Kısıtlayıcı ameliyatların gıda alımında azalmaya ve öğünden sonra doygunlukta artmaya neden olurken, emilimi azaltıcı ameliyatların kalori, protein ve diğer besinlerin emilimini azaltarak etki göstermekte olduğunu söyleyen Prof. Dr. Abdulkadir Bedirli, “Günümüzde en sık uygulanan iki cerrahi işlem sleevegastrektomi ve gastrikbypass’dır.
Sleevegastrektomi kısıtlayıcı bir ameliyat iken, gastrik bypass hem kısıtlayıcı hem de emilim azaltıcı bir işlemdir” dedi.
Tüp mide ameliyatı nedir? Tüp mide ameliyatı nasıl yapılır?
Sleevegastrektomi ya da halk arasında tüp mide olarak adlandırılan ameliyatın midenin sol yan kısmının çıkartılması işlemi olduğunu anlatan Prof. Dr. Bedirli, “Ameliyat genel anestezi altında yapılır. Mide sol yan kısmı aşağıdan yukarıya fundusa doğru serbestleştirilmesi işlemi tamamlandıktan sonra stapler dediğimiz otomatik zımba makineleri yardımıyla dikilme ve ardından kesilme işlemi yapılır. Daha sonra hastada kalan mide kısmı ikinci bir dikişle dikilir ve işlem tamamlanır. Ameliyat hem laparoskopik hem de robotik yöntemle yapılabilir” diye konuştu.
Sleevegastrektomi işleminin etki mekanizmasının öncelikle mide hacminin azaltılması yani kısıtlayıcı işlevine bağlı olduğunun altını çizen Prof. Dr. Bedirli, “Normal hacmi 1.5-2 litre olan mide, bu ameliyat sonrasında 150-200 ml olmakta ve hastanın gıda alımında azalmaya neden olmaktadır.
Bunun dışında açlık hormonu olarak adlandırılan ghrelin isimli bir hormon en çok midenin fundus denilen çıkarılan kısmından salındığından, ghrelin düzeylerindeki azalma hastada açlık hissinde azalmaya neden olmaktadır” dedi.
Prof. Dr. Abdulkadir Bedirli, gastrik bypass ameliyatının obezite cerrahisinin en yoğun yapıldığı Amerika’da en sık uygulanan cerrahi işlem olduğunu söyledi. Ameliyatın genel anestezi altında yapıldığını ve ameliyata 150 cm’lik ince bağırsak kısmının emilim bakımından devre dışı bırakıldığı ince bağırsak anastomozu ile başlandığını anlatan Prof. Dr. Abdulkadir Bedirli, ardından midede 30 mililitrelik yumurta büyüklüğünde yeni bir poş oluşturulduğunu belirtti.
Prof. Dr. Bedirli, “İnce bağırsağın beslenme bacağı ile bu yeni mide poşu arasında yapılan ikinci bir anastomoz ile ameliyat sonlandırılır. Gastrik bypass ameliyatı hem laparoskopik hem de robotik yöntemle yapılabilmektedir. Gastrik bypass ameliyatı hem kısıtlayıcı hem de emilim azaltıcı bir işlemdir. Midenin hacmi küçüldüğü için hastanın gıda alımında azalma sağlanır” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Abdulkadir Bedirli, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bunun yanında ortalama 150 cm’lik bağırsağın emilim dışı bırakılması neticesinde hastada total kalori, protein ve diğer besinlerin emilimi azalmaktadır. Bu yüzden gastrik bypass uzun dönem sonuçları bakımından daha başarılıdır.
Gastrik bypass ameliyatı etkin, güvenli ve sürdürülebilir bir prosedür olup, Obezite ve Metabolik Hastalıklar Cerrahisi Uluslararası Federasyonu (IFSO), Amerikan Metabolik ve Bariatrik Cerrahi Derneği (ASMBS) ve Ulusal sağlık Enstitüleri (NIH) tarafından altın standart bir işlem olarak tanımlanmıştır. Bizim serimizdeki hasta grubunun büyük bir kısmını robotik ve laparoskopik yöntemlerle gastrik bypass cerrahisi uyguladığımız hastalar oluşturmaktadır.”