Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Sağlık Bakanı Recep Akdağ Adıyaman'a geldi. Kurtulmuş'u TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın,Vali Yardımcısı Murat Süzen ve bazı milletvekillerince karşılandı. Burada gazetecilerin sorularını cevaplandıran Kurtulmuş, Suriye'nin Afrin bölgesinden terör örgütü YPG mensuplarınca Türkiye tarafına taciz ateşleri yapıldığı hatırlatılarak, yakın bir tarihte bölgeye yönelik kara harekatı planı olup olmadığı yönündeki soru üzerine şöyle konuştu:
"Şimdi bir kere şunu açıkça ifade edelim, Suriye'nin kuzeyindeki terör oluşumlarıyla ilgili Türkiye'nin tavrı başından beri net ve açıktır. Biz Suriye'nin toprak bütünlüğünden yanayız. Suriye'nin toprak bütünlüğünü parçalayacak olan her türlü siyasi oldu bittiye karşı tavır içerisinde olduğumuzu ifade ediyoruz. Ayrıca terör örgütleriyle uluslararası camia mücadele ederken diyelim ki DEAŞ’ı orada belli yerlerden çıkarırken onun yerine başka terör örgütlerini getirmenin hiçbir şekilde Suriye’nin geleceğine faydası olmayacağını, barışın sağlanmasına da en ufak bir katkıda bulunmayacağına başından beri ifade ediyoruz. Ancak ne yazık ki başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere bazı müttefiklerimizin YPG/PYD konusundaki şimdiye kadar çok da net olmayan tavırları Suriye’deki meseleleri belli bir noktaya getirmiştir. Bugün artık kendileri de YPG/PYD seçeneğinin kendileri için stratejik bir adım olmadığını, elleri mahkum olarak böyle bir tavır içerisinde olduklarını söylüyorlar ancak bizim için YPG/PYD, PKK’dan farklı bir oluşum değildir."
'ABD BAKIMINDIN SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞİL'
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, terör örgütleri YPG/PYD'ye verilecek her türlü askeri ve silah desteğinin hatta siyasi desteğin doğrudan doğruya PKK'ya verilmiş bir destek olduğunu açıkça ifade ettiklerini vurguladı. Bu yolun ABD bakımından da sürdürülebilir bir yol olmadığının altını çizen Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü: "NATO’daki ittifakımız, bölgedeki terör örgütlerine karşı stratejik ittifakımız hepsi göz önünde alındığında Türkiye’nin PYD/YPG konusundaki hassasiyetlerinin dikkate alınması gerektiğini bir kez daha çok net şekilde ifade ediyorum. Kaldı ki bu bu örgütün Afrin bölgesinden Türkiye’ye doğru açtığı her türlü taciz ateşi misliyle angajman kuralları çerçevesinde karşılık bulacaktır. Türkiye kendi sınırlarının hemen ötesindeki terör gruplarının Türkiye’ye karşı yapmış olduğu eylemlere asla seyirci kalmayacaktır. Bu ister DEAŞ olur ister PYD/YPG ya da başka örgüt olur, bizim için fark etmez. Dolayısıyla oralardaki terör örgütlerinin haraketliliği aynı zamanda Türkiye için kendi ulusal güvenliğinin ve sınır güvenliğinin bir parçası olarak görürüz. Her türlü Türkiye’ye karşı oradan gelecek olan tecavüzü, saldırıyı misliyle mukabele ederek önlemeye gayret ederiz."
TAVİZ YOK
Bu konuda hiçbir şekilde taviz vermeceklerine işaret eden Kurtulmuş, ABD'nin bu yanlıştan bir an evvel vazgeçerek orada meşru güçlerle DEAŞ’a karşı mücadelesini sürdürmesinin kendi menfaatleri bakımından en doğru yol olduğunu belirtti. "Nihayetinde bölgede görüyoruz, terör örgütleri üzerinden vekalet savaşı vermenin sonu yok. Bugün bir terör örgütü başka gün başka bir terör örgütü şu ülkenin desteklediği şu örgüt, falanca ülkenin desteklediği başka bir örgüt, sonra bu kadar kontrol edilemeyen örgütler ne olacak? Bunun bir adım sonrası ne olacak?" diye soran Kurtulmuş, şu değerlendirmede bulundu:"Bunun iki adım sonrası ne olacak? Bu asla Amerika'nın ulusal çıkarlarıyla da örtüşebilir bir durum değildir. Türkiye bu meseleyi yakinen takip ediyor ve Türkiye'ye karşı yapılacak en ufak bir saldırıya hatta en ufak bir girişime ve hazırlığa da misliyle karşılık verileceğini de açıkça ifade ediyoruz."
KARARSIZLIĞIN SONUCU
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, ABD Savunma Bakanının açıklamalarına ilişkin soruyu, "Böyle bir takım silah yardımlarını vesaire kabul etmediğimizi, tasvip etmediğimizi ifade etmek isterim. Kaldı ki bu zorunluluktan kaynaklanan bir durum da değildir." şeklinde yanıtladı. Konun Amerika'nın kararsızlığından kaynaklı bir durum olduğuna dikkati çeken Numan Kurtulmuş, şunları kaydetti: "Yıllardır Kuzey Suriye’de, Suriye'nin kuzey bölgelerinde DEAŞ’ın nasıl bitirileceğine ilişkin herhangi bir konuda net bir tavır alamadıkları için bir kararlığı ortaya koyamadıkları için meşru, uluslararası güçlerle DEAŞ’a karşı, teröre karşı mücadeleyi bir türlü planlayamadıkları için bir adım atmışlar, iki adım geri atmışlar. Sonunda bu bir kararsızlığın sonucudur, zorunluluğun sonucu değildir. Bunu açıkça ifade etmek isterim Yanlış bir yol olduğunu ABD'nin yöneticileri de anlayacaktır."