Yazmasam olmazdı ..
Günlerden 8 Mart yani Dünya Emekçi Kadınlar Günü , günün geçmişteki anlamına bakıldığında kutsal bir var olma mücadelesi bu uğurda yüz yirmi dokuz kadının yaşamını yitirmesi ve günümüze kadar süregelen de bir olgu ne var ki bizim gibi toplumlarda da halen kadına insan kimliğinin layık görülmediği ,cinsiyetçi yaklaşımın bitmediği durumlar yaşanıyor ki bitmeyen bir kaos ve zul..
Toplumumuzun hangi kesiminden olursa olsun , eğitimli eğitimsiz , okumuş okumamış hiç fark etmiyor , kadının erillerdeki kodu ve yeri belli ne düşünürseniz düşünün değişmeyen bir bakış açısı buna bir örnek,
yıllar öncesiydi ,bir arkadaşım tanınmış bir siyasetçinin eşine şiddet uyguladığını anlatmıştı , bu siyasetçi de ideolojik manada sözde insan hakları savunucusu ,bu benim şaşırdığım ve unutmadığım oldu ki daha niceleri var , gizliden gizliye ..
Bu sebeple bugünü kutlamak bana çok samimi gelmiyor , sokak ortasında kadına şiddet uygulanıyor kimse dönüp de bakmıyor ,TV kanallarında kadınların mağduriyeti boy boy kendini gösteriyor kimse bu çığlığı duymuyor ..
Evde , işyerinde şiddetin bini bin para ; psikolojik , fiziksel...
Ne peki o zaman ?
Dünya tarihinde bugün var diye mi kutluyoruz kutlamak zorundayız mıyız , kutlayalım elbette ama ne zaman ?
Ne zaman ki kadının da insan olduğuna karar verip yaşamına , tercihlerine saygı duymayı öğrendiniz o zaman kutlayalım!
Ne zaman ki kadının doğanın en kıymetli dengeleyicisi ,rengi , bereketi olduğuna inandınız o zaman kutlayalım!!
Ne zaman ki kadının insan denilen varlığın " anası" olduğunu kavradınız o zaman kutlayalım!!
Yani dünyanın neresinde olursa olsun ,tek bir kadın tacize, tecavüze , şiddete , ayrımcılığa maruz kalmadığı gün ,biz kadınlar olarak günümüzü doya doya kutlayalım.
1857' de bu uğurda ölen kadınların da kemiklerini sızlatmamış oluruz..
Öyleyse,
Daha özgür ve eşitlikçi günlere merhaba demenin umuduyla..