MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “CHP yönetimine göre 15 Temmuz tiyatrodur, masaldır, düzmecedir. Asıl darbe ise 20 Temmuz 2016’da ilan edilen OHAL’dir. 15 Temmuz gecesi vatanı işgal etmek isteyen teröristler neyse, bu barbarlığa, bu düşmanlığa tiyatro diyenler aynısıdır. CHP ile İP, HDP’nin yörüngesine sabitlenmenin yanı sıra PKK’nın çizgisine taşınmışlar, FETÖ’yle de tek yumurta ikizi haline gelmişlerdir. Bunlar zulme payanda olmuşlardır. Bunlar hıyanete göz yummuşlar, olur vermişlerdir. Bunlar Türkiye’nin değil, muhasım çevrelerin hizasında toplanmışlardır. CHP, sözde OHAL mağdurlarını devamlı istismarla vakit geçirmektedir. Bizim gerçek mağdurlara diyecek bir sözümüz yoktur. Onların hak ve hukukunu her fırsatta savunduğumuz ortadadır. Partimize yapılan müracaatları aynısıyla hükümetle paylaştığımız da bilinmektedir. Ancak mağdurlarla mahvımızın projesine piyonluk yapanları mutlaka tefrik etmek şarttır” ifadelerini kullandı.
“CHP emperyalizmin dolmuşuna binmiş, sonu ve sonucu fecaatlerle bezenmiş melanet yolculuğuna çoktan çıkmıştır”
Bahçeli, “CHP’ye tutunmuş işbirlikçiler, bu ayrıma en ufak bir itina ve ihtimam göstermeden sözde KHK mağdurlarının tümüne yalan yanlış pek çok ifadeyle destek vermektedir. Diyorlar ki, ötekileştirme ve kıyım hikayesi. Diyorlar ki, haksızlık, hukuksuzluk, ihraç gerekçeleri soyut delillere dayanıyor. Diyorlar ki, mağdurların işe iade talepleri muktedirlerin buzdolabında bekletiliyor. CHP emperyalizmin dolmuşuna binmiş, sonu ve sonucu fecaatlerle bezenmiş melanet yolculuğuna çoktan çıkmıştır. Bu CHP yönetimi, Milli Mücadele yıllarında görev almış olsaydı biliniz ki yedi düvele mağdur, yedi başlı ejderhaya mazlum muamelesi yapar, vatanı da onursuz şekilde devrederdi” şeklinde konuştu.
“Bizi devlete sızan karanlık örgütlerle bir tutmak, aynı görmek, bu suretle afişe etmeye ve fişlemeye çalışmak en adi cinayettir”
Bahçeli, “Kılıçdaroğlu, yalan ve iftira kampanyasına her gün bir yenisini eklemektedir. Biz onu dinlerken utanıyoruz, ama o konuşurken utanmıyor. Biz onu dinlerken pes doğrusu diyoruz, ama o pişkinliğe devam ediyor. Dün bir gazeteye vermiş olduğu beyanatta demiş ki, ‘Bahçeli, bütün bürokratik kadrolarını bu vesileyle devlete yerleştiriyor.’ Bazı müflis köşe yazarları, bazı münafık yorumcular, bizi FETÖ’yle bir tutacak kadar namus ve şeref değerlerinden uzaklaşmışlardır. Öncelikle şunu söylemek isterim ki, Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in vatanperver ve milletsever mensupları Türkiye’nin zencileri, itilmiş, kakılmış, dışlanmış insanları değildir. Uğruna şehadeti bile göze aldığımız bu ülkeye liyakat ve ehliyet kriterlerine bağlı şekilde hizmet eden kardeşlerimizin hakkını savunmak bizim için haysiyet meselesidir. Bundan taviz veremeyiz, buna duyarsız kalamayız. Bizi devlete sızan karanlık örgütlerle bir tutmak, aynı görmek, bu suretle afişe etmeye ve fişlemeye çalışmak en adi cinayettir, en kati cehalettir, en alçak hıyanettir, en vahim günahkarlıktır” dedi.
“İddialarınla ilgili şayet bir bildiğin, bir tespitin var da açıklamıyorsan namerdin ağa babasısın”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Ey Kılıçdaroğlu, sana sesleniyorum iddialarınla ilgili şayet bir bildiğin, bir tespitin var da açıklamıyorsan namerdin ağa babasısın. Bizimle gönül bağı bulunan bir kardeşimizin hakkı olmayan bir göreve yükseltilmesiyle ilgili en küçük bilgi ve belgen var da deşifre etmiyorsan müfterinin en önde gidenisin. Bizim kadrolaştığımızı, koltuk sevdasına kapıldığımızı iddia eden kokuşmuş yazar ve yorumcular, hodri meydan, bildiklerinizi kamuoyuyla paylaşmazsanız alçaksınız, ahlaksınız. Cumhur İttifakı’nı harcı hasislikle değil, hasbilikle karılmıştır. Biz hesabi davranmayız, karnımızdan konuşmayız. Biliyoruz ki, kim nasıl bakıyorsa öyle görür. Biz bakınca vatan görüyoruz, bayrak görüyoruz, asil bir milletin destansı mazisiyle mest eden istikbalini görüyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu, sen bakınca acaba ne görüyorsun? Büyük Kürdistan’ı mı? Türkiye’nin işgalini mi? Yoksa aynadaki yansıman olan zilleti mi? Unutma ki, baktığın yer aynı zamanda bittiğin yer olacaktır” diye konuştu.