Merhaba sevgili Medya Ege okuyucuları. Bugün sizlerle ‘’Kusursuz bir ilişki var mı?’’ sorusunun peşine düşmek istiyorum. Yaptığım danışmalarda en büyük sıkıntının bu istekten de kaynaklandığını görüyorum. Var mıdır ya da kusursuz bir ilişkiden anladığımız nedir? Gelin masaya yatıralım.
Bir danışmam sırasında bir çiftin en büyük sıkıntısı, sosyal medyada gördükleri mutlu çiftler gibi olamamaktı. Orada gördükleri mutluluğa sahip olamadıklarını düşünüyorlardı. Fotoğraflarda ya da videolarda gördükleri hep mutlu hep eğlenen sonsuz gülümseyen çiftler, gerçeklik algılarının değişmesine yol açmıştı. Çoğumuz böyle görüp mutsuz oluyoruz. Oysa sadece öyle görünmek arzusunun insanlarda ne kadar baskın olduğunu unutuyoruz. Bütün gün birbirini yiyen ama iş fotoğraf koymaya gelince büyük büyük pozlarla medyada boy gösterdikleri gerçeğini bir kenara ayırıyoruz. Kendimize şunu soralım: Gerçekten mutluluğu sindirmiş insanlar bu kadar çok fotoğraf koyma gereği duyarlar mı? Bu soru aklıma çok sevdiğim bir yazar olan Dario Fo’nun muhteşem oyunu ‘’Açık Aile’’yi hatırlamamı sağladı. Oyun yazıldığı yıllarda biz henüz bu kadar medyaya yapışık bir halde yaşamıyorduk. Oyundaki çiftimiz, ne kadar iyi geçindiklerini arkadaşlarına gösterebilmek için olmayacak eylemlere girişiyordu. Tamamen bir evlilik parodisi. Bugünün aktörleri değişse de senaryonun değişmediğini söyleyebiliriz. İyi ve mutlu bir ilişkiniz varsa bu kadar çok fotoğrafla medyada yer alma gereği duymayız diye düşünüyorum. Çiftimizle yaptığım danışma sürecinde çok değerli unsurlara sahip olduklarını fark ettiler. Madalyonun öbür yüzü çok doyurucu bir ilişkiyi görmelerine olanak sağlamıştı. Hep söylenildiği gibi mış gibi yapmak yerine yaşamanın güzelliğini fark etmişlerdi.
Yine danışmalarda –meli –malı ’larımızın da ilişkilerimize ne kadar zarar verdiğini deneyimliyorum. Hep yazılarımda yer verdiğim gibi sağlıklı bir ilişki sevginin, saygını, öz değerin korunmasıyla mümkün. Bunun dışındakilerin hepsi, kafamızda yarattığımız kalıplarımızla ilgili. İyi bir ilişkide adam şöyle yapmalı, kadın şöyle davranmalı gibi hazır reçetelerimiz yok ki elimizde. Ya da bir ilişkiye uygun reçete diğer ilişkide hiç işe yaramayabilir. Değerlerimiz, inançlarımız, nasıl bir aile şemasına sahip olduğumuz, nerede doğup büyüdüğümüz, neler yaşadığımız bir ilişkide çok önemli rol oynar. Kimsenin sözüyle bir ilişki başlamaz ve devam ettirilemez. Hangi ortak paydalar bizi o noktada birleştirdiyse o noktalardan çözüm yolları bularak ilerlemeliyiz. Kendi dinamiklerimizi yaratarak. O yüzden –meli –malı kalıplarıyla yürüttüğümüz her ilişki, iki kişilik bir birliktelik olmaktan çıkıp çoğulcu bir ilişkiler yumağına dönüşür.
Peki ne yapalım? Öncelikle sevgi ve saygı. Değerlilik duygusu oluşturalım. Gerçekten neden birlikte olduğumuza dair kendimize dürüst olalım. Kendi ilişkimizin çatısını kendimiz kuralım. Bizi mutlu eden unsurları daha gerçekçi olarak ortaya koyalım, ortak paydalarımızı iki kişinin yararına olacak şekilde artıralım ya da artırmak için yeni yollar bulalım. Unutmayalım ki güzel bir İlişki inşa etmek bizim elimizde. Sevgi emek ister; sevgi, toprağını bulursa yeşerir.
Sevgiye, ilişkiye verdiğiniz anlamları düşünelim. Güzel bir anlam yüklerseniz güzel devam eder. Elinizden geleni yaptığınız halde yürümüyorsa da yeni baştan anlamlar oluşturalım. Hepimiz güzellikleri hak ediyoruz. Lütfen doğru soruları kendinize sormaya devam edin.