2 Temmuz 1993'te, Sivas Madımak Oteli'nde Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında 33 aydın, sanatçı ve iki otel görevlisi yakılarak katledilmişti.Katliamın 28’nci yıldönümünde, hayatını kaybedenler Can Radyo'da anıldı. Programa Metin Altıok'un kızı Zeynep Altıok ve Behçet Aysan'ın kızı Eren Aysan katıldı. Zeynep Altıok ve Eren Aysan Sivas Katliamı’nın üzerinden geçen 28 yılda neler yaşandığını anlattı. Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü, Sivas Madımak Oteli'nden canlı telefon bağlantısı ile katılarak duygularını paylaştı.
Programdan satır başları şöyle...
Madımak Katliamı’nın 28. yılında Can Radyo'ya konuk olan Zeynep Altıok 28 yılda yaşadıklarını şöyle anlattı
"28 yıl geçti ama çok zor geçti. Bir arpa boyu yol gidilmeksizin geçti. Yargısız, adaletsiz, kırgın, üzgün, yılgın geçti ama en önemlisi mücadele ile geçti. Hiçbir zaman duygularımızın esiri olmadık. 2 Temmuz 1993 günü sadece Sivas’a özgü gerçekleşen bir katliam değildi. Bir gelenek olarak geçmişten getirilen bir acıydı. Bunun dönemin iktidara gelmek isteyen siyasal islamcı güçler tarafından Sivas'ta tertiplenen aylar öncesinden planlanan, iki, üç ay öncesinden Kente Aziz Nesin Geliyor bildiriyle halka kin ve nefret empoze edilerek, insanların kışkırtıldığı bir süreci vardı. O güne gelindiğinde kente günler öncesinden otobüslerle getirilen insanlar, kaldırım kenarlarına yığılan taşların olması olayın ne kadar organize olduğunu gösteriyor. Orada son olsun istedik. Sonu da göremedik. Burada asıl konuşmamız gereken konu aslında cezasızlık. Bu insanlık suçlarını işleyenlerin aynı zamanda korunup kollanmaları da söz konusu. Bu insanlar çeşitli makamlara getirildiler, milletvekili oldular, bakan oldular. Bir avuç hüküm giyen insan var. O da 15 bin kişilik kalabalık bir güruhun içinden sadece 124 kişinin göstermelik olarak yargıya taşındı. O 124 kişiden de sadece 90 kişi hüküm giydi. Ancak o 90 kişi organize eden değiller, görev başında olup müdahale etmeyen kamu görevlileri değiller vs... Bu 28 yıl içinde akıl almaz bir şey oldu. Zaman aşımı kararı çıktı. Firari sanıklar üzerinden bir davamız daha devam ediyor. Onun da zaman aşımı zamanının yılının dolması bekleniyor. Her davamız erteleyip oyalamak taktiğiyle devam ederken yeterli olmadı.
Aydınlarımızı, şairlerimizi gazetecilerimizi, çocuklarımızı hedef alan o katliamın katillerinden bir tanesini o o zihniyet, o siyasal islam zihniyeti cemaatle ele ele iktidara kendisini taşıdıktan sonra kendi iç kavgalarını yaşayıp ayrışıp cemaati de terör örgütü ilan etti. Yaşananlar bir Cumhuriyet rejimi değişikliği provasıydı.
Son olsun isterken son cinayetin üzerinden daha 40 gün geçmedi. 724 izlenen HDP'nin siyasi parti merkezinde gündüz vakti elini kolunu sallayarak birisi geliyor ve gencecik bir kızı katlediyor. Nasıl sessizleştikten önce nasıl bu kadar kindar olduk sorusu sorulmalı. Uğur Mumcu, Sivas Katliamı’ndan 6 ay önce katledildi ve yüz binler sokaklara çıktı. Sivas Katliamı’ndan sonra yine yüz binler sokaklara çıktı. Uzunca bir zamandır biz böyle toplumsal katılım görmedik. Ama bu toplumun körleştiği vicdansızlaştığı anlamına gelmiyor. Yine de yok değil. Bugüne geldiğimizde Gezi Parkı Eylemleri olmasaydı 31 Mart seçimlerinde bu sonucu alabilir miydik ya da hükümetin bu kadar kan kaybettiğini görebilir miydik. "
"Adalet olgusu siyasi cinayetlerde hayatını kaybeden insanların yakınlarını bir cezalandırma aracına dönüştü. "diyen Eren Aysan," Sivas benim için kara kutu gibi içinde birçok şey var.İçinde cehalet var, eğitimsizlik var, adaletsizlik, hukuksuzluk, cezasızlık var. İçinde Sivas’ta sadece bir aydın katliamı değil bir çocuk katliamı var. O annelerin feryatları var.
Bu toplumda başka siyasi cinayetlerde gördük ki aslında aynı hukuksuzluk ekseni etrafında toplanmışız. Hepimizin hikayesi aynı. Bu hikayeden bambaşka bir ortaklık yaratmaya çalıştık. Sivas’tan sonra bu cinayetlerin önüne geçme isteği hepimizi birleştirdi aslında. Biz bütün çabalarımıza rağmen önüne geçemedik. Sivas’tan sonra Ahmet Taner Kışlalı, Gaffar Okkan , Hrant Dink cinayeti oldu. Sıralayınca bu bahsetmiş olduğumuz adaletsizlik ve cinayetsizlik olgusu yeni cinayetlerin olmasına neden oldu. İnsanları bu adaletsizlikle ve cezasızlıkla baş başa bırakmak daha ağır bir yük oluşturuyor. Adalet olgusu siyasi cinayetlerde hayatını kaybeden insanların yakınlarını bir cezalandırma aracına dönüştü. "dedi
Katledilen aydınları anmak için Sivas Madımak Otelinde bulunan ve programa canlı telefon bağlantısı ile katılan Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü," Şu an binlerce insan 28 yıl önce yaşadığımız bu katliamı unutmamak ve unutturmamak için Sivasta buradalar. İnsanlar ellerinde resimler, pankartlar ve fotoğraflarla Sivas'ta kaybettiğimiz canları yaşatıyorlar. Bütün sivil toplum örgütlerinden Cumhuriyetten aydınlıktan yana olan bütün siyasi partilerden arkadaşlarımız buradalar. Cumhuriyet Sivas'ta kuruldu, Sivas'ta yıkılacak diyerek bu büyük kalkışmayı bu büyük acıyı yaşatan zihniyete karşı örgütlü bir şekilde 28 yıl sonra da insanlar birlikteler.