Bahçeli tarafından yayınlanan Kurban Bayramı mesajında şu ifadelere yer verildi:
“Hem günlerimizin hem de gönüllerimizin her daim bayram yeri gibi coşkulu, bayram ortamı gibi sevgiyle dolu olması en samimi dileğimdir. Dini ve milli bayramlar kardeşlik bağlarını güçlendiren, sıkılı yumrukları gevşeten, dargın ve küskün bakışları yumuşatan müstesna anlardır. Bayramlar huzurun, umudun, birliğin ve dayanışma ruhunun kamçılandığı, muhabbet ve hürmet duygularının kanatlanıp ufkumuzu kapladığı muazzez bir dönemdir. Gerek Covid-19 salgınından dolayı, gerekse de iç ve dış gelişmelerin yoğun gündeminden kaynaklı olmak suretiyle yeterince sorun ve zorluklarla sınandık. Bayram münasebetiyle kendi iç dünyamızı, çevremizle kurduğumuz irtibat ve ilişki kanallarını dürüst ve dengeli bir kavrayışla ele almaya ihtiyacımız olduğu kanaatindeyim.
Anlaşılmaktan ziyade anlamaya, dayatmadan ziyade diyaloğa, kutuplaşmaktan ziyade kucaklaşmaya, ihtilaftan ziyade irade ve istikbal mutabakatına doğru kalıcı bir geçiş yapmamız mümkündür. Kurban Bayramı’nın ahlaki ve manevi zenginliğiyle yepyeni bir uzlaşma sürecinin yollarını açabilir, karşılıklı saygı ve seviye dayalı güçlü bir dönemin inşasını elbirliğiyle başarabiliriz. Ne kadar birlik ve beraberlik içinde hareket edebiliyorsak o kadar diri ve kuvvet sahibi olacağımız özellikle unutulmamalıdır.
Türkiye’nin ve Türk-İslam medeniyetinin maruz kaldığı menfur senaryoları tesirsiz hale getirmek, üzerimizde oynanan oyunları bozup atmak her şeyden önce milletimizin engin ve tarihi mukavemetine bağlıdır.
Doğudan batıya, kuzeyden güneye büyük bir aile olan Türk milleti bayram şuuruyla, barışın, istikrarın, refahın, adalet ve hakkaniyetin mihveri olduğunu her saha ve zeminde, dahası dosta da düşmana da ispat edecek dirayete, kabiliyete ve kapasiteye fazlasıyla sahiptir. Kavganın sonu yoktur. Kargaşa çıkarmanın sonucu yoktur. Bu ülke hepimizin müşterek hazinesidir. Türkiye 84 milyon Türk vatandaşının has bahçesidir. Ayrılmamızı, bölünmemizi, birbirimize düşmemizi projelendiren tüm odaklara verilecek en etkili cevap tek ses, tek nefes, tek bilek halinde duruş göstermektir.
Çünkü biz Diyarbakır’da kesilen kurbanın duasını Edirne’de yapan, Hakkâri’de takdim edilen ikramı Ankara’da alan, İstanbul’da uzatılan eli Şırnak’ta tutan, Rize’de akan göz yaşını Ağrı’da silen fazilet ve fedakarlık nişanesi bir milletin evlatlarıyız.
Türkiye’nin bütün güzellikleri, mahalli ve milli bütün kazanımları göz nurumuz, gönül aşımız, yürek atışımız, meşale gibi yanan ve asla sönmeyecek ortak anımız, ortak mirasımızdır. Allah rızası için kurban ibadetimizi ifa ederken mutlaka dar ve orta gelirli, aynı zamanda muhtaç ve düşkün insanlarımızı hatırlamamız, onlarla ekmeğimizi ve etimizi paylaşmamız manevi sorumluluktur.
Biliyoruz ki, bölüşürsek tok oluruz, bölünürsek yok oluruz. Şiddet yerine sevgi dilini, huzursuzluk yerine huzur ve sükûnet iklimini tesis etmek mecburiyetindeyiz. Bilhassa televizyon ekranlarında biteviye sahnelenen şiddet olaylarına, diz filmler vasıtasıyla servisi yapılan kahredici görüntülere bir son verilmelidir. Demokrasilerde mühim bir mevkii bulunan medyanın toplumsal barış ve huzura hizmet etmesi, sağduyulu ve sorumlu yayıncılık ilkelerine titizlikle riayeti vazgeçilmez değer ve önemdedir. Bu duygu ve düşüncelerle Rize’de meydana gelen aşırı yağışlar nedeniyle oluşan sel ve heyelanda hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmetler diliyor, tedavi altında bulunan vatandaşlarımıza şifalar temenni ediyor, Rizeli vatandaşlarımıza geçmiş olsun diyorum.
Kurban ibadetimizin kabulünü Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum. Şehit ailelerimizin, aziz milletimizin, Türk-İslam âleminin mübarek Kurban Bayramı’nı candan kutluyorum. Yurt içinde ve yurt dışında yaşayan aziz vatandaşlarımıza bilvesile saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
Dokuz günlük tatil münasebetiyle yola çıkan, sıla-i rahime seyahat eden muhterem vatandaşlarımızın can güvenliklerini riske atmamaları için trafik kurallarına harfiyen uymalarını hassaten rica ediyorum. Bayram barıştır, bağışlamadır, hatırlamadır, hoşgörüdür, şefkattir, sıcaklıktır, merhamettir, vuslattır. Aslına ve anlamına müzahir bayram günlerine kavuşmak, bu kavuşma halini de her şart altında muhafaza etmek en halisane dileğimdir.”