Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Kani Beko, asgari ücret konusunda düzenlediği basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
Değerli basın mensupları
Yılın son günlerindeyiz ve her zaman olduğu gibi hepimizin gözü kulağı, asgari ücret tespit komisyonun yürüttüğü görüşmelerde olacak.
Türkiye bugün artık bir asgari ücretliler toplumuna dönüşmüş durumdadır.
Ülkemizde asgari ücretin altında çalışan milyonlarca işçi varken; asgari ücret civarında çalışan 10 milyon işçi vardır.
Üstelik covid-19 salgını ile birlikte ücretlerde önemli kayıplar yaşanırken, asgari ücretin altında gelir elde edenlerin sayısı da artmıştır.
Türkiye’de 15 milyona yakın işçinin 10 milyonu açlık sınırının altındaki asgari ücretle çalışıyor.
Kayıt dışı verileri de eklersek 10 milyona yakın asgari ücretli işçi, ailesi ile birlikte açlık sınırı altında yaşamakta ve günlük yapması gereken toplam harcama tutarı en az 350 tl iken; günlük 119 lira brüt ücret ile geçinmeye çalışmaktadır.
Yılbaşından bu yana dolar karşısında yaklaşık 925 lira eriyen asgari ücret, yıllık yüzde 20’ye ulaşan enflasyona da yenik düşmüştür. Hükümet EŞEL MOBİL sistemi ile bu kaybı derhal telafi etmelidir.
AKP iktidarının ve sarayın politikaları nedeniyle ülkemizde ağır bir ekonomik kriz yaşanmaktadır. İtibardan tasarruf olmaz diyen saray, kendi itibarı için halkı açlıkla, yoksullukla baş başa bırakmıştır.
Bu nedenle de; Türkiye, bugün artık, ab ülkeleri arasında en düşük asgari ücret veren Bulgaristan’ı da geride bırakarak, Avrupa’daki en düşük asgari ücret veren ülke olmuştur, ne yazık ki.
Türkiye Avrupa ülkelerine kıyasla aylık asgari ücret geliri ne durumda derseniz;
Lüksemburg 2.202 Euro
İrlanda 1.724 Euro
Hollanda 1.701 Euro
Belçika 1.626 Euro
Almanya 1.585 Euro
Fransa 1.555 Euro
Yunanistan 758 Euro
Kuzey Makedonya 359 Euro
Karadağ 331 Euro aylık alırken;
Türkiye’de asgari ücretle çalışanlar
Yalnızca 260 Euro almaktadırlar,
Bizi kıskanıyor dediğimiz Avrupa Birliği ülkeleri içinde son sıradayız!
15 Euro farkla geçtiğimiz tek ülke ise ab üyesi olmayan asgari ücreti 245 Euro olan Arnavutluk oldu.
Avrupa Birliği’ne üye 27 ülkeden altısında asgari ücret hiç uygulanmıyor bile.
Bu ülkeler Danimarka, İtalya, Kıbrıs, Avusturya, Finlandiya ve İsveç.
Avrupa ve Türkiye’deki asgari ücretle çalışanların oranı:
Türkiye : % 45
Slovenya : % 20
Romanya : % 16
Polonya : % 12
Bulgaristan : % 9
Fransa : % 9
Yunanistan : % 8
İngiltere : % 5
Hollanda : % 3
İspanya : % 1
Belçika : % 0.4
Bu tablo Türkiye’nin hangi konuda dünya lideri olduğunu göstermektedir!
Lafa geldiği zaman dünya bizi kıskanıyor diyen cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a bu bilgileri ileten bir danışmanı yok mudur?
OECD verilerine baktığımızda ise asgari ücretin satın alma gücü açısından Türkiye OECD ülkeleri içinde 18. Sırada yer almaktadır.
2003 yılında asgari ücretin yıllık tutarı ile 25 altın alınabilirken 2020’de yıllık net asgari ücretle sadece 10 cumhuriyet altını alınabilmekteydi, bu yıl itibarıyla artık o da mümkün değildir.
Doğalgaza, elektriğe ve benzine yapılan zam sonrasında asgari ücretle çalışanlar temel ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma gelmiş, kışı birinci derecede yakınlarıyla geçirmek durumunda kalmışlardır.
Komisyon tarafından her yıl yapılan asgari ücret görüşmelerinde;
Asgari ücretle çalışan 10 milyona yakın işçinin hepsi sanki bekarmış gibi bir işçi için hesap yapılmaktadır.
Oysa asgari ücret belirlenirken işçinin ailesi de dikkate alınmalı, en azından 4 kişi için hesaplanmalıdır.
Asgari ücretle çalışan işçiden milyarlarca lira vergi alınmaktadır.
Oysa sıra, başta beşli çeteye ya da fason işverenlere gelince, onların vergileri silinmektedir.
Ticaret bakanının verdiği bir yanıtdan da görüyoruz ki, bu beşli çeteye yani; Cengiz, Limak, Kalyon, Kolin ve Makyol firmalarına 128 kez vergi ve harç indirimi yapılmıştır.
Asgari ücretli için ise hala anlamlı bir adım atılmamaktadır.
4 kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenmesi için aylık gıda harcaması tutarı yani açlık sınırı 4 bin lirayı geçmiştir.
Buna ek olarak giyim, konut, kira, elektrik, su, yakıt, ulaşım, eğitim, sağlık ve zorunlu ihtiyaçlarla birlikte yani yoksulluk sınırı ise cumhuriyet tarihinde ilk kez 10 bin lirayı geçmiştir. Yoksul aile sayısı 6,5 milyon oldu. Yardıma muhtaç aile sayısı 2 katına çıktı.
Ülkemizi Mustafa Kemal Atatürk'ün yüz sene evvel hedef gösterdiği muasır medeniyetler seviyesi yerine, açlıkla, sefaletle, yoksullukla boğuşan ülkelerin seviyesine düşürdünüz.
Sosyal adalet bu mudur?
Unutulmasın ki;
Adalet halkın ekmeğidir, işçilerin de geleceğidir.
Asgari ücret kararını verenlerin, adil ve vicdanlı olmasını bekliyoruz.
Çünkü asgari ücret sadece çalışan işçilerin meselesi değil,
Asgari ücret bir memleket meselesidir.
Bu nedenle; diyorum ki;
Asgari geçim indirimi asgari ücretin dışında kalmalıdır.
Asgari ücretten kesinlikle vergi alınmamalıdır.
İşçi ve memur ayrımı yapılmamalıdır. Tek asgari ücret olmalı, işçi memur ayrımı ortadan kaldırılmalıdır.
Memurlar çok alıyorlar demiyorum, ancak en düşük memur maaşı 4.881 TL olurken,
İşçinin aldığı asgari ücret neden 2.825 TL?
Asgari ücret vergiden muaf ve insan olmaktan kaynaklanan temel ihtiyaçlarımızı karşılayacak düzeyde olmalıdır.
Asgari ücretle çalışan işçilere de şeker ve kurban bayramında en az bir maaş tutarında iki ikramiye verilmesi için meclis gerekli adımları atmalı, vermiş olduğumuz kanun tekliflerini derhal gündeme almalıdır!
Unutulmasın ki;
Asgari ücretliler komisyondan insan olmaktan kaynaklanan temel ihtiyaçlarını giderebilecek bir ücret beklemektedirler. "