Türkiye Büyük Millet Meclisi yoğun gündemiyle çalışmalarına devam ediyor. Emeklilerin ve memurların maaşında %30’luk artış getiren, en düşük emekli maaşını ise 5500 TL’ye çıkartan düzenleme dün TBMM Genel Kurulunda görüşüldü.
Görüşmelerde MHP adına söz alan MHP Genel Sekreter Yardımcısı, İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu; kanun teklifinin hayırlı olmasını dilerken, getirilen kanun teklifiyle birlikte devletin vatandaşının her zaman yanında olduğunu bir kez daha gösterdiğini ifade etti.
Konuşmasında “Hesap yapanların hesabı karışmış, oyun kuranların oyunu bozulmuş, zorba politikalarıyla Türk milletine istikamet çizmeye çalışanların gayreti boşa çıkarılmıştır. Elbette bunda en büyük pay; zamanında ve büyük bir ciddiyetle aldığı önlemlerle devletimize ve devletine duyduğu güvenle ellerini ovuşturanları şaşkına çeviren milletimize aittir” İfadelerini kullanan Osmanağaoğlu şunları söyledi; “Devletimizin vatandaşımızı suni ekonomik gelişmelerin ve kalıcı hasar bırakacak tehditlerin karşısında yalnız bırakmaması ve özellikle ekonomik refahı korumaya yönelik attığı adımlar elbette ilk değildir. Son da olmayacaktır. Bu kapsamda; görüşülmekte olan kanun ile birlikte; En düşük emekli aylığı 3.500 TL’den 5.500 TL’ye arttırılmaktadır. Emeklilerimizin ve memurlarımızın maaşlarında; enflasyon farkı dahil uygulanması öngörülen %16,48 artış oranına %13,52’lik bir oran daha eklenerek %30 ‘luk bir artışa gidilmektedir. Ayrıca; işverenlerimize iş gücü maliyetini azaltacak şekilde verilen destek 400 TL’ye çıkartılmaktadır. Ne mutlu ki; “Çözülemez” denilen sorunlar; bu çatı altında bir bir çözüme kavuşmaktadır. “Düzeltilemez” denilen aksaklıklar cumhurun iradesinin tecessüm ettiği Gazi Meclis çatısı altında bir bir giderilmektedir. “Gösterilemez” denilen irade, en zor dönemlerde dahi iradesini yüksek sesle ilan eden bu çatı altında kararlılıkla gösterilmeye devam etmektedir. Kararlılığımızın kaynağı Türk milletidir. Tükenmez umudumuzun pınarı Türk asrına olan imanımızdır. İçinde yaşadığımız devir; gönüllerin hasar aldığı, kavramların savrulduğu, ruhların yaralandığı bir dönemdir. Bir yandan bireycilik vahşi bir şekilde kışkırtılmakta, diğer yandan ise bencillik cemiyet hayatını var gücüyle ezmektedir. Gazi Meclis’in çatısı altında çıkan her düzenleme; bu hassasiyetle irdelenmelidir. Milletimizin hayrına olan işlere destek çıkmak; -iktidar olsun, muhalefet olsun- hepimizin ortak mesuliyetidir. İşçinin alın teri kurumadan hakkını vermeyi tavsiye eden nebevî öğüt; başımızın tacı olmalıdır. Emekliye yaklaşırken, “Bereket, büyüklerle beraberdir” nasihati yüreğimizde çarpmalıdır. “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” diyenlerin sesi, kulağımızdan bir an bile silinmemelidir. O takdirde; Ankara, insanlığa karşı yeni bir çağrının adresi olacaktır."