Menopoz, genelde 40 yaş ile 55 yaşa kadar geçen süre içinde görülen, önceleri adet kanamalarının düzensizleşmesiyle, daha sonra ise kesilmesiyle oluşan bir dönemdir. Menopoz, hayatın doğal bir evresidir.
''Yaşam Süresinin Artmasıyla Menopozda Geçirilen Yıl Sayısı da Arttı''
Özel Ege Şehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Ferit Tuna:''Toplumda, menopoz ve menopoz semptomlarının konuşulması, kadınların menopoz hakkında daha detaylı bilgiye sahip olmalarını sağlıyor'' diye konuştu ve sözlerine şöyle devam etti: ''Menopoz, yumurtaların görevini yapmaması demektir. Yumurtalar, doğduğu günden itibaren içindeki foliküllerle hareket ederler. Ergenlik döneminde aktif hale gelirler ve yumurtacık sayıları bittikten sonra menopoza girerler.Menopoz bir anda ortaya çıkan bir durum değildir. Vücuttaki değişiklikler başlar ve yıllar sonra kadın menopoza girer.
Menopozun sebepleri kadınlık hormonları olarak bilinen östrojen ve progesteron hormonlarının azalmasıdır. En başta dikkat çeken belirtilerden birisi adet düzeninin bozulmasıdır. Adetler gecikmeye başlar, adetlerin araları uzar ve miktarları azdır. Menopoz, bir kadının adet kanamasının olmaması demek değildir aslında, bir başka nedenden rahmi alınan kadında da kanama olmaz, ama yumurtası duruyorsa menopoza girmez. Eski dönemlerde bu sıklıkta görmediğimiz menopoz hastaları artık heryerde var. Aslında bu durum sevindirici bir durumdur, kişinin menopoz dönemine vardığının bir göstergesidir. Eskiden menopoza girmeden çok kişi vefat ediyordu, ama şimdi belirgin bir hasta popülasyonu var karşımızda.Ortalama yaşam süresinin artmasıyla birlikte menopozda geçirilen yıl sayısı ve menopoz dönemine giren kadın sayısı da artmıştır.''
''Menopoz, Vücut Sistemini de Etkiler''
Menopoz dönemi, kadınların psikolojik sistemini de etkilemektedir. Kadınlar, kendilerinin artık eskisi gibi olamayacaklarını ve yaşlandıklarını düşünürler. Bu teknik olarak mümkün değildir çünkü tüm fonksiyonları aynen devam eden kadın, bir tek adet görmeyecektir. Yapılan çalışmalarda adet görmemenin hiçbir fonksiyon üzerinde büyük bir etkisinin olmadığı görülmüştür; cinsel yaşantı da dahil. Bu durumu hastaya çok iyi anlatmamız gerekmektedir. Kişinin eskiden olduğu gibi aynı kişi olduğunu sadece adet görmediğini belirtmemiz lazım.Özellikle kemik ve hareket sistemi de etkilenmektedir. Çünkü östrojen, kemiklerin canlılığını ve kalsiyumun kemiğe oturmasını sağlar. Bunlar olmayınca kemik erimeleri başlıyor.
Kadınlar ne kadar erken menopoza girerlerse, kemik erimesi o kadar erken başlıyor.Kemik erimesi olmaması için kemiğe yük binmelidir. Kemiğe yük binmesi hareketli olmak demektir; spor yapmak önemlidir. Kalsiyumdan zengin beslenilmelidir; süt ve süt ürünlerinin fazla tüketilmesi, D vitamininin alınması. Kalsiyumu kemiğe oturtan D vitaminidir. D vitamininin en büyük kaynağı deridir, güneş ışınlarıdır. Kalp- damar sistemine de olumsuz etkileri var, adet gören 40 yaşındaki kadın topluluğu ile 40 yaşındaki erkek topluluğunu karşılaştırdığımız zaman kalp krizi oranı erkeklerde çok daha fazladır ama 55 yaşındaki adet görmeyen kadınlar ile 55 yaşındaki erkekleri karşılaştırdığımız zaman oran eşitlenmektedir. Bu durumda Östrojenin, damar sertliği, damar tıkanıklığı , kroner sistem tıkanıklığı üzerine de olumlu etkileri olduğunu düşünüyoruz. Östrojen yok olunca kalp- damar sistemi de tıkanabiliyor., kalp krizlerinde artma başlıyor. Menopozda görülen bir diğer belirtiler lokal olarak görülür.Vajinal dokuların elastikeliğini kaybetmesi, idrar torbasının sarkmaya başlaması yani vücut yumuşak dokularının eski esnekliğini kaybetmesidir. Böyle bir durum varsa, lokal olarak östrojen preparatları kullanılabilir.
''Her Kadına Menopoz Tedavisi Yapılmamalıdır''
Yapılan çalışmalara göre Türkiye'de ortalama menopoza girme yaşı 47-48 olarak belirlenmiştir. 30, 40 yaşlarında menopoza girenlerde oluyor, bu durum erken menopoz diye adlandırılmaktadır.Erken menopozu uzatmanın teknik olarak yolu yoktur, ilaçlarla en fazla 5-6 ay suni adet gösterilir. Menepoz tetkikleri ise şunlardır; smear testi, yılda bir batın ultrason, kemik ölçümü (iyiyse 3-4 yılda bir, iyi değilse daha sık tekrarlanmalı), mamografi. Mamografi ilk çıktığı zaman yılda bir yapılmaktaydı sonra onun da bir ışın olduğu, bazı hücreleri kötüleştirdiği söylenerek 2 yılda bir yapılması istendi, meme ultrosnu da 2 yılda bir kez yapılmalıdır. Ailesinde meme kanseri öyküsü olanlar tabiki daha sık kontrollere gitmelidir. Ayrıca menepoz iki şekilde tanımlanmaktadır. İlki, kişinin 6 aydır adet görmemesi, ikincisi LH ve FSH hormon değerlerinin yükselmesidir, Bunların kandaki seviyelerine bakılarak tanı konabilir. Östrojen ve progesteron hormonunun azalmasına bağlı olarak ortaya çıkan bazı belirtiler, bu hormonların yerine konmasıyla tedavi edilebilir fakat her kadına menopoz tedavisi yapılmamalıdır. Bir kadın doğal yada cerrahi yolla menopoza girmiş olmasının çok önemli bir farkı yoktur. Takipleri hemen hemen aynıdır ama cerrahi olarak (rahim veya yumurtaların alınması) menopoza girmiş birinin biraz daha erken menopoza girme durumu vardır.