Menemen’de neler oluyor demeyeceğim.
Neler oluyor, neler olmuyor vatandaş biliyor.
Bilmediğini de gazetecilerden öğreniyor.
Gazeteciler de beledi ne olursa olsun, Menemenlilerin bilmesi gereken doğrular neyse onu bulmaya, yazmaya ve söylemeye devam ediyor.
Ancak son günlerde Menemen’de ciddi sorunlar var.
Gazeteciler yazsa da var, yazmasa da var.Gazeteciler de doğal olarak işlerini yapıyor ve yazıyor.
Kamuoyu görevi.
Ama belli ki birileri bundan rahatsız.
Gazeteciler aramasın, bulmasın, çıkarmasın ve yazmasın derdinde.
O birileri, ekonomik baskı kurmaya çalışıyor gazeteler ve gazeteciler üzerinde.
O birileri, araya birilerin sokuyor, gizli tehditler yolluyor gazetelere ve gazetecilere.
O birileri, yetinmiyor, arada hiçbir iletişim olmayan insanları gazetelerin, gazetecilerin üzerine salıyorlar.
Olayı basına şiddet boyuna getiriyorlar.
Geçtiğimiz günlerde de meslektaşım, gazeteci dostumuz Çağrı Radyo ve Çağrı Haber Gazetesi sahibi Ulvi Tanrıverdi’ye, böylesi çaresizlik içinde kalanların yönlendirdiği bir çirkin saldırı oldu.
Korona virüsü nedeniyle evinde sadece küçük alış verişler çıkan gazeteci dostumuza, bir anda saldırıyor, ismini hiç kimsenin bilmediği, kendisini hiç kimsenin tanımadığı bir kişi.
Kişi diyorum, maşa olduğu için, maşa olmayı tercih ettiği için.
Öyle ya, o kadar saat nöbet tutacaksın, o kadar saat takip edeceksin gazeteciyi sıkıştırmak için, bu sabrın nedeni kin ve nefret olamaz.
Bunun nedeni olsa olsa, cebine giren birkaç kuruş ve o kuruşun bedeli olan çirkin saldırı.
Gazeteci dostumuza ve gazetecilik mesleğine çok geçmiş olsun diyorum.
Kamuoyuna da, baskı da görsek, yolumuzda kesilse, dayak da yesek şunu bilsin.
Bilmeleri gereken ne kadar yanlış veya doğru varsa, bulacağız, yazacağız, okumanız için size ulaştıracağız.
Gazeteci hiçbir baskıya boyun eğmez!Menemen’de bile olsa!