“‘Kanserden korkma, geç kalmaktan kork’ sloganı meme kanseri için de geçerlidir. Meme kanserinde başarılı tedavinin ilk koşulu erken tanıdır. Kişinin meme kanseri açısından bireysel riskinin bilinmesi, düzenli takip, düzenli hekim muayenesi, tarama testlerinin düzenli yapılması ve kadınların kendi kendine meme muayenelerini doğru ve düzenli olarak uygulamalarıyla erken tanı mümkün olmaktadır.” açıklamasında bulunan Acıbadem Ankara Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Tuğbay Tuğ, “Tüm kadının her ay adet dönemini takip eden hafta içerisinde mutlaka kendi kendisini meme muayenesi yapması gerekiyor. Belirtilen risk faktörlerine sahip olan kadınlar, en az yılda bir kez hekim muayenesinden geçmeli, meme ultrasonografisi ve mamografi gibi ilk basamak tarama testlerini yaptırmalıdır. 25 yaşından sonra her yıl ultrasonografi, 40 yaşından sonra ise mamografi yapılması, erken teşhis için çok önemli. Meme kanseri tanısı alan bir kadına hekimi tarafından mutlaka tüm vücut tarama incelemeleri yapılmalı ve hastalığın hangi evresinde olduğu belirlenmelidir. Hastalığın tekrarlamadan ve vücuda yayılmadan başarılı bir şekilde tedavi edilebilmesi için evreleme şarttır” ifadelerini kullanıyor.
Bu belirtilere dikkat!
Meme kanseri tedavisi erken evrelerde teşhisin hayat önemini kaydeden Tuğbay Tuğ meme kanserinin en sık karşılaşılan belirtisinin, ağrısız ve zamanla büyüyen bir kitle hissedilmesi ile anlaşılabildiğini söyleyerek diğer belirtileri şöyle sıraladı: “Meme derisinde çekinti, deride renk değişikliği, meme başı çekintisi, kanlı meme başı akıntısı, memede ele gelen sertlikler, koltuk altında lenf bezi büyümeleri gibi belirtilerle kendisini ortaya çıkarıyor.”
Kimler risk altında?
Geç menapoza girerek uzun süre kadınlık hormonuna (östrojen) maruz kalmak
Hiç doğum yapmamak
İlk doğumu 35 yaşından sonra yapmak
Bebek emzirmemek
Dışarıdan uzun süreli kadınlık hormonu kullanmak (doğum kontrol ilacı, tüp bebek tedavisi gibi)
Ailede meme, rahim ya da yumurtalık kanseri bulunması
Fibrokistik meme yapısında görülen bazı doku değişiklikleri
Kilolu olmak
Yağlı beslenme
Stresli hayat tarzı
Alkol ve sigara kullanımı olarak belirtilebilir.
Meme kanseri tedavi edilebilir hastalıktır
Hastalığın ileri evrelerinde tanı konulan hastalarda, tümör hücrelerini öldüren ilaç uygulamalarıyla tedaviye başlamanın gerektiğini aktaran Prof. Dr. Tuğbay Tuğ “Günümüzde meme kanseri tedavisinde kullanılan ilaçların gelişmesi tedavi olabilme şansını da arttırmaktadır. İlaç tedavisiyle hastalık kontrol altına alınıp tümör geriletildikten sonra cerrahi tedaviler uygulanabilir. Meme kanseri tedavisinde uygulanan cerrahi yöntemler hastanın içinde bulunduğu evreye, tümörün büyüklüğüne ve meme içerisindeki yerleşim yerine göre değişebilmektedir” ifadelerini kullandı.
Meme kanserinde doğru iletişim çok önemli
Uygulanan tedavi yöntemlerinden ve hasta doktor arasındaki iletişimden bahseden Tuğbay Tuğ “Cerrahi yöntemler arasında memenin kanserli olan kısmının alınarak, kalan meme dokusuna radyoterapi (ışın tedavisi) verilmesi ile uygulanan meme koruyucu cerrahi, memenin tümünün alınması (mastektomi), meme derisinin korunarak memenin içinin boşaltılması ve silikon protez veya kişinin kendi dokularının kullanılarak yeni meme yapılması (rekonstrüksiyon) sayılabilir. Tüm hastalıklarda olduğu gibi hekim- hasta arasındaki doğru iletişim meme kanserinin tedavisinde de son derece önemlidir. Hastanın tedavisine başlarken kendisine uygulanacak ilaç tedavileri ve uygulanacak cerrahi yöntemlerle ilgili detaylı bilgi verilmeli ve cerrahi yöntemin seçimine hasta ve hekim birlikte karar vermelidir. Unutulmamalıdır ki meme kanseri tedavi edilebilir bir hastalıktır” açıklamasında bulundu.