Kuyrukluyıldız

İbrahim Aktaş yazdı

Reklam olmasın ama bu, “kendin seç, kendin izle” olarak da adlandırabileceğimiz televizyon uygulamaları var ya; internet üzerinden çalışıyorlar ve cüzi aylık ücretlerle de farklı farklı yayınlara, dizi ya da sinema filmlerine erişebiliyorsunuz buralardan... Dayanamadım, yazayım en bilindiklerini; Netflix, BluTv, Exxen, Gain ve Amazon Prime… İşte bunlardan birinin içerisinde, son günlerde çok izlenen bir sinema filmi var ki, ben de izledim; “Don’t Look Up” yani “Yukarı Bakma” isminde, bilim kurguya yakın konulu bir Amerikan filmi…

Filmin başrollerini paylaşan oyuncu grubu da, oldukça bilindik isimler; Leonardo DiCaprio, Jennifer Lawrence, Meryl Streep ve Jonah Hill. Kısaca, birer bilim insanı olan Leonardo DiCaprio ve Jennifer Lawrence, tesadüfen bir gök cismi keşfederler. Ancak bu gökcismi, devasa bir kuyrukluyıldızdır ve dünyaya doğru yol almaktadır. Keskin ve defalarca yaptıkları hesaplamalar, dünyanın sonunun gelmesine sebep olacak çarpışmanın altı ay gibi bir sürede olacağını söylemektedir kendilerine… Harekete geçip, insanlığı uyarmak isterler. Ve bunu yaparken de, bir bilim insanına yaraşır şekilde davranmaya gayret ederler. Amerika Uzay Ajansı ve diğer kurumlar ile iletişime geçer ve hatta Amerika Başkanı (Meryl Streep) ile de görüşürler. Televizyon kanallarına çıkarlar. Ancak gerçeği bir türlü insanlara anlatamazlar; daha doğrusu, bir bilim insanı olarak yüklendikleri sorumluluğun farkında olacak şekilde anlatırlar da, karşılarındaki insanları kendilerine inandıramazlar. Ve hatta kahkahalara boğulurlar izleyenler, dalga geçerler bizimkilerle. Konuyu siyasi malzemeye dahi çevirip, seçim propagandasına devşiren de olur. Devamını anlatmayayım, siz izlemeye gayret edin bu eğlendirici ve bir o kadar da düşündürücü yapımı…

Ama neticede bilimle dalga geçilmemesi gerektiğini, bilime ve bilim insanlarına saygı duymanın yanı sıra, onların yaktıkları ışıkların altından geçilmesi gerektiğini anlatan ve özellikle de, bu duruma en fazla devletleri yönetenlerin uyması gerektiğinin altını kalın bir çizgiyle çizen bir film bu…

Amerika’dan ülkemize dönelim mi?

“İlim ilim bilmektir

İlim kendin bilmektir

Sen kendini bilmezsin

Ya nice okumaktır

…”

Asırlar önce Anadolu’muz coğrafyasında vücut bulmuş büyük halk ozanı Yunus Emre’nin bir dörtlüğü bu… Ne güzel yazmış! Kendini ne denli doğru bilirsen, ilimi de, bilimi de o denli kuvvetle bilirsin ve tatbik edersin’e getirmiş sözü…

Bir de, Anadolu topraklarının doyamadığı bilge Mevlana’ya sormuşlar; “O kadar okursun, o kadar yazarsın, ne bilirsin?” Mevlana’nın cevabı inanılmaz etkileyici; “Haddimi bilirim, haddimi…”

Böyle naif, böyle kendini bilen ve ilime, bilime inanılmaz derecede saygı duyan ve her ne düşünüyorsa fennin ve getirilerinin dışında düşünmeyen insanları yetiştiren coğrafyamıza n’oldu dersiniz? Ters giden bir şeyler olmalı ki, ya gizli saklılar ya da neslen tükenmiş durumdalar!

Neden mi?

Evet, şu anda dünyamıza birkaç ay sonra çarpacak ve en azından sadece bizi yani ülkemizi yok edecek bir göktaşı yaklaşmıyor, doğru!

Ancak, ilimi, bilimi, fenni bir kenara koymuş, varını yoğunu siyasal islam adlı ideolojik tavra yatırmış binlerce yöneticimiz var! İlla ki başımıza göktaşı mı düşmeli bilim insanlarını dinlemek için? Ülkemizin bir çarpma neticesinde yıkılmasına aylar mı kalmış olmalı, ilimden, bilimden destek almak için? Ekonominin ve toplumsal olan diğer disiplinlerin çökmemesi için, devletimizin, milletimizin yok olmaması için, kendinizi bilip, bilimi dinlemeye ne zaman başlayacaksınız?

Döviz kurundaki artışlar ve dalgalanmalar, cari açık, yeniden hortlayan enflasyon, hemen her şeye gelen büyük zamlar ve kar gibi eriyen alım gücü… Neyi bekliyoruz? İllaki başımıza göktaşı mı düşmeli ya da topraklarımıza kuyrukluyıldız mı çarpmalı?

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri