Kış mevsiminin yaklaşmasıyla birlikte ülke genelinde ani hava değişimleri etkili olmaya başladı. Diyetisyen Süheyla Subaşı Uçar, mevsim geçişlerinde beslenmeye dikkat edilmesi gerektiğini belirterek, kış aylarında su tüketiminin azaldığını ve bu yüzden soğuk havalarda kilogram başı 35 mililitreye denk gelecek şekilde su tüketilmesi gerektiğini söyledi.
Diyetisyen Uçar, havaların soğumasıyla insanlarda su tüketiminin azaldığından bahsederek, “Havaların soğumasıyla birlikte insanların hastalanma ihtimalleri artıyor ve aynı zamanda beslenme düzenleri bozuluyor. Bizler de daha düzenli beslenme ve bağışıklık sisteminizin daha kuvvetli nasıl olur bunu anlatacağız. Özellikle su tüketimi kış aylarında ciddi bir şekilde azalıyor. Yaz sıcaklıklarında 10-12 derece sıcaklığa sahip bir suyu kolaylıkla tüketebilirken, kış aylarında oda sıcaklığındaki su bize soğuk geliyor. Bu yüzden insanlarda hep gözlemlediğimiz soğuk havalarda su tüketimleri yarı yarıya azalıyor ve su tüketiminin azalması ciddi anlamda bağışıklık sisteminin düşmesine neden oluyor. Bu yüzden soğuk havalarda kilogram başı 35 mililitreye denk gelecek şekilde su tüketimini asla unutmamalısınız. Soğuk havalarda özellikle bağışıklık sistemini güçlendirecek besin guruplarını tercih etmeliyiz. Örneğin soğan, sarımsak, zencefil, pırasa gibi antibakteriyel özelliği olan sebzelere yemeklerimizde yer vermeliyiz. Bu besinleri salatalarda kullanabiliriz, çorbalara ekleyebiliriz, azar azar yemeklerimize ekleyebiliriz. Bağışıklık sistemimizin kuvvetlenebilmesi adına yemeklerde et suyu kullanımı aynı zamanda ara öğün gibi et suyu içimi de güzel olabilir. Direncinizin düştüğü bu aylarda dengeli ve yeterli bir beslenme ile bir hastalık geçirseniz bile daha hafif atlatmayı sağlayabilirsiniz. Kaliteli bir kahvaltıyla güne başlamalı, sağlıklı ara öğünlerle günü zenginleştirmeyi, öğlen ve akşam yemeğiyle de günü dinlendirmeliyiz” dedi.
Uçar, ana yemeklerde protein ağırlıklı besinlerin tüketilmesi gerektiğinden bahsederek, “Özellikle sağlıklı bir kahvaltı tabağında yumurta, peynir, zeytin, tam buğday ekmeği, farklı renkte sebzelerin bulundurulmasına özen gösterilmeli, yağlı tohumlardan ceviz, badem, fındık gibi gruplar omega-3 tarafından zenginleştirilmeli. Daha sonrasında ana yemekte ise özellikle protein gruplarından birisi bulunmalı. Et, tavuk, balık, kuru baklagiller, yumurtalı sebze opsiyonları bulabilir. Bunun yanında sebzelerin yanına bu besinlerin katılmasına özen gösterebiliriz. Özellikle öğlen ve akşam yemeklerinde vitamin içeriğinden dolayı salata tüketimine özen gösterin, yaz mevsimlerinde salatayı çok sık kullanıyoruz ama havalar soğuyunca ihmal ediyoruz. Ara öğünlerde ise C vitamini kaynağı olan meyvelerin tüketimine özen gösterilmeli, yanına kuruyemiş gurupları ya da süt ve yoğurt gibi besinler eklenebilir” diye konuştu.