Kimya Mühendisleri Odası Eskişehir Bölge Temsilciliği Başkanı Kenan Çalışır, kanserojen etkisinden dolayı tehlike saçan perkloretilen maddesine gelişmiş ülkelerde ciddi kısıtlamalar getirildiğini belirterek "Bu madde ülkemizdeki kuru temizleme işletmelerinde, ticari çamaşırhanelerde, otellerde, tekstil sektöründe ve deri fabrikalarında temizleme amaçlı olarak hiçbir kontrole tabi olmadan her yıl binlerce ton kullanılmaktadır" diye belirtti.
Kuru temizleme sistemlerinde tekstil üzerindeki yağ ve lekelerin çıkartılmasında kullanılan perkloretilen (Tetrachlorethylene) isimli klorlu çözücünün kansere yol açma etkisi bulunuyor. Perkloretilen, havaya ya da suya karıştığında insan sağlığını ve çevreyi ciddi ölçüde kirleterek büyük zarar verebiliyor. Kimya Mühendisleri Odası Eskişehir Bölge Temsilciliği Başkanı Kenan Çalışır, perkloretilenin kuru temizleme işletmelerinde, ticari çamaşırhanelerde, otellerde, tekstil sektöründe ve deri fabrikalarında temizleme amaçlı olarak hiçbir kontrole tabi olmadan her yıl binlerce ton kullanılmakta olduğunu aktardı. Başkan Kenan Çalışır, "Yayınlanmış olan 'Zararlı Maddeler ve Karışımlara İlişkin Güvenlik Bilgi Formu Hakkında Yönetmelik' kapsamında hazırlanan güvenlik bilgi formlarında H351 olarak tanımlanan bu çözücü için "Kansere yol açma şüphesi vardır” tanımı yapılmaktadır. Normal oda sıcaklığında sıvı olmasına rağmen çok kolay buharlaşarak çevre havasına karışabilmektedir. Temizleme esnasında tekstilin veya temizlenen ürün üzerinden tamamen almak mümkün değildir. Özellikle kuru temizlemeye verilen ürünlerde kilogram tekstil başına maksimum 20 miligramın aşılması durumunda insan sağlığını tehdit eden yapısı nedeniyle bu kimyasalın kullanımı ölçülerek denetlenmelidir. Bunun dışında kuru temizlemecilerin soğutmalı ve bacalı sistem makineleri sınırlandırılmalı, ortam emisyon değerleri ve tekstil üzerindeki kalıntı miktarı ölçülmelidir" diye konuştu.
"Türkiye’de kullanımı hiçbir şekilde denetlenmemektedir"
Perkloretilenin kanserojen etkisinin olması nedeniyle gelişmiş ve Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde kullanımına çok ciddi kısıtlamalar getirilmesine rağmen Türkiye’de denetlenmediğini vurgulayan Başkan Çalışır, "Kanserojen etkisi nedeniyle özellikle AB ülkelerindeki kullanımına ciddi kısıtlamalar getirilen bu maddenin ülkemizdeki kullanımı hiçbir şekilde denetlenmemektedir. Avrupa birliği 11 Mart 1999 tarihinde aldığı kararlar sonucu, 31 Ekim 2007 tarihine kadar kuru temizleme makinelerinde kullanılan bahsi geçen maddenin havaya karışma oranını minimize etme ve atıklarını kontrol etme kararı almıştır. Oranlar 2009 yılında görülen lüzum üzerine daha da aşağıya çekilmiştir. Bu oran temizlenecek kilogram tekstil başına maksimum 20 miligramdır. Çalışma yerinde havadaki emisyon oranı en fazla 2 miligram m3, suda ise 0,005 miligram olarak tespit edilmiştir. Hatta bazı ülkelerde kullanımı tamamen yasaklanmıştır. Perkloretilenin kuru temizleme makinelerinden çıkan damıtma atıklarının normal evsel atıklarla çöple atılması yasaklanmış ve özel bertaraf tesislerinde kapalı ambalajlarda özel imha yöntemleri ile imha edilmesi kararlaştırılmıştır. Kaliforniya, Norveç, İsveç, Danimarka ve Japonya gibi gelişmiş ülkelerde ise çok daha düşük oranlar belirlenmiştir veya tamamen yasaklanmıştır. Yoğun yaşanan alanlarla alışveriş merkezi gibi kapalı alanlarda kullanımı tamamen engellenmiştir. Bu oranların ilgili sağlık teşkilatı tarafından işletme bazında sürekli kontrol edilmesi, cezalar uygulanması, bu oranlara uyma zorluğu sonucu anılan bu ülkelerde alternatif temizleyici kimyasallar kullanılmaya başlanmıştır. Gelişmiş ülkelerde ve AB’de perkloretilen damıtma atıklarının özel hava sızdırmaz konteynerlerde toplanıp, özel bertaraf tesislerinde imha edilmesine rağmen Türkiye' de perkloretilen içeren damıtma atıkları normal çöpe atılmakta, toprağa ve içme sularına karışıp çevreye büyük zararlar vermektedir. Binlerce ton ithal edilen perkloretilen tamamen kontrolsüz olarak piyasada kullanılmaktadır" dedi.
Son olarak Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı’nın konuyla ilgili uyarılarını anlatan Kimya Mühendisleri Odası Eskişehir Bölge Temsilciliği Başkanı Kenan Çalışır, şunları söyledi;
"Son 15 yıldır toksik etkisi ve yan tesirleri olmayan çevreci, silikon veya hidrokarbonbazlı solvent içeren kuru temizleme solüsyonu geliştirilmiştir. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı da bu konuda uyarılar yapmış bulunmaktadır. Komite bu maddenin çabuk buharlaşan, keskin kokulu, renksiz bir sıvı olduğunu belirtmiştir. Kumaşlardaki leke ve kirleri kolayca çıkardığı için yaygın olarak kullanılan bu klorlu solventin, insan sağlığı ve çevre açısından toksik etkisinin yüksek olduğu vurgulanmıştır."