Eskiler hatırlar, kurumların bir bir özelleştirmelerin başladığı zamanlar.
Elektrik vardı. Devlete bağlı kurumlardı. Üretir, dağıtır, parası alırdı. Su vardı. Devlete bağlı kurumlardı. Üretir, dağıtır, parasını tahsil ederdi. Bunlar gibi devlete bağlı, devlet eliyle çalışa, toplumun temel ihtiyaçlarını karşılayan, üreten ve parası tahsil edilen kurumlar vardı.
Sonra bir dönem dünyada olduğu gibi bizde de kurumların gelir ve gider tablosunun içinden çıkılmaz hal alınca seçimle devletin yönetimine gelenler, özelleştirmeyi tek çare olarak gördüler, görmek zorunda kaldılar.
Çünkü, her kuruma, ihtiyaç olsun olmasın, seçim sonrası alınan binlerce insan, maaş garanti, iş garanti düşüncesiyle çalışmayan, çalışmaya çalışsa da işi bilmeyen insanların varlığı kurumları batırma noktasına getirdi.
Temelinde işletme mantığı olması gereken, kar etmesi beklenmese de, zarar etmesi beklenilmeyen kurumları, o zamanın yöneticileri ve çalışanları kendi keyifleri ve keyif düşkünü hareketleriyle harcadılar.
Kendi tembelliklerini, iş bilmezliklerinin bedeli olarak geçilen özelleştirmelerin bedelini ise bugünün bizleri faturalarımızdaki rakamlarla öder olduk.
Yani bugünün enerji alanında özellikle büyük artışların temelini sadece enerji üretimindeki ham madde maliyetleriyle açıklamak bana göre doğru değil.
Enerji üretimindeki maliyetlerin yüksekliği içinde, enerji dağıtımı ve tahsilatı yapan şirketlerin içindeki mali bilançolar da aşırı yükselmelerde etkili.
Bir kişinin yapabileceği işi, bin kişinin yaptığı, olmaması gereken yerde birden fazla kişinin makamlı, makamsız görevli olduğu yerden çıkan maliyetin faturası, evimize gönderilen elektrik faturasıdır.
Şirket bu, büyüdükçe büyüdü, büyüdükçe içindeki insan sayısında, ödenen ücretlerde gerekli veya gereksiz şekilde arttı.
Enerji şirketlerinde ödenen maaşlar, yemeler, içmeler, gidip, gelmeler, ikramiyeler, fazla mesailer, kıyafetler, kullandıkları araçlar, araçların akaryakıtları, çayları, çorbaları, tuvalet kâğıtları, ofis ekipmanları, telefonlar, kâğıtlar, kalemler, bilgisayarlar, kablolar vs hepsi gider maliyetli para.
Ama elektrik faturamızdaki gelir maliyetli para!
Para kazanma endeksli çalışma sistemi üzerine kurulu şirketlerde olması gereken en doğal şeyler.
Doğal olmayan hala bizim bu şirketleri devletin bir kurumu gibi görmemiz.
Geçmişimiz kurumlarımızı batırdı, şimdiki bizler dümene geçen şirketlerin tokadını yiyoruz!
Yani, kurum batıranların kötü mirasının bedelini ödüyoruz!