Hem de hepimiz. Çoğu zaman farkında olmadan ve sürekli. Aynı gün içinde kim bilir kaç kez ve kimler tarafından… Amaç her zaman, üzerimizde bir etki yaratarak, fikrimizi ve kanaatimizi değiştirmek, böylelikle de beklenen davranışı göstermemizi sağlamak.
İş yaşamından tutun da, sosyal çevremize, dostluklardan özel ilişkilerimize kadar, yüz yüze iletişimin olduğu her yerde, iletişim kurmadığımız zamanlarda ise sürekli ve kesintisiz bir bilgi akışına maruz kaldığımız düşünülürse ‘Her zaman’, birileri bizim düşünce ve davranışlarımızı etkilemek istiyor. Seçilme, beğenilme, tercih edilme, onaylanma, satın alınma, desteklenme …. gibi benzer davranışların gösterilmesi amacıyla, bilerek ve isteyerek çeşitli yöntemleri kullanarak yapılan kişileri etkileme davranışına “Manipülasyon” diyoruz.
Manipülasyon, kişilerin duygularını etkileyebildiği ölçüde başarılı oluyor. Bu nedenle yazılı ve görsel basında kullanılan reklamlarda insanların duygularını harekete geçirecek bir algı yönetimi yapılmakta. Tercih edilirlik duyguları harekete geçirebilmekle doğru orantılı. Bu nedenle birçok marka sosyal sorumluluk projelerine ağırlık veriyor, ürününü satmanın yanında toplumsal fayda sağlama amaçları ile öne çıkan reklam kampanyalarını tercih ediyor. Sinema, dizi ve reklamlardaki manipülasyon yöntemlerinin daha sanatsal ve sosyal oldukları için çok göze battığını söyleyemeyiz. Hatta, markaya olan bağlılığı artırdığı için firmaları daha çok sosyal sorumluluk projelerinin içinde yer almaya teşvik ediyor.
Kişilerin duyguları üzerinde yaratılan etkinin manipülasyon üzerindeki başarısı şüphesiz en iyi siyasette kullanılıyor. Önceden bu gücün bu denli farkında olmayan siyasetçiler, artık kişilerin duygularına hitap ederek onları etkileyebilecek kampanya ve konuşma metinleri için, hiç düşünmeden milyon dolarlar ödüyor. Siyasetin manipülasyon yöntemleri ise çok sık ve yoğun bir şekilde tekrarlandığı için daha kolay fark edilebiliyor. Özellikle son dönemde basının tarafsızlığını yitirerek yaptığı ve yapmadığı haberler bu manipülasyona en güzel örnek.
Benim özellikle değinmek istediğim ise yüz yüze iletişimde manipülasyon. Hayatınızda hiç birine hayır derken kendinizi suçlu hissettiniz mi? Bu suçluluk duygusu yüzünden hayır diyemediğiniz oldu mu? Ya da iş yerindeki yöneticinizin söylediklerine katılmadığınız halde, sırf sizin sorumluluktan kaçtığınızı düşünmesini istemediğinizden fikrine katıldınız mı? Öfkesinden korktuğunuz için, baştan evet demeyi ve eleştirmemeyi öğrendiniz mi? Etrafınızda sürekli kurban rolü oynayan biri var mı, ona karşı içinizde beslediğiniz vicdani duygular, sizi rahatça kullanmasını sağlıyor mu, üstüne üstlük siz bunun farkında mısınız? Bu sorulara cevabınız evet ise Manipüle ediliyorsunuz!
Manipülasyon ortamının oluşabilmesine zemin hazırlayan kişilik özelliklerine değinecek olursak, gözümüze çarpan ilk şeyin duygusallık ve hassasiyet olduğunu görüyoruz. İçine kapanık, özgüven eksikliği yaşayan, kendi başına duygularını ifade edemeyen, herkesi memnun etme, başkaları tarafından onay ve kabul görme çabası içinde olan, olumsuz duygulardan kaçmak isteyen, hayır diyemeyen, sınırları olmayan, sürekli kontrol edilme isteğinde olan kişilerin sürekli manipülasyona maruz kaldığını gözlemliyoruz.
Manipülasyon yöntemleri
En bilinen Manipülasyon yöntemlerini inceleyecek olursak;
- Olumlu pekiştirme: Övgü, iltifat, yapay sempati, aşırı özür dileme, kabul etme, beklenmedik hediyeler… Bu yöntem genellikle yapılan davranışın güçlendirilmesi ve sıklığının arttırılması için uygulanır.
- Olumsuz pekiştirme: Azarlama, bağırma, tehdit etme, küfretme, duygusal tehditler, suçluluk hissetme, ağlama ve kurbanı oynama gibi durumlar bu yönteme örnektir.
- Kısmi pekiştirme (olumlu ya da olumsuz): Bu yöntem daha çok korku ve şüphe ortamı yaratmak için kullanılır.
- Cezalandırma: Manipülatör, kurbanını etkileyebilmek için, sevgi ve destek gibi olumlu duyguları sergilemeyi bırakır.
- Travmatik yaklaşım: Sözle taciz, çok öfkelenme gibi travma yaratacak yaklaşımlar, manipülatör tarafından baskınlık ve üstünlük kurmak için kullanılabilir.
Manipülasyon teknikleri
Manipülasyon yapan kişiler, birçok teknikten yararlanır. Bu tekniklerin en bilinenleri;
- Yalan söylemek: Manipülasyon uzmanlarının sık sık kullandığı yöntemdir.
- Kontrollü yalan söylemek: Manipülatör yalan söylerken, bazen gerçeklerin bir kısmını da yalanına dahil eder. Oldukça etkili olan bu yöntem, özellikle propaganda yapmak için kullanılır.
- Reddetme: Manipülatör çoğu zaman yanlış yaptığını alenen kabul etmez ve reddetme yolunu seçer.
- Rasyonalizasyon: Manipülatörler genellikle yaptıkları davranışlar için bir sebep ya da bahane bulmakta uzmanlardır.
- Minimizasyon: Bu yöntem genellikle rasyonalizasyonla bir arada kullanılır. Davranışını rasyonalize etmek isterken, davranışının olumsuz sonuçlarını da gözünde küçültür.
- Seçici dikkat ya da seçici dikkatsizlik: Manipülatör, kendisini yolundan saptıracak herhangi bir duruma dikkat etmez, ilgi göstermez ya da görmezlikten gelir.
- Oyalama: Manipülatörler sorulara belirgin ve açıklayıcı cevaplar vermekten kaçınırlar. Cevap vermek istemedikleri durumlarda, konuyu değiştirmek konusunda da uzmandırlar.
- Kaçamak cevaplar: Oyalamaya benzer şekilde, bu yöntemde de manipülatör sorulan sorulara anlamsız, belirsiz ve havada cevaplar verir.
- Suçluluk hissettirme: Bu yöntem manipülatör tarafından bir yıldırma taktiği olarak kullanılır, karşısındaki kişiyi bencillik ya da umursamazlıkla suçlayabilir.
- Utandırma: Manipülatör, kurbanını korkutmak ve kendinden şüpheye düşürmek için, alaycı bir tavır takınabilir.
- Kurban rolü oynama: Manipülatörler, karşısındaki kişilere suçluluk hissettirmek, utandırmak ve istediklerini alabilmek için, kurban rolü oynarlar. Böylece sempati toplayarak isteklerini elde ederler.
- Baştan çıkarma: Manipülatörler çekiciliklerini ve cazibelerini kullanarak kurbanlarının savunma mekanizmalarını zayıflatmaya çalışırlar.
- Masum rolü oynama: Çevresine zarar verdiğinin bilincinde olan manipülatör, masum rolüne bürünerek verdiği zararın istemsiz olduğuna inandırmaya çalışır.
- Aptal rolü oynama: Manipülasyona başvuran kişi, yaptığı fark edilince aptal rolüne bürünerek hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi davranabilir.
Kitapları satış rekoru kıran, Amerikalı Kişisel Gelişim Yazarı ve Motivasyonel Dr. Wayne Dyer ise; “İç huzuru yakaladığınızda ve kendinizle ilgili hisleriniz gerçekten olumlu olduğunda, başkaları tarafından kontrol ya da manipüle edilmeniz neredeyse imkansızdır.” Der.