Ülkenin önemli bilim insanlarının İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin üç dönemdir uyguladığı özgün belediyecilik yaklaşımını masaya yatırdığı çalışma, ilk olarak Büyükşehir Belediyesi personelinin katıldığı toplantıda paylaşıma sunuldu. Yaklaşık 1,5 yıldır yürütülen çalışmalar sonucunda kapsamlı bir yayın haline getirilen "İzmir Modeli"nin tanıtım toplantısı Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde gerçekleştirildi.
Yılmadık, yıkılmadık
Sözlerine, "yol arkadaşlarım" dediği Belediye personeliyle birlikte, yerel yönetimler tarihinde yer alabilecek ölçüde zorlu bir sürece şahitlik ettiklerini belirterek başlayan Başkan Aziz Kocaoğlu, "İzmirli hemşehrilerimizden aldığımız güçle, tüm emek ve enerjimizi, bu kenti ayağa kaldırmak için kullandık. Karşımıza çıkan engellere rağmen yılmadık, yıkılmadık. Sorgulandık, tutuklandık, yargılandık, hapis yattık. Ama hep dimdik ayakta kaldık. Direndik. Birbirimize güç verdik. Ve kazandık. İzmir’i yeniden ayağa kaldırıp herkesin "yaşamak için can attığı" bir kent haline getirdik. 'Modası geçen' değil 'model olan' bir İzmir yarattık. Bunu birlikte başardık. Sizler bu kentin yüz akısınız. Hepinizle gurur duyuyorum" dedi.
Biz bu hikayeyi birlikte yazdık
Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, üç dönemdir uyguladıkları demokratik belediyecilik anlayışı ve "yoğurt yiyiş" tarzının, 26 akademisyen ve araştırmacının yaklaşık 1,5 yıllık ortak çalışması sonucunda "İzmir Modeli" adlı ciltlerce kitaptan oluşan bir esere dönüştüğünü belirterek "Biz bu hikayeyi birlikte yazdık. Çalışırken, planlarken, üretirken, işimizin sadece yol, su, altyapı ve imar gibi klasik hizmetlerle sınırlı olmadığını düşündük hep. Kendimizi, kentimizin kalkınmasından ve yaşam kalitesinin artırılmasından da sorumlu tuttuk. Ve popülizmden uzak 'ahlaklı bir belediye' olmayı birinci koşul ola rak gördük. Belki en güzeli de buydu. Ahlaklı, dürüst; adaleti ve kul hakkını gözeten, sadece İzmir halkının ve kamunun çıkarlarını korumaya çalışan bir belediye olabilmek.." şeklinde konuştu.
"İzmir Modeli" bir çağrıdır
Pek çok yönüyle, Türkiye'deki yerel yönetim anlayışına yeni bir soluk kattıklarını vurgulayan Başkan Kocaoğlu, şunları kaydetti:
"Hiç tartışmasız söylüyorum; İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin bugün geldiği nokta, Türkiye'deki yerel yönetimler için çok önemli bir modeldir. İzmir modeli, memleketimizde yapılan güzel işlerin geleceğe aktarılmasından ziyade, aslında bir çağrıdır: Birlikte çalışıp birlikte üretme ve bilimin aydınlık yolundan hiç ayrılmama çağrısı.. Ve İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin hayata, insana, doğaya, havaya, suya, toprağa, kente, paraya bakışı.."
Türkiye "İzmir gibi" olsun
Başkan Aziz Kocaoğlu, İzmir Büyükşehir Belediyesi çalışanlarıyla birlikte, rantı değil yaşam kalitesini öne çıkaran, oldu-bittiler yerine projelerini katılımcı tasarlama süreçlerinden geçiren bir yerel yönetim anlayışıyla görev yaptıklarını söyledi. Belediye'yi hiçbir şaibenin gölgesi altında bırakmadıklarını ifade eden Başkan Kocaoğlu, "Partiler üstü bir yönetim anlayışı sergiledik. Duruşumuzdan ve ilkelerimizden hiçbir zaman taviz vermedik. Hep İzmirlilerin 'lokmasını büyütebilmek' için çabaladık. Adına 'yerelden kalkınma' dediğimiz İzmir Modeli’nin çıkış noktası da işte bu oldu. İzmir Modeli aslında sonuç değil, başlangıç.. Türkiye için bir umut.. İzmir’den yükselen bir ses.. Ve güzel ülkeme bir çağrı.. İstiyoruz ki, Türkiye 'İzmir gibi' olsun! Bu büyük hedefe ilerlerken benimle birlikte olduğunuz ve gücüme güç kattığınız için hepinize tek tek teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu.
İzmir'in başarısı göz kamaştırıyor
İzmir Modeli'ni ciltler dolusu yayın haline getiren proje ekibinin lideri Prof. Dr. İlhan Tekeli, bu çalışmanın bir son değil, bir başlangıç olduğunu belirterek şunları kaydetti:
"Türkiye belediyecilik tarihi bakımından bir ilk ve unutulmayacak bir olaya şahitlik ediyoruz. İzmir, son yıllarda yarattığı yaşam kalitesi ile Türkiye'de dikkatleri üzerine topladı. Bu kent herkesin gözlerini kamaştırıyor. 4-5 sene önce böyle bir algı yoktu. Artık başarı herkes tarafından fark edilir hale geldi. Eğer Türkiye demokrasisi bir kriz içindeyse, demokrasimizi birinci kalite bir demokrasi haline getirmek istiyorsak, İzmir Modeli çok önemli bir başlangıç."
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin demokrasiye yaptığı katkıya da vurgu yapan Tekeli, "26 akademisyen ve araştırmacı birlikte etkileşerek, birbirinden öğrenerek bir model oluşturdu. Bu araştırmacılar akademik olarak seçkin kişiler. Ama her birinin aynı zamanda bir İzmir gönüllüsü oluğunu düşünüyorum. Bunun da ayrıca övüncünü taşıyoruz" diye konuştu.
Dünyada iddia taşıyan bir model
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin İzmir Modeli ile kentin övünç kaynağı olacak şekilde Türk demokrasisine katkıda bulunduğunu vurgulayan Prof. Dr. İlhan Tekeli, "Her şeyi tepeden, tek bir aktörün bildiği bir yönetim biçimi karşısında 'kolektif bir ürün' geliştiriyor bu model. Bu modelin sahibi İzmir'dir. Bu modelin sahibi İzmir Büyükşehir Belediyesi çalışanlarıdır. Bu modelin sahibi, bunu kolektif olarak üreten akademisyenlerdir" dedi.
İzmir Modeli çalışmasında Başkan Aziz Kocaoğlu'nun üç dönemini somut olarak ele aldıklarını da dile getiren Tekeli şöyle devam etti:
"İdeolojik çıkış noktasından değil, İzmir gerçeğinden; muhalif belediye olmanın zorluklarını hesaba katan bir model var. Burada bir deney var. Model böyle bir deneyin üzerine kurulduğu için ayakları yere basıyor. Bu model yerel yönetimler üzeriden kurulduğu için, yerel demokrasiyi güçlendirmeyi hedefleyen bir model. Diyoruz ki, Türkiye'de birinci sınıf bir demokrasi kurulacaksa, bu yerel yönetimlerin demokrasisi üzerinden kurulur. Yerel yönetimler konusunda bir vesayetçi tutuma karşı vaziyet alır. İzmir'in tartışılmaz ve herkesin benimsediği bir vizyonu var. İzmir bunu başardı. Bu modelle geldiğimiz noktada bunu daha geliştirdik. İzmir demokrasisi, bir ideolojik tercihten çok bir yaşam kalitesi tercihidir. Model dünyada iddia taşıyan bir değerler sistemi üzerine oturuyor. Yaşam kalitesi, katılımcılık, yenilikçilik, sü rdürülebilirlik… İzmir modeli bir muhalif belediye olarak başarılı olabilmenin anahtarını veriyor. Bu model klasik belediye hizmetleri dışında bir şeyden söz ediyor. İzmir'in beraberliğinin sağlanmasını bir belediye görevi olarak görüyor. İzmir'in farklılığı da işte buradan geliyor. Çok sayıda yenilik getiren İzmir Modeli, bir reçete getiriyormuş gibi görünebilir. Ancak bu stratejiler ve politikalar içeren geliştirilmiş ve geliştirilmeye devam edecek bir model. İzmirliler tarafından devam edecek bu model, bir reçete değil yerel yönetim ve yaşadığımız yer konusunda düşünmeye bir çağrı. Bu model katılımcılığa bir çağrı. Bu model, emeğe bir çağrı. Yenilikçiliğe, bir arada yaşam kültürünü geliştirmeye bir çağrı. Bir arada üretmenin heyecanını duymaya, birlikte bölüşmeye çağrı.
Güçlü bir kadro çalıştı
"Ortak Kavramlar", "Yönetim Stratejileri", "Yerel Kalkınma-Çevre ve Alt Yapı", "Fiziki Planlama" ve "Kamu Alanı-Yer Oluşturabilme" başlıkları altında toplanan İzmir Modeli çalışmalarında şu isimler yer aldı:
Prof. Dr. İlhan Tekeli, Prof. Dr. Oğuz Oyan, Prof. Dr. Fikret Toksöz,Prof. Dr. Metin Şenbil, Prof. Dr. Korel Göymen, Prof. Dr. Fikret Adaman, Prof. Dr. Şevkinaz Gümüşoğlu, Prof. Dr. Oğuz Esen, Prof. Dr. Ümit Atabek, Prof. Dr. Yaşar Uysal, Prof. Dr. Ümit Erdem, Prof. Dr. Gökdeniz Neşer, Prof. Dr. Adnan Kaplan, Prof. Dr. Şafak Taner, Prof. Dr. Meltem Çiçeklioğlu, Prof. Dr. Canan Balkır, Doç. Dr. Koray Velibeyoğlu, Doç. Dr. Güzel Yücel Gier, Doç. Dr. Tanyel Özelçi Eceral, Doç. Dr. Emine Yetişkul Şenbil, Doç. Dr. Alp Yücel Kaya, Doç. Dr. Serhan Ada, Araştırmacı Ümit Yaldız, Başkan danışmanları Tevfik Tozkoparan, Bülent Tanık ve Mehmet Ural.