Nüfus olarak tutturamasak da, motosiklet sayısında Hindistan kadar yoğun, karmaşık, kuralsız bir ülke olmaya başladık.
Dört tekerlekli, çok güvenlikli aracımızla trafikte ona göre düzenlenen yolda giderken en büyük korkumuz bir yayaya çarpmak değil.
Çünkü onların bir kaldırımı olduğunu ve oradan çok nadiren yola indiklerini biliyoruz.
Çünkü onların bir yaya geçitleri olduğunu, başka yerden geçerken en az biz dört tekerlekli araçları kullananlar kadar dikkatli olduğunu biliyoruz.
Ama bir yerden mal alıp, başka bir yere dakikalar içinde götürme işini yapan motosikletler için aynı şeyi söyleyemiyoruz.
Vakit nakittir sistemi üzerine kurulu, 30 – 35 dakika da siparişi yerine ulaştırma gayreti içinde olan ve gün geçtikçe trafikte sayıları artan motosikletler, hem kullananlar için, hem de kullanmayan tüm trafikteki araçlar ve yayalar için ciddi tehlike olmaya başladı.
Ehliyetleri var, plakaları var, trafiğe kayıtlı araçlar ama zamanların kısa olması, zamana karşı para kazanma olması onların trafik kullarını hiç sayan hallerini de iyice arttırmaya başladı.
Trafikte polislerimiz özellikle motosikletli olanları zaman zaman şehrin değişik kesimlerinde uygulama ve denetim yapıyorlar ama bu da sadece ehliyeti var, ruhsatı var mı türünde oluyor.
Yasalarımıza göre trafikte kırmızı ışıkta geçen araca verilecek olan ceza belli.
Yasalarımıza göre trafikte risk yaratacak araç kullanmaya verilecek ceza belli.
Yasalarımıza göre trafikte bir aracı sağından, sağlayarak geçmek, geçmeye çalışmanın cezası belli.
Yasalarımıza göre trafikte şehir içi hız sınırı olan 50 Km geçmenin cezası belli.
Ama yasalarımızı motosikletlere ve motosiklet sürücülerine tam olarak uygulandığını söylemek imkansız.
Dört tekerlekli araçlara kamera görüntüsünden bile sıkı denetim ve cezalar yazılarak kurallar oturtulmaya çalışırken, motosikletleri trafikte seyir halindeyken görmemek bozulmanın ilk adımlarıdır.
Nice dört teker araç sahibinden benzer şikayetleri duyarak bu yazıyı kaleme alırken, yine dört teker sahibi bir çok kişiden şunu da duydum, “Satacağım arabamı, 50-60 Bin TL alacağım motoru, basacağım gaza. Ne durduran var, ne soran var, ne de kural var. Dört tekerle 2 saatte gideceğiniz yere, iki tekerle 30 dakika da gidebiliyorsunuz.”
Yasalardan yanayım, kurallardan yanayım!
Yasaları trafikteki birileri için bu kadar başı boş, birileri için bu kadar sıkı denetim altında tutulursa, yakında Türkiye’de dört tekerli araç sayısı yok olur, iki tekerlekli, çok kuralsız trafik olur.
Tam son cümlemi yazdım diyor ki, dışarıda Mithatpaşa Caddesi’nde bir motosikletli kaçıyor, arkasında motosikletli polis sirenleri açık şekilde onu yakalamak için kovalayarak geçti.
Kuralsızlıklarının hakim olduğu trafikte bir de kuralları uygulayan polislere karşı da direniş başlamış demek ki!
Hayırlı haftalarımız olsun!