AK Parti İzmir Milletvekili ve Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Yaşar Kırkpınar, TBMM’de devam eden bütçe görüşmeleri kapsamında Savunma Sanayi Başkanlığı'nın bütçesi üzerinde Genel Kurul'da bir konuşma gerçekleştirdi.
Türkiye’nin yüzde 80 oranında milli bir savunma sanayisinin olduğuna dikkat çeken Kırkpınar, millileşme oranıyla paralel olarak savunma sanayi bütçesinde yüzde 40 oranında tasarruf sağlandığını ifade etti.
Kadim bir coğrafyada yaşadığımızı ve medeniyetlerin kavşağı bir noktada olduğumuzu ifade eden Kırkpınar, “Özellikle vekalet savaşları ile ticaret savaşlarının çok yoğun görüldüğü bir alandayız. Yaşadığımız coğrafyanın tarihi ve kültürel sorumluluklarını taşıyoruz. Binlerce yıldan beri bu coğrafyada yaşamanın ağır bedellerini ödedik, ödüyoruz. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında ülkemizin önemli misyonlar üstlendiği bir süreçte görev ve sorumlulukları artan ülkemiz bölgesel ve küresel güvenlik için yeni yaklaşım ve stratejilerle cumhuriyet tarihinin en yoğun ve en etkili faaliyetlerini icra etmektedir. Bugün karşılaştığımız bölgesel çatışmaların maalesef hiçbirinin sadece bölgesel çatışmalar olmadığının da altını bir kez daha çizmek istiyorum” dedi.
Savunma ve güvenlikle ilgili hususların devletimizin ve milletimizin bekası açısından vazgeçilmez olduğu, günlük tartışmaların dışında tutulması gerektiğini hatırlatan Kırkpınar, konuşmasında şunları söyledi;
“Tüm dünya savunma sanayisine pay ayırırken Türkiye olarak tabii ki bu süreçte elimiz, kolumuz bağlı vaziyette bunu izleyecek durumda değildik. Asırlık eksiklerimizi 21 yılda tamlayarak ülkemizi savunma sanayinde zirveye doğru taşıyoruz. Savunma sanayinde, kendi ihtiyacımızı karşılamanın ötesinde, İHA’lar, SİHA’lar, Akıncı’lar, kara araçları, deniz platformları başta olmak üzere 170 ülkeye savunma sanayi ürünleri ihraç edebilen bir ülke durumuna geldik. Artık Millî Piyade Tüfeklerimizi, akıllı hassas mühimmatlarımızı, Çok Namlulu Roket Atarlarımızı, Fırtına obüslerimizi, İHA, SİHA, TİHA’larımızı, ATAK helikopterlerimizi, fırkateynlerimizi ve savaş gemilerimizi tasarlayıp inşa, imal ve ihraç seviyesine gelmiş olmanın mutluluğunu, güvenini yaşıyoruz. Savunma alanında güçlü ve bağımsız olamayan milletlerin istikballerine güvenle bakabilmeleri mümkün değildir.”
HER ALANDA GÜÇLÜ TÜRKİYE
Her alanda güçlü olmamız gerektiğine dikkat çeken Kırkpınar, “Siyasetiyle, ekonomisiyle, sosyal yapısıyla, askeri gücüyle, güvenliğiyle her alanda güçlü olmazsak, bizi bu topraklarda yaşatmazlar. İşte sizler de görüyorsunuz, vatan topraklarımızla ilgili habis niyetler taşıyan çevreler, ne kadar dikkatli hareket ederlerse etsinler, kendilerini bir şekilde ifşa ediyorlar. Toplumsal ihtiyaçların başında hiç kuşkusuz huzur ve güvenlik gelmektedir. Güvenliğin olmadığı bir yerde özgürlükten, demokrasiden ve insan haklarından söz etmek mümkün değildir. Bugün Doğu Akdeniz'den Ege'ye, Karadeniz'den Balkanlar, Kafkaslar ve Afrika'ya geniş bir coğrafyalarda kendi politikalarımızı hayata geçirebiliyorsak sebebi yine siyasi, savunma, ekonomik ve teknolojik alanda geldiğimiz seviyedir. Milli savunmadan, savunma sanayiye, enerjiden tarıma, eğitimden sağlık sektörüne kadar Cumhurbaşkanımızın liderliğinde her alanda somut ve dinamik politikaları, planlı ve programlı bir şekilde birer birer uygulamaya devam edeceğiz. Girdiğimiz mücadelelerden başarıyla çıktıkça bölgemizle birlikte tüm dünyaya umut aşılıyor, umut veriyoruz. Bu tablo elbette birilerini rahatsız ediyor. Karşılarında geçmişte iki çift lafla veya birkaç küçük hamleyle sindirdikleri Türkiye’nin olmadığını gördükçe de öfkeleri artıyor. Biz işi doğru bildiğimiz yolda ilerlemeye devam edeceğiz” diyerek konuşmasını tamamladı.