tüylerini de temizlemeleri ve tüylerine yapışan yumurtaların köpekleri severken insanların ellerine bulaşması ve kirli ellerin ağıza götürülmesi veya böyle kirli ellerle yiyeceklerin yenmesi sonucu yumurtalar yine ağız yoluyla alınmaktadır. Özellikle toprakla uğraşan kişilerin de ellerinin temizliğine özen göstermemesi sonucu aynı şekilde besinlerle yumurtaları almaları olasıdır. Ağız yoluyla alınan bu yumurtalar vücut içinde barsakları geçerek kan yoluyla önce karaciğere gider, buraya yerleşebilir, yada kalpten akciğer dolaşımına geçer, akciğerde yerleşebilir, burada da durmazsa başka organlara yerleşebilir” dedi.

 

Hastalık belirtileri ile ilgili bilgiler veren Prof. Dr. Altıntaş, “Kistler genellikle sessiz seyrederler ve 5 cm çapa ulaşıncaya kadar herhangi bir belirti vermezler. Toplam kistlerin yüzde 40-60’ı belirti vermeden yaşamlarını sürdürürler. Bu nedenledir ki hastalık tamamen rastlantı sonucu yani kişinin başka bir nedenle doktora gitmesi sonucu genellikle rutin bir muayene sırasında, bir cerrahi girişim sırasında ya da otopside konur. Yaşamı tehdit edici ciddi tablolar oluşturan Kist Hidatik’te etkili ve zamanında tedavi planlanabilmesi için hastalığın tanısının mümkün olan en erken dönemde ve güvenilir bir yöntemle konulması gerekmektedir” dedi.

        

Hastalıktan korunmak için yapılması gerekenleri sıralayan Prof. Dr. Altıntaş, “Tüm köpekler kayıt altına alınmalı ve kayıtlı olduğuna dair tasma taşımalıdır.  Köpeklerin, insanların toplu olarak bir arada bulunduğu okul, oyun bahçesi, park, alışveriş merkezi, toplu taşıma aracı gibi yerlere girmeleri mümkün olduğunca engellenmelidir. Mezbahalar mümkün olduğu kadar yerleşim yerlerine uzakta kurulmalı ve çevresi köpeklerin ve diğer karnivorların giremeyeceği şekilde duvar ya da tel örgü ile çevrilmelidir.  Kesim sonrası kalan kistli organ atıkları kesinlikle çöpe atılmamalı, yakma fırınlarında imha edilmeli, bunun mümkün olmadığı durumlarda kistli organlar köpek ve diğer karnivorların ulaşamayacağı derinlikteki çukurlara gömülmeli, üzeri kireçlenmelidir.  Köpeklerin beslenmesinde mümkün olduğunca çiğ et veya sakatattan kaçınılmalı, eğer verilecekse pişirildikten sonra yedirilmelidir. Bu konuda eğitimler verilmelidir. Bunun için okullarda, sağlık kurumlarında, kışlalarda, camilerde halk bilgilendirilmelidir.  Parazitin yaşam döngüsünün karmaşıklığı nedeniyle multidisipliner bir yaklaşım gereklidir. Bu noktadan hareketle konuya yönelik bir üst kurul oluşturulmalı ve kurulun oluşumunda Üniversiteler, Bakanlıklar, Meslek örgütleri, Belediyeler, Sivil toplum kuruluşları görev almalıdır. Hastalıktan korunma ancak bir devlet politikası oluşturulması ile mümkündür. Bu konuda Türkiye Hidatidoloji Derneği, Sağlık ve Tarım Bakanlığı bünyesinde bir proje oluşturulması çalışmaları başlatılmış olup en kısa sürede yürürlüğe konulması en büyük dileğimizdir” dedi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri