İzmir Büyükşehir Belediyesi Bağımsız Meclis üyesi Latif Aydemir, 14 Ekim 2024 tarihli meclis toplantısında yaptığı konuşmada, kadına yönelik şiddet mücadelesinde samimiyetin önemine dikkat çekmiş, ancak bu sözlerinin bazı kesimlerce yanlış yorumlandığını ifade etti.
Aydemir, yaptığı açıklamada, “Kadına yönelik şiddet, toplumumuzun kanayan ve durmayan en önemli yaralarından biridir. Bu konudaki hassasiyetin farkındayım ve bu hassasiyeti paylaşıyorum” dedi.
Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerinin toplumda haklı bir duyarlılık yarattığını vurgulayan Aydemir, mücadelenin etkin olabilmesi için her olayın objektif bir yaklaşımla ve önyargısız değerlendirilmesi gerektiğini savundu.
Açıklamasında, insanları değerli kılanın cinsiyet değil dürüstlük ve insani değerler olduğunu dile getiren Latif Aydemir, “Yaşam hakkı en kutsal haktır. Bir insanı öldüren, tüm insanları öldürmüş gibidir anlayışıyla yetişmiş biri olarak, şiddetin her türlüsünü amansız ve fakatsız bir şekilde lanetliyorum” ifadelerini kullandı.
Aydemir, kadına şiddetle mücadelede samimiyetin önemine vurgu yaparken, toplumda bu konudaki hassasiyetin korunması gerektiğini belirtti ve sözlerinin yanlış anlaşılmasına sebep olduğu için üzüntü duyduğunu dile getirdi.
"TAZMİNATLARI KIZ ÇOCUKLARININ EĞİTİMİNE BAĞIŞLAYACAĞIM"
Aydemir, meclis konuşmasından sonra yaptığı basın açıklamalarında şiddeti asla kabul etmediğini defalarca beyan etmesine rağmen, kendisine yönelik sistemli bir şekilde nezaket ve hukuk dışı davranışlara maruz kaldığını belirtti. Bu süreçte kendisine hakaret ve tehditte bulunan kişiler hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu açıklayan Aydemir, açacağı tazminat davalarında hükmedilecek tazminatları ihtiyaç sahibi kız çocuklarının eğitimi için bağışlayacağını ifade ederek açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
"Kadına ve Çocuğa Şiddet Konusunda Siyaset Üstü Bir Birlik Gerektiğini düşünüyorum. Bu açıklama vesilesiyle, böylesi insani meselelerin partiler, gruplar veya şahıslar üzerinden değerlendirilmemesi gerektiğine dair bir hatırlatma yapmak isterim.
Kadına ve çocuğa yönelik şiddet gibi konular toplumumuzun ortak yarasıdır ve bu konuda herkesin sağduyulu bir şekilde birleşmesi gerektiğine inanıyorum. Hangi partiden olursa olsun, bu tür hassas konularda birbirimizi anlamadan yargılamaktan kaçınarak, ortak bir dille hareket etmemiz gerekiyor. Bu meselelerin siyasi çıkarlar ya da bireysel rekabetlerden uzak bir biçimde savunulması, gerçek çözüme ulaşmamızda en önemli adımdır.
Toplum olarak kadına ve çocuğa yönelik şiddetle mücadelede el birliğiyle hareket etmeli ve bu konuda hep birlikte duyarlılığımızı sürdürebilmeliyiz."