TV 35 Yönetim Kurulu Başkanı Mithat Umutoğulları, kendisi ile ilgili haber yapan muhabir Halide Demir Polatlı'ya telefonda ağır hakaret eden Konak eski Belediye Başkanı ve CHP Konak Belediye Başkan Aday Adayı Hakan Tartan'a sert tepki gösterdi. Umutoğulları, "Sende biraz haysiyet, şeref olsa. Seni o koltuğa oturan partinin karşısına geçip çalışmazdın" dedi.
TV 35 Genel Müdürü Refik Pak’ın moderatörlüğünde, TV 35 Yönetim Kurulu Başkanı Mithat Umutoğulları, İz Gazete Genel Yayın Yönetmeni Ümit Kartal, Sekizinci Gün programında, ‘Medya-Siyaset-İktidar üçgeninde yerel medya gerçeği’ başlığıyla yerel medya siyasetçi ilişkisini değerlendirdi.
ÜMİT KARTAL HAKKINDAKİ İFTİRA NİTELİĞİNDEKİ İTHAMIN PERDE ARKASI KONUŞULDU
Programda İz Gazete Genel Yayın Yönetmeni-Gazeteci Ümit Kartal’ın Bayraklı’da bir aday adayıyla ilgili belge ve fotoğrafıyla birlikte bir yayın yapmasının ardından İzmir TV adlı bir yayın kuruluşunun sahibi olan Rıdvan Ak gün adlı kişinin, Kartal’ı yalan ve asparagas haber yapmak, rüşvek almakla suçlamasının perde arkası ve gerçekler ele alındı.
HAKAN TARTAN’IN KADIN GAZETECİYE AĞIR HAKARETİ ELE ALINDI
Programda ele alınan bir diğer konu da Konak Belediye eski Başkanı Hakan Tartan’ın, 2014 seçimlerinde aday gösterilmeyince CHP’den istifa edip rakip parti DSP’den büyükşehir adayı olmasının ardından 2019 yerel seçimleri için partisine geri dönüp CHP’den aday adayı olmasının ardından AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Nihat Zeybekçi ile görüştüğü şeklindeki iddiaları AK Parti kaynaklarının da doğrulamasıyla gündeme getiren kadın gazeteci Halide (Demir) Polatlı’ya hakaret etmesi oldu.
ÜMİT KARTAL: BU ÇAMUR BENİM ÜZERİMDE KALMAZ ÇÜNKÜ…
İz Gazete İmtiyaz Sahibi Ümit Kartal, hakkındaki iddiaların hiçbirinin gerçeği yansıtmadığını, fotoğraf ve belgeleriyle imzalı bir haber yaptıklarını belirterek, “Rıdvan Akgün’ün savunduğu aday adayıyla asla görüşmedim, hiçbir şey de talep etmedim. Bunu onlar da söyledi. Bu yayını yapan arkadaş çıkıp, çamur atayım izi kalsın dedim, namertçe davrandım der mi? Ben yanlış bilgiyle yanlış yayın yaptım diyecek mi? Bu çamur benim üzerimde kalmaz. Bizim nasıl bir yayın yaptığımızı herkes biliyor” dedi.
MİTHAT UMUTOĞULLARI: SEN KENDİ HAYSİYETİNİ SORGULA ÖNCE
Hakan Tartan’ın Gazeteci Halide (Demir) Polatlı’ya ‘Şerefsizsin. Bunu yazan da söyleyen de şerefsizdir’ şeklinde hakaret etmesinin de değerlendirildiği toplantıda duruma tepki gösteren TV 35 Yönetim Kurulu Başkanı Mithat Umutoğulları, şu ifadeleri kullandı:
“Sende biraz haysiyet, şeref olsa. Sen bir kere seni o koltuğa oturan partinin karşısına geçip çalışmazdın. Bir de utanmadan aday olmak için o partiye gelip aday oluyorsun. Sen o gazeteci arkadaşın şerefini, haysiyetini sorgulayacağına kendi haysiyetini sorgula. Bir siyasetçi bir gazeteciye kalkıp sen şerefsizsin diyorsun. Üstelik bir kadına söylüyorsun. Utanmadan bu kadar ahlak dışı insanlık dışı bir şey söyler mi insan? Açıklama yap kardeşim, böyle bir görüşmemiz olmadı, benim ağzımdan yaz de. Yazalım. Bir de biz aramışız seni ısrarla.”
UMUTOĞULLARI: KİMSE ONUN ŞEREFİNİ, HAYSİYETİNİ SORGULAYAMAZ
Mithat Umutoğulları, haberi yapan, hazırlarken de Tartan’ı defalarca arayan ancak yanıt alamayan Halide (Demir) Polatlı’ya kefil olduğunu dile getirerek, tepkisini şu cümlelerle sürdürdü:
“Halide Demir, haberi yapan arkadaşım. Namuslu, haysiyetli bir kızdır. Kimse en az 20 yıldır bu mesleğin içinde, ajanslarda, birçok yerde çalıştı. Çok ahlaklı ve namuslu bir kızdır. Kimse onun şerefini, haysiyetini sorgulayamaz. Kimse Halide’nin alengirli iş yaptığını söyleyemez. Ben Halide’nin her şeyine kefilim. Yazı tura bakanı, yazı tura belediye başkanı utanmadan kalkıp insanlara hakaret ediyor. Sana bu hakkı kim veriyor. Böyle adamları barındırmayacaksın. Sen bir kere insanlarla nasıl konuşacağını bilmiyorsun. Bu kadın hakları dernekleri nerede? Bir kadın gazetecinin şerefine, haysiyetine küfür ediliyor, kimsede tık yok. Halide Demir’e tekme tokat girdikten sonra mı ses çıkaracaklar. Hakan Tartan’a dava açacağız. Öyle kolay değil bu işler. Yok 'AK Partili şerefsiz' lafları filan. Sen sokakta mı konuşuyorsun, sen bir gazeteciyle konuşuyorsun. Senin korku dağlarını sarmış.”
KARTAL: MİSKET BAŞKAN, HIZLICA BU KONUYLA İLGİLİ AÇIKLAMA YAPMALI Kİ…
İz Gazete İmtiyaz Sahibi Ümit Kartal da, İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) ile kadın hakları derneklerinin de sadece haber yapan bir kadın gazeteciye yapılan ağır hakaretlerin kabul edilemez olduğuna dair açıklama yapmasının önemine işaret ederek,
“Bir kadın- genç gazeteci arkadaşımızın böylesi hakaretlere maruz kalmasıyla ilgili açıklama yapmaya çağırıyorum. AK Partililere karşı da böyle sert konuşamaz. Gazeteciye söylerim, o da yutar, özür dilerim başkanım der, diye düşündü herhalde. Bu konuda dik duruşumuz önemli. Gazeteci ne kadar dik durursa vatandaş o kadar doğru haber okur. Birbirimize sahip çıkarsak böylesi olaylar karşısında gazeteciler de daha dik durmaya devam edecektir. Misket Başkana çağrı yapmak isterim, hızlıca bu konuyla ilgili açıklama yapmalı. Bir politikacının herhangi bir gazeteciye böyle ağza alınmayacak şeyler söylemesin. Hakan Tartan’dan gazeteciye hakaret diye haber yapmalı meslektaşlarımız. Saldırıların teşhir edilmesi önemli diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
PROGRAMIN SATIR BAŞLARI:
Ümit Kartal: İGC de geçtiğimiz aylarda gelen şikayetler üzerine bir metin yayınladı. Yerel seçimler öncesinde ilçelerde de İzmir’in tamamında da aday adaylarına yönelik reklam çalışması yapmak için bazen çirkinleşerek şantajda bulunan, geçici siteler kurup manipülasyon yapan çeşitli odaklar çıktı. İGC de bununla ilgili uyarılarını yaptı. Siyasi hedefleri var iken gazetecilik yapıyormuş gibi yapan odaklar da var. Bir kere bunlar gazeteci değil. İzmir kamuoyu kimlerin gazetecilik yaptığını, kimlerin sadece seçim ve para odaklı kurulup kurulmadığını gayet iyi biliyor. 2016 yılında gazetemizi kurduk biz mesela. Kurduğumuzda seçimler de partilerin kongreleri bile bitmişti. İlk kurduğumuzda kötü dönemde kurdunuz denmişti. Biz öyle bir iddia ve heveste değildik. Kısa sürede derdimizin habercilik olduğunu gören İzmirliler bizi sahiplendi, tanıdı ve okumaya başladı.
Mithat Umutoğulları: Adam eline çantayı alıyor, 500 liraya bir internet sitesi kuruyor. Belediyeleri, adayları dolaşıyor. Kurumsal olarak bu işi yapan internet siteleri de var. Bir kere bir yasa yok internet siteleri hakkında. Siyasetçiler de belediyeler de zor durumda. Eline çanta alan başkanlara gidiyor. Başlıyor reklam almayınca üzerine gitmeye. Belediye başkanı da mecburen onunla çalışmak zorunda kalıyor. Bunun önüne geçmek için bir yasa çıkmalı. İnternet sitelerinin bir yasası yok. Her canı sıkılan bir haber sitesi kuramamalı. Bir yasal statüsü olmalı. Gazetecilik ayrı bir şey. Çok idealist insanlar da var. Bunlar parmağın sayısı kadar yok. tehdit, şantaj, insanların açığını arayarak kendisine rant ve çıkar elde etmeye çalışanlar var. Böyle insanlara itirazım var. Bir de yandaşlık yapanlar var.
Hepimizin siyasilerle ilişkisi var. Sevdiğin bir siyasi vardır, aday, milletvekili olabilir. Tanıdığım bir insan gelirse daha rahat ilişki kuracağım, doğal bir şey. Ancak tetikçilik başka bir şey. O kadar güzel bir örnek var ki önümüzde. Sadece bu işi yapan insanlar var. 20 yıldır sektördeyim. Kimse sana ya da bana şunu diyemez; bir işadamının arkasına sığınarak da bu işi yapmadık. Herkes bir şarkı tutturmuş yürüyor.
Ümit Kartal: İz gazeteyi takip edenler muhalif çizgimiz olduğunu bilir. Bayraklı ilçesinde bir aday adayıyla ilgili haber merkezimize bir aday geldi. AK Partililerle de ilişkili olduğu, gökdelenler diken bir friması olduğuna dair belgeler geldi. Haberleştirilmesi gereken bir konu olarak gördük. İddia, fotoğraflar var, CHP’li o aday adayıyla ilgili rüşvet iddiası diye yayınladık. Haber yankılandı. İmzamız, fotoğraflar, belgeler sabit. Akşam saatlerinde insanlar bana bir sosyal medya görüntüsü attı. Bahsettiğimiz şahıs Rıdvan Akgün, facebook televizyonunun kurucusu, ‘İzmir’de bir internet gazetesi sahibi, iz sürmeden, bir başkan aday ad ayına şantaj yapıyor, yalan ve asparagas haber yapıyor…’ diyor. Bir gün sonra da çıkıp o facebook kanalına, devam ediyor.
Refik Pak: Kimdir bu Rıdvan Akgün. Simsar. Emlak komisyonculuğu yapan bir adam. Kendine müşteri bulabilmek amacıyla, bu işine yardımcı olması amacıyla ekranlarda görünmeye çalışan, hatta bazı televizyonların haberi bile olmadan orada program yaptığını iddia eden bir adam.
Ümit Kartal: Bana şu kadar para vereceksin diye tehdit ediyormuşuz iddiasına yanıt vereyim. İsmi geçen aday adayı beni aradı. Ben sizinle tanışıklığım var mıydı, sizden herhangi bir talebim oldu mu dedim. Ses kayıtları mevcut. Seni birçok çevreye sorduk. Nasıl biri olduğunu da anladık dediler. Aday adayı çok rahatsız olduğunu belirtti bu yayından. Ben bunun kabul edilemez bir şey olduğunu ifade ettim. Biz gazeteyiz. Künyemiz var. Habere imzamızı atıyoruz. Belgeyi de fotoğrafı da koyuyoruz. Fotoğrafta ‘Aydın Arabacı, ben, Aydın’da kefen giyerek, AK Parti’nin il başkanlığına adaylığına aday olan bir isim. Bunu haberleştirmişiz. Biz bu haberleri yaparken mahkemelerle karşı karşıya gelebileceğimizi bilerek yaptık. Ama Rıdvan Akgün adlı şahıs, bir gazete, iddiaya göre, para istemiş sanki dediler falan diyor. Haberi yapan muhabiri işten çıkardılar diyor, çıkaracaklar diye duyuyorum falan diyor. Bunlar ağır ithamlar,delili de belgesi de yok. Avukatımla da görüştüm. Bu haber merkezi dediği internet sitesinin künyesinin olmadığı, editör kısmında o bizde kalsın yazıyor. Ne idüğü belirsiz yani. Bir şey yapacaksanız, yasal sorumluluklarınızı yerine getirin. İki ama yemek yiyor, ortada köfte yiyor. Amalardan biri niye ikişer ikişer yiyorsun diyor. Görmüyor ki. Kendisi ikişer ikişer yediği için öyle diyor. Bu iddiaların kabul edilebilir bir durumu yok. Bize alçakça iftirada bulunuyorsa yarın size de söyler.
Mithat Umutoğulları: Telefonla konuştum Rıdvan Akgün ile. Yayına da davet ettim. Bak bugün şu konuyu konuşacağız, iddiaları gündeme getirdin, buyur gel dedim. Kendini ifade et dedim. Hatta yarın da geleceğim diyeceksen gel çıkalım. Aynen şunu yazmış; İzmir’de siyaset çirkinleşiyor. Adaylar açıklanmadan önce bir aday bir başka adayı yıpratması için bir internet sitesine yüklü ödeme yapmış. Bir de bu adam bir ilçenin mevcut başkanıymış. Beni arayıp dediler ki, sen bu haberi Ümit’e sen yaptırmışsın dediler. Ben öyle bir haber bulsam, yaparım, Ümit’e de böyle bir şey söylemem. Bugüne kadar hiçbir gazeteci çıkıp, kendi yanımda çalışanlar da dahil, böyle bir şey demem. Benim bu haberi yaptırdığımı, bunu da bana Bayraklı Belediye Başkanının yaptırdığını belirtiyorlar. Ben de bunu Ümit’e paslamışım güya. Bayraklı adayı değil, büyükşehir aday adaylığından çekildi. Belediyeciliği bırakan bir adam x bir adamın başkan olmaması için neden para versin? Hasan Bey aday olsa, derim mi bir mantığı var. Karşındaki güçlü adayı yıpratmak için yapıyor dersin. O arkadaşla ilgili de bize çok şey geliyor.
Hangi ideolojiye sahip olursa olsun dürüst, samimi, namuslu adamların kalması gerekiyor. Siyasette de ahlaklı insanların olması lazım. Ticarette de bizim mesleğimizde de. Ahlaklı insanlar kalsın abi meslekte. Ben bu yayını namuslu insanlara açarım arkadaşım. Kimseyle ne alangirli iş içinde oldum ne başka bir şey. Ağzımdan ne çıktıysa yapmışımdır, ya da alıp karşıma konuşmuşumdur. Ben bu adamı tutacağım ki sayı çoğalsın. Bir insan çıkıp bir başka insanı zan altında bırakmayacak. Bana, ‘bu beyefendi benim arkadaşım, tabiî ki koruyacağım ‘ diyor. Ama sen iftira atamazsın arkadaşın diye bir başka birine.
Ümit Kartal: Savunduğu aday adayıyla asla görüşmedim, hiçbir şey de talep etmedim. Bunu onlar da söyledi. Bu yayını yapan arkadaş çıkıp, çamur atayım izi kalsın dedim, namertçe davrandım der mi? Ben yanlış bilgiyle yanlış yayın yaptım diyecek mi? Bu çamur benim üzerimde kalmaz. Bizim nasıl bir yayın yaptığımızı herkes biliyor. 3 yıldır İzmir’de gazetecilik yapıyorum. Herhangi bir isimle ilgili haber yapmamak için para aldığımı ispat et bu kenti terk ederim.
Mithat Umutoğulları: Eline belge mi verdiler, para mı verdiler, videoya mı çektiler. Çık bunu yayınla. Ya da çık kamuoyuna, ben manipülasyon yapmaya çalıştım ancak yüzüme gözüme bulaştırdım de ve özür dile. Vatandaş geliyor aday adayı ya da belediye başkanının yanına, biraz izliyor bakıyor biraz politik olarak zayıf. Önce adamı kamuoyunun önüne atıyor, bir kriz çıkarıyor. Sonra o krizi sahiplenip, o krizi sahipleniyor. Bir bakıyorsun adamın karşısında bütün medya var. Ama kendisi destekliyor. O arada başkan, başkanın eşi, sevenleri ve yanındakiler yıpranmış oluyor. O arkadaş, o başkanı kendi egemenliğine alarak onu sahiplenme çabasında oluyor. Bu adamı gördüğümde, aday adayını, nezaketli bir adam da; dedim ki, bunu almış bunun üzerinde bir politika gerçekleştirmeye çalışıyor. Adayın kendisi direkt seni arasaydı, bu haberi yaptınız ama bu haber, şu tarihte böyle bir gelişme yaşandı, bizim ismimiz de geçti. Ancak bu işin gerçeği şudur vesaire. İşin aslı bu, beraat kararlarımız da bunlar deseydi konu kapanırdı.
Bundan sonra bütün gazeteci arkadaşımızla ilgili hak etmediği bir ithamda bulunursa sahipleneceğiz. Şantajcılık yapıyor deyip bunu atalım diyelim. Bu mesleği yapma, bu kentten git diyelim. Ama hak etmediği halde birine çamur atıyorsan onu da teşhir edelim.
Ümit Kartal: 3 Şubat 2017 yılında yaptığım bir haberden dolayı, TTB’nin gözaltına alınmasını eleştiren bir yazı yazdım. Bu durumu eleştirdiğim için, savaş karşıtı bir haberimden dolayı gözaltına alındım. Hem İzmir’in tüm gazetecileri, politikacıları ses çıkardı, arkamızda durdular. İzmir vekillerinin t tamamına yakını dayanışma mesajı gönderdi. TGS, İGC mesajlar gönderdi. Bu benim için savaş karşıtı bir haberden dolayı gözaltına alınmak benim için şeref madalyasıdır. Haberden dolayı tutuklana da bilirdim.
Mithat Umutoğulları: Bu mesleğin değerlerine gönül vermiş kimse böyle bir şey yazmaz, yapmaz. Menfaat üçgeni diye benimle ilgili de bir yalan haber yapılmıştı. Ben de bu basın kuruluşuna giydirdim. Mahkemeye vermişler. Mahkemeye gittim, anlattım. Bu ahlaksızlık değil mi? o internet sitesinin de o dönem AK Parti İl Başkanlığı yapan bir zatla yarınlığı vardı, ona yaranmak için bunu yaptı. Aynı şey senin durumun için de geçerli.
Refik Pak: Bir gazeteci arkadaşımız bir haber yapıyor, kaynağını da belirtiyor. Kendisi de gazeteci kökenli olan bakanlık y apmış biri ağza alınmayacak şekilde arkadaşımızı itham ediyor ve ona hakaret ediyor.
Mithat Umutoğulları: Hakan Tartan şereften bahsediyor. Şimdi onun şerefini de sorgulayacağız. Bir gazeteci hepimiz kulis haber yapıyoruz, seçim yaklaştı. Siz Hakan Tartansınız, 3 ay bakanlık yaptınız. Her yerde bakanım diye ortada dolaşıyorsunuz. Sonra Kemal Karataş Konak’a atanıyor, adaylığı düşüyor. Sen yazı turayla gelip burada beş yıl belediye başkanlığı değil tatil yaptı. Belediye başkanlığı falan yapmadı. Onun döneminde Konak’a tabiri caizse şey götürüyordu. Parti aday göstermedi. Yazı turayla hak etmediğin halde geldiğin partiye seçim kaybettirmek için başka partiye geçti.
Sende biraz haysiyet, şeref olsa. Sen bir kere seni o koltuğa oturan partinin karşısına geçip çalışmazdın. Bir de utanmadan aday olmak için o partiye gelip aday oluyorsun. Sen o gazeteci arkadaşın şerefini, haysiyetini sorgulayacağına kendi haysiyetini sorgula. Bir siyasetçi bir gazeteciye kalkıp sen şerefsizsin diyorsun. Üstelik bir kadına söylüyorsun. Evde eşine neler yapıyorsundur. Sen nasıl bir adamsın. Bir kadınla insan bu üslüpla konuşur mu? Nasıl bir haysiyetsizliktir bu ya.
İnsan biraz utanır, yüzü kızarır. Konak ilçeye nasıl adaylık dosyası verdin ya. Hiç utanmadın mı? Ben size seçim kaybettirmek için geldim, şimdi de buradan aday olmak istiyorum diyorsun.
Utanmadan bu kadar ahlak dışı insan dışı bir şey söyler mi insan? Açıklama yap kardeşim, böyle bir görüşmemiz olmadı, benim ağzımdan yaz de. Yazalım. Bir de biz aramışız seni ısrarla. Halide Demir, haberi yapan arkadaşım. Namuslu, haysiyetli bir kızdır. Kimse en az 20 yıldır bu mesleğin içinde, ajanslarda, birçok yerde çalıştı. Çok ahlaklı ve namuslu bir kızdır. Kimse onun şerefini haysiyetini sorgulayamaz. Kimse Halide’nin alengirli iş yaptığını söyleyemez. Ben Halide’nin her şeyine kefilim. Yazı tura bakanı, yazı tura belediye başkanı utanmadan kalkıp insanlara hakaret ediyor. Sana bu hakkı kim veriyor. Böyle adamları barındırmayacaksın. Sen bir kere insanlarla nasıl konuşacağını bilmiyorsun. Bu kadın hakları dernekleri nerede? Bir kadın gazetecinin şerefine, haysiyetine küfür ediliyor, kimsede tık yok. Halide Demir’e tekme tokat girdikten sonra mı ses çıkaracaklar. Hakan Tartan’a dava açacağız. Öyle kolay değil bu işler. Yok AK Partili şerefsiz. Sen sokakta mı konuşuyorsun, sen bir gazeteciyle konuşuyorsun. Senin korku dağlarını sarmış.
Ümit Kartal: Bir kadın- genç gazeteci arkadaşımızın böylesi hakaretlere maruz kalmasıyla ilgili açıklama yapmaya çağırıyorum. AK Partililere karşı da böyle sert konuşamaz. Gazeteciye söylerim, o da yutar, özür dilerim başkanım der, diye düşündü herhalde. Bu konuda dik duruşumuz önemli. Gazeteci ne kadar dik durursa vatandaş o kadar doğru haber okur. Birbirimize sahip çıkarsak böylesi olaylar karşısında gazeteciler de daha dik durmaya devam edecektir. Misket Başkana çağrı yapmak isterim, hızlıca bu konuyla ilgili açıklama yapmalı. Bir politikacının herhangi bir gazeteciye böyle ağza alınmayacak şeyler söylemesin. Hakan Tartan’dan gazeteciye hakaret diye haber yapmalı meslektaşlarımız. Saldırıların teşhir edilmesi önemli diye düşünüyorum.
Mithat Umutoğulları: Meslek branşlarını bıraktım. Bir kadınla nasıl böyle konuşabilirsin sen? Haysiyetli, şerefli adamlar olacak. Bu medya da bu siyaset de temizlenecek. Şerefli, haysiyetli adamlar çıkıp konuşacak, korkmayacak. Biri talimat veriyor, bütün gazeteler aynı manşetle çıkıyor. Ya kardeşim bari başlığını değiştir. Biz bu hale mi geleceğiz? Bunu mu yapacağız? Yoksa biz gazetecilik mi yapacağız? Gazeteci zaman zaman yanlış yapabilir, kaynağını sorgulayabilir. Gelen bir istihbarat eksik yanlış olabilir. Gazeteci düzeltirse yanlışını sorun yok. haysiyetli şerefli namuslu adamların bu mesleğe sahip çıkması lazım.
Kaynak: Ege Postası