CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay'ın yönettiği “Yaygın Medya ve Tarafsızlık” konulu etkinliğe İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) Başkanı Misket Dikmen, Gazeteci Haluk Şahin, Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Tevfik Kızgınkaya, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Gökhan Bulut, Araştırmacı Yazar Muzaffer Ayhan Kara gibi duayen isimler katıldı.
Çalıştayda konuşan İGC Başkanı Misket Dikmen, gazetecinin tarafsız değil nesnel olması gerektiğini vurguladı. Dikmen, “Gazeteciler taciz ve tecavüz haberlerinde karşı taraf olmayacak mı?” diye sorarak, “Adaletsizlik ve hukuksuzluk karşısında taraf olmayacak mıyız? Tabiki taraf olacağız. Önemli olan tarafsızlık değil nesnelliktir. Kirli haber vermemeliyiz” dedi.
Bir haberin araştırılma, yazılma ve yayınlanma sürecinde onu belirleyen gerekçeler olduğunu da belirten Dikmen, “Bu belirleyiciler; veriler, haberin kendisi, patronun talebi, ideolojik, ekonomik, dinsel olabilir. Ancak asıl olan tarafsız değil nesnel değer yargılarıyla oluşturulmuş bir bilgidir. Taciz, tecavüz olaylarının karşısında taraf olmayacak mıyız? Hukuksuzluğa, adaletsizliğe karşı taraf olmayacak mıyız? Medya önce barış yanlısı olmalı. Basının bir şifresi var. Boşuna '5 N - 1 K' dememişler. Basın kurallar ve ilkeler çerçevesinde gerçeği yansıtarak, taraf olmalıdır. Farklı bakış açılarını ancak bu şekilde görebiliriz” diye konuştu.
Tutuklu gazetecilere özgürlük talebi
CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay da, konuşmasında tutuklu gazetecilere özgürlük talep etti. Haber üretiminin artık çok önemli bir konu haline geldiğini dile getiren Balbay, “Medya bambaşka bir kuvvet oldu. ABD Savunma Bakanlığı'nın 'yeni dönemde hedef ülkelerde ne yapacağız?' diye bir çalışması var. 'Artık tank ve tüfekle işgal işine son verdik. Medya operasyonlarıyla bir ülkeyi işgal edeceğiz' diyorlar. Bu ortamda neye göre tarafsızlık?.. nesnelliği, insanlığın ortak değeri barışa, birlikte yaşama ilkesine göre tarafsızlık daha önemli. Medya “Kitle İmal Silahı” haline geldi. Medya aracılığıyla yeni bir insan imal ediyorlar” dedi.
“Bab-ı Ali'den doğru ses gelmiyor!”
Gazeteci Haluk Şahin de, yurttaşın sağlıklı şekilde bilgilendirilmesinin demokrasinin temeli olduğunu söyledi. “Eğer bir toplumda basın özgürlüğü yoksa demokrasinin yaşaması mümkün değildir” diyen Şahin, “400 yıl öncesinden bunlar ortaya konmuştur. Basın ve medya özgürlüğünü savunurken biz demokrasinin en asal varsayımlarını savunmuş oluyoruz. Biz, demokratik eleştiri hakkından bahsederken bazıları fitneden bahsediyor. Biz, muhaliflikten bahsederken bazı kesimler münafıklıktan bahsediyor. Bu temel kavramlar açısından da eskisine göre dezavantajlı noktadayız. Yaygın medyanın performansını incelerken tarafsızlıktan bahsetmek yerine nesnellikten bahsetmeliyiz. Gazeteci sabah uyandığında 'ben bugün dünyada, ülkede olanları siyasal iktidara hoş göstermek için nasıl vermeliyim?' sorusuyla yola çıkarsanız siz gazeteci olmaktan çıkarsınız propagandacı olursunuz. Siz hem gazeteciyim deyip hem de bambaşka ölçülerle haber işlemeye çalışırsanız bu gazetecilik olmaz” dedi.
Bu tür gazetecilerin amaçlarının halkın, kitlelerin olan bitenleri daha çarpık, eksik anlaması olduğunun altını çizen Şahin, şöyle konuştu:
“Türkiye'de bugün Bab-ı Ali'den bize doğru gelen bilgi selleri baştan aşağıya kirli. Onları hazırlayanların çoğu gazeteci değil. Hayatlarında bir tek gün bile gerçek anlamda gazetecilik yapmış değiller. Kadri Gürsel ve Ahmet Şık gazetecidir. Halkın parasıyla yayın yapılan yerlerde tarafsızlık şarttır. TRT ile tarafsızlık ayrılmaz parçalardır. Benim paramla beni kandırmaya başladığı zaman ben biliyorum ki bu Anayasa suçudur. Maalesef TRT bizim zamanımızın çok üzerinde para almasına karşın hemen her programda Anayasa suçu işliyor. Bizim paramızla bize kötü mal sunuyor. Nesnellikten kopuk haberler yapıyor.”
Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Tevfik Kızgınkaya da, adaletin gazetecilik için yaşamsal öneme sahip olduğunu vurgulayarak, “En çok adalet isteyenler duvarların arkasındaki gazeteci arkadaşlarımızdır. Gerçek ve doğru haberden yana olan arkadaşlarımın yüzde 80'i işsiz. Bir bölümü duvarların arkasında. Neo liberal sistem örgütlü toplumu ortadan kaldırdı. Türkiye'de şu anda basın özgür değil” diye konuştu.
Çalıştayın sonunda katılımcılar yurttaşların sorularını yanıtladı.