Köşe yazılarımı bazen beni düşündüren, düşündüğüm şeyleri kaleme alarak yazarım.
Bazen de bana yazmam için söylenen, anlatılan ve şikâyet edilenler üzerine.
Edebi bir cümleler kurmam yazmam çünkü cümleleri romanlarına yazarım.
Hikâyeler ise hiç anlatmam, çünkü onları da romanlarıma saklarım.
Sadece ve sadece gerçekleri, gerçekten düşündüklerimi ve gerçekliği olup da bana kadar gelenleri köşe yazılarıma konu ederim.
Köşe yazılarımın yorum kısmına da her yerden, bazen yazdığım konuyla ilgili bazen ise hiç alakası olmayan konularla ilgili, yorumlar, şikâyetler ve dilekler gelir.
Yorum kısmına gelenleri, sistemde sadece ben okurum. İyi veya kötü hiç birinin başkaları tarafından görünmesine ve tartışma platformu haline gelmesine izin vermem. İyi veya kötü herkesin düşüncesi der geçerim.
İşte o yorumlar kısmına bu aralar bir yerlerden, birden fazla şikâyet gelmeye başladı.
Bir ilçenin, bir mahallesinden, sanki sözleşmiş gibi birileri yoğun şekilde şikâyetler yazmışlar.
Hangi ilçe, hangi mahalle olduğu ben de saklı kalsın, şikâyeti yazayım.
Şimdilik!
Mahalle de yaşayanlardan iki elimin parmaklarından fazla insan aynı şeyden şikâyetçi olduklarını anlattılar.
Bir siyasi partinin mahalle başkanı, onlara iş sözü vermiş, aş sözü vermiş, maddi yardım sözü vermiş, erzak sözü vermiş.
Ne için vermiş bu sözleri, onları partiye üye yapabilmek için.
Üye yapmış, yaptım demiş, yaparım demiş, yalanına devam etmiş, ne için kendi küçük hedeflerine ulaşmak için.
Arkasında, verdiği sözleri yapmasını bekleyen ama sözlerin yalan olduğunu görenler hayal kırıklığı içinde söylenmeye başlamış ve söylenmelerini bana da yazmışlar.
Gazeteci olarak değil, normal yoldan araştırdım, soruşturdum şikâyetin doğru, mağdurların var, yalancının halen dolandığını öğrendim.
Küçük beyni ile partisine büyük ihanet içinde, bir şeyler yaptığını sanarak!
Beyni küçük zatın unuttuğu bir şey var, o yalanla üye yaptığı insanın, boş sözler üzerine tepki verip, üyelikten çıkması, senin yalanından daha net bir gerçek.
Girerler www.yargitay.com sitesine, siyaseti parti üyeliği sekmenine TC numaranı yazar, hangi partiye üye olduğu şak diye ekranda karşısına çıkar.
İşte o çıkan ekranda, ‘Üyelikten istifa et’ butonuna bir tık yapar, parti üyeliğini saniyeler içinde sonlandırır.
Senin yalanından daha kısa sürede, seni yalanından daha gerçekçi şekildi.
Buradaki sorun bir siyasi partiye üye yapmak veya yapamamakta değil.
Buradaki sorun, siyasetin içinde böyle küçük hedefleri için yalan söyleyen insanların varlığı değil.
Sorun, bu tür insanların varlığından dolayı siyasete, siyasetçiye olan güvenin azalmasında.