Zeytin ve zeytin üretiminde, iklim krizi sebebiyle oluşan problemlere ilişkin Meclis Araştırma Önergesi veren CHP İzmir Milletvekili ve TBMM Çevre Komisyonu Üyesi Mahir Polat, “İklim değişikliği verilerinin üretici ile paylaşılması ve bu veriler doğrultusunda ağaç dikimi gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Küresel iklim değişikliğinin zeytin rekoltesini düşürdüğü bir gerçektir” dedi.
Zeytinin kurak koşullara dayanıklı bir tür olarak bilindiğini ancak yıllık belirli miktarlarda suya ihtiyaç duyduğunun göz önüne alınması gerektiğini vurgulayan Polat, “İklimde yaşanan ani değişimler, doğal olarak ülkemizdeki zeytin yetiştiriciliğini de etkiliyor. Zeytin kurak koşullara dayanıklı bir tür olmasına karşın küresel iklim değişimi sürecinde iklimde yaşanan dalgalanmaların etkisiyle yağış ve sıcaklık miktarındaki değişkenlikten en fazla etkilenecek tarım ürünleri arasında yer almakta. Özellikle büyüme dönemlerinde aşırı kuraklık stresi, zeytin ağaçlarının ürünü ve gelişmesi üzerinde olumsuz etkilere neden olmakta” dedi.
ÖNLEM ALMAK ŞART
Yeteri kadar su almayan alanlarda her yıl 100-200 kg civarında ürün kaybı ortaya çıktığını vurgulayan Polat, “Zeytin üretiminde verimliliği artırmak için yağışlardan daha fazla yararlanmak ve damla sulamayı yaygınlaştıracak önlemler almamız gerekiyor. Dünya’da 192 milyon 283 bin ağaç varlığıyla ikinci sıra yer alan ülkemiz, zeytinyağı üretimi ve sofralık zeytin üretiminde maalesef arka sıralarda. Daha da geriye düşmemek için önlemlerin alınmasının, yöntemlerin güncellenmesinin, zeytincilikte su kaybına neden olmadan yapılacak sulamaların ve ürün bakımının önemi çok büyük” dedi.
DİĞER ÜLKELERİN GERİSİNDEYİZ
Polat ayrıca, “Zeytincilik Cumhuriyet’in ilanından sonra önemli tarım faaliyetlerinden biri olmuştur. Zeytincilik seferberliği başlatılmış ve zeytincilik konusunda araştırmalar yapmak üzere, 1937 yılında Bornova Zeytincilik Araştırma Enstitüsü kurulmuştur. Altmışlı yıllarda Türkiye ilk zeytinyağı ihracatını yapmıştır. Yetmişli yıllara gelindiğinde verimin düşük ve maliyetin yüksek oluşu kârlılığı olumsuz etkilemiş, tamamen doğal olan zeytinyağının insan sağlığı yönünden ne kadar değerli olduğu anlatılarak teşvik edileceği yerde, şarkılar bestelenip rafinasyon ile elde edilen diğer bitkisel yağların üretim ve tüketimi teşvik edilmiştir. Daha sonraki yıllarda Zeytinciliği Koruma Kanunu’na rağmen zeytinlikler sökülerek, kıyı turizmi uğruna feda edilmiş başka tarımsal faaliyet alanları zeytinciliğin yerini almıştır. Aynı yıllarda geleneksel zeytin yetiştiriciliğinin ekonomik olmadığının farkına varan İtalya ve İspanya modern zeytinciliğe yönelmiştir.
Ülkemiz 192 milyon 283 bin adet zeytin ağacı varlığıyla dünyada 2'nci sırada yer almasına rağmen sofralık zeytin üretiminde yıllara göre 2'nci ve 3'üncü sıralarda, zeytinyağı üretiminde yıllara göre 3'üncü ve 5'inci sıralarda yer almaktadır. Bu verilerden anlaşılacağı üzere, Türkiye ağaç başına verimlilikte rakip üretici ülkelerin gerisinde kalmaktadır” diye sözlerini tamamladı.