CHP İzmir Milletvekili ve 15 Temmuz FETÖ Darbesi Araştırma Komisyonu Üyesi Aytun Çıray, Başbakan Binali Yıldırım’ın CHP Genelbaşkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘15 Temmuz’un Kontrollü bir Darbe’ olabileceğine ve AKP’de 180 Bylocke kullanan milletvekili bulunduğuna ilişkin değerlendirmelerine gösterdiği tepkiyi bir açıklamayla eleştirdi. Aytun Çıray, açıklamasının başında “15 Temmuz felaketinin hemen sonrasındaki siyasi uzlaşma beyanlarının Türk Milletini gerçekten rahatlattığını ve ortaya adeta bir musibet bin nasihatten evladır sözünü doğrulayan sosyal huzur umudu doğduğunu” ifade etti.
“Bu umudun verdiği motivasyonla bu tarihte eşi benzeri görülmemiş hıyanetin aydınlatılmasına katkıda bulunmak ve Türk Milletine karşı görevimi yerine getirmek için derhal bir Meclis Soruşturma Komisyonu, eğer bu olmazsa Araştırma Komisyonu kurulması doğrultusundaki görüşlerimi Genel Başkanımız Sayın Kılınçdaroğlu’yla paylaştım ve konuyu birlikte istişare ettik.
15 TEMMUZ ARAŞTIRMA KOMİSYONUNU BALTAYANLARIN KONTROLLÜ DARBE İBARESİNDEN RAHATSIZ OLMA HAKLARI YOKTUR
Değerli Genel Başkanımız kendisinin de aynı görüşte olduğunu ve CHP’nin bunun için hemen harekete geçeceğini belirtti. Gerçekten de öyle oldu ve ben de Türkiye Büyük Millet Meclisi tarihi içinde tarihsel bir fonksiyon icra edeceğine inandığım bu komisyonda arkadaşlarımla birlikte yer aldım. 15 Temmuz FETÖ Darbesini Araştırma Komisyonunun tarihsel fonksiyonunu icra edebilmesi için elimizden gelen her türlü gayreti gösterdik. Ancak bir süre sonra Sayın Cumhurbaşkanı verdiği desteği çekti. AKP'nin 15 Temmuz’un gerçekten aydınlatılması istemediğine dair emareler ortaya çıkmaya başladı. Bu durum, Komisyonumuzun daha çalışmalarına henüz başladığı sıralarda Devlet Bahçeli’nin MHP Meclis Grubunda bizi şu anki referandum sürecine sokan konuşmasıyla tescillendi. AKP iktidarının 15 Temmuz’un gerçekten aydınlatılması gibi bir niyeti yoktu. 15 Temmuz FETÖ Darbesini Araştırma Komisyonun çalışmalarının açık-örtülü yollarla baltalanmasına tüm çıplaklığıyla şahit olduk. Böyle davrananlar şimdi kontrollü darbe gibi ibarelerden rahatsızlık duyuyorlar. Buna hakları var mı?”
ESİP ÜFÜRMEYİ BIRAKIN. YAZILI SORULARIMA ANAYASAL SÜRESİ İÇİNDE CEVAP VERİN!
Aytun Çıray açıklamalarına şöyle devam etti: “Biz bu acı gerçeği yaşayarak gördüğümüz için 15 Temmuz’un aydınlatılması için Meclis’in bize sunduğu anayasal imkanları da sonuna kadar kullanmaya çalıştık. Komisyonda cevaplarını almamızın engellendiği soruları Anayasanın ve Meclis İçtüzüğünün Türk Milletinin temsilcileri olarak bize tanıdığı haklar çerçevesinde Başbakan Binali Yıldırım’a iki ayrı tarihte yazılı olarak sorduk. 23 Kasım 2016 tarihli ilk yazılı soru önergemizde –ki orijinal metnin kopyasını ekte sizlerin bilgisine sunuyorum- sayın Binali Yıldırım’dan Komisyonumuzun bu doğrultudaki taleplerinin karşılanmadığını belirterek ‘hain terör şebekesi FETÖ’nün kendi iç iletişimin sağladığı ByLocke ve Eagle adlı şifreli yazılımları kullanan siyasetçiler, özellikle eski/yeni milletvekili, bakan, belediye başkanları ve üst düzey bürokratlarının kimler oldukları’ sorusunu yanıtlandırmasını istedik. Bununla da yetinmedik aynı önergenin ikinci sorusunda bu gruba giren tüm aktörlerin o geceki ‘uçuş planları ve HTS raporları nedir?’ diye sorduk. Ama maalesef sayın Yıldırım bu sorularıma Anayasal süresi içinde cevap vermedi, hâlâ da vermiş değil.
Binali Yıldırım’ı adeta ‘yavuz hırsız’ konumuna sokan ikinci bir yazılı soru önergem daha var. 16 Aralık 2017 bu önergede –ki bunu da orijinal kopya olarak ekte bilginize sunuyorum- Sayın Binali Yıldırım’a Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın 15 Temmuz konusunda medyaya yansıyan savcılık ifadesinden hareket ederek Akar’ın ifadesinde 15 Temmuz’un önde gelen şüphelilerden Mehmet Dişli’nin ‘şüpheli savunmasındaki çelişkilerin nedenlerini Hulusi Akar’a sordunuz mu?’ sorusunu yönelttim. Bu önergedeki ikinci sorum Mehmet Dişli sözkonusu şüpheli ifadesinde olay akşamı Çankaya’ya Hulusi Akar’la birlikte sizin talimatınız üzerine gittiğini söylemesiyle ilgiliydi. Sayın Başbakan’a bu ifadenin doğru olup olmadığını sordum. Ancak bu önergemin de akıbeti de tıpkı ilk önergem gibi cevapsızlık oldu.’
GERÇEKLER GİZLENEMEZ, TERS YÜZ EDİLEMEZ. HELE 248 VATANDAŞIMIZIN KANI BULAŞMIŞSA ASLA…
Çıray Binali Yıldırım’ın bu tutumunun ciddiyetsizlikten değil, gerçeklerin Türk Milletinden kamufle edilmek istenmesinden kaynaklandığını belirtti. Çıray açıklamasını şöyle tamamladı: “gerçekleri gizlemek, maskelemek ve değişik yol ve yöntemlerle ters yüz etmek isteyenler 16 Nisan’ı 15 Temmuz lütfu haline getirmek için 15 Temmuz’un yarı karanlıkta tutuyorlar. Allah Türk Milletini korusun, istedikleri sonucu alırlarsa onu tamamen karanlığa gömecekler. Sn Binali Yıldırım’ın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'na saldırması bundan. Suçluların telaşı içinde tehditle karışık salvolar atıyorlar. Ama ne yaparlarsa yapsınlar nafile. Çünkü gerçeklerin eninde sonunda ortaya çıkmak gibi huyları vardır. Hele bu gerçeklere iki yüz kırk sekiz vatandaşımızın kanı bulaşmışsa…’