Seçimlerin başlaması ve bitmesi arasındaki zamanda Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın iki projesi milletin gönlünde yer edindi.
Millet Bahçesi, Millet Kıraathanesi.
Her ikisi de toplumun genelinde heyecanla karşılandı.
Özellikle metropol şehirlerin içinde, beton yığınlarının, iş yoğunluğunun, ticaret yoğunluğunun içinde sıkışan aileler, millet bahçelerinde haftanın bir günü bile olsa rahat rahat doğa keyfini yapabileceklerinin hayallerini kuruyorlar.
Yine özellikle metropol şehirlerin içinde, beton yığınlarının, iş yoğunluğunun, ticaret yoğunluğunun içinde sıkışan özellikle gençler, vakitlerini kötü alışkanlıkların olmadığı, kültürün, sohbetin ve istişarelerin olabileceği yerler olarak gördükleri millet kıraathanelerine şimdiden kafalarında abone olmuş durumdalar.
Bu iki güzel projeden millet kıraathanesine karşı şimdilerde AK Partili olmayan belediyelerden karşı proje geliştirildi.
Adı Kıraathane.
Ama bildiğiniz eski kıraathanelerden değil.
Açıldığı yerde kimse oraya gitmiyor.
Ama içinde hep birileri var.
Arabalarla geliyorlar, içeri giriyorlar ve bir daha dışarı çıkmıyorlar.
Kapısında en az iki kişi nöbetçi haberci gibi bekliyor.
Etrafı kontrole ediyor.
Geleni geçeni değil, polisi kontrol ediyor.
İçerde yasa dışı bir oyun oynandığı için olsa gerek, polisin baskın yapması halinde içeri önceden haber vermek için ayakta, oturarak güneşin alnında, kızararak, terleyerek bekliyorlar.
Bu kıraathane öyle sizin bildiğiniz gibi sabah ezanıyla açılmıyor.
Kullanım özelliğinden ve müşteri özelliğinden olsa gerek öğlen 12’ye doğru açılıyor, gece 2’ye kadar ışıkları ve kapısı açık duruyor, 2’den sonra ise dışardan içerde ne olduğunu göstermeyen kapalı kepenklerin indiği ve insanların içerde kaldığı, çıkmak istediklerin de ise arada kapının olduğu yerde kepengin sadece birisinin girip, çıkmasını sağlayacak kadar yarım açılıyor. Giden gittikten sonra yine kapanan kepenklerle kapalı görünen kıraathane görüntüsüne dönüyor.
Başka siyasi parti tarafından yönetilen belediyeden ruhsat alan Belediye Kıraathaneleri.
Bunlardan bir tanesini sıkı takip ettim.
Açıldıktan bir ay sonra polisten baskın yedi.
İçeri polislerin zorla girdiği o baskın gecesinde Belediye Kıraathanesinin girişinde polisin, ‘Devletin görevlisiyim ben, beni içeri sokmamaya çalışmak ne demek oluyor’ dediğini duydum.
Aradan üç gün boyunca Belediye Kıraathanesi hiç açılmadı.
Geceleri kapanıp, açılan kalın kepenkler üç gün hiç açılamadı.
Üç gün sonra yine açıldı.
Yine öğlen başlayan, gece yarısına kadar kepenkleri açık, gece yarısından sonra içerde müşteriler kepenkleri kapalı halde çalışmaya devam etti.
Bir ay sonra bir polis baskını daha.
Yine kepenkler açılmayacak duruma geldi Belediye Kıraathanesi’nin.
Millet Kıraathanesi projesi ortaya çıktığında buralarda gençlere kumar oynatılacağını söyleyen zihniyetin belediye yöneticiliği yaptığı ilçede, belediye ruhsatlı Belediye Kıraathanesi’nde sabahlara kadar kına geceleri yapılmadığını düşününce, kişi kendinden bilir neyin ne olduğunu demek düşüyor bize de.
Önümüzdeki süreçte insanların okuduğu, dinlendiği, sohbet ettiği, dostluk kurduğu belediye ruhsatlı Millet Kıraathanesi mi, yine belediyeden ruhsatlı, geceleri kapanmayan, kapansa bile gizli çalışan, sabahları açılmayan, kapılarında birilerini nöbetçi durduğu, polisin baskın yaptığı, içinde kimin ne oynadığını tahmin ettiğiniz Belediye Kıraathaneleri mi?
Sizce hangi kıraathanede, size, ailenize, sokağınıza, mahallenize, ilçenize, ilinizi ve ülkenize faydalı insanlar yetişir, gelir ve gider ?