Ege Plastik Sanayicileri Derneği’nin de (EGEPLASDER) kurumsal destekçisi olduğu fuarda, sektör temsilcisi firmaların sahipleri ile ara işgücü olarak sektöre katılmayı hedefleyen gençler bir araya geldi.
Fuara ilişkin değerlendirmelerde bulunan EGEPLASDER Yönetim Kurulu Başkanı Şener Gençer, Bornova Mazhar Zorlu Plastik Endüstri Meslek Lisesi ile Ege Üniversitesi Ege Meslek Yüksek Okulu Polimer Teknolojileri programı öğrencileri ile derneğin standında buluştu.
“DENEYİMLİ ÇALIŞANIN GÖZÜNÜN İÇİNE BAKIYORUZ”
Sektörde yaşanan ara işgücü eksikliğini her fırsatta dile getirdiklerini vurgulayan Gençer, “Lisede ve üniversitede polimer ve plastik üzerine eğitim gören tüm gençlerimizi istihdam etmeye hazırız. Firmalarımıza çok sayıda genç mühendis başvuruyor. Ancak bu kadar çok sayıda mühendisin olmasının yanlışlığı bir yana onları istihdam edecek firmalarımız da yok. Ancak kalıp çekecek, enjeksiyon yapacak, şişirme yapacak, hammadde işleyecek genç işgücüne çok ihtiyacımız var. Bu gençlerimize ödediğimiz ücretler, mühendislere ödenen maaşların da üzerinde. Adeta yetişmiş gençlerimiz bir yerlere gitmesinler diye gözlerinin içine bakar olduk” dedi.
Lise ve meslek yüksek okulu seviyesinde eğitim alarak sektöre ilk adımını atan gençlerin, okulu bırakmamaları ve başka bölümlere geçmemeleri için okul yönetimleri ile sıkı diyalog kurduklarını sözlerine ekleyen Gençer, İzmir ve Ege Bölgesi’nin plastik başta olmak üzere petrokimyanın tüm alt bileşenlerinde yoğun bir üretim yaptığını hatırlattı.
“BU KADAR MÜHENDİSE İHTİYAÇ YOK”
Türkiye’nin acil olarak sanayi envanteri ile uyumlu ve tüm sektörlerin uzun vadeli insan kaynağı ihtiyacını gözeten bir planlama yapması gerektiğine dikkat çeken EGEPLASDER Başkanı Şener Gençer, şu değerlendirmeyi yaptı: “Türkiye’de 200’ün üzerinde üniversite var. Bu okullardan her sene yüz binlerce gencimiz mezun olarak işgücüne katılıyor. Bu evlatlarımız en az dört sene süre ile ana babalarının dişlerinden artırdıkları paralarla okuyup mühendis oluyorlar. Ancak bizim ülke olarak bu kadar mühendise ihtiyacımız kesinlikle yok. O nedenle mühendis gençlerimizi marketlerde kasiyer olarak görüyoruz. Bu durum akıl almaz derecede büyük para ve insan kaynağı israfıdır. Kendimizi ve bu gençlerin ailelerini kandırmaya, onları sanal beklentilere sokmaya gerek yok. Üniversite bitirdim diye eline diplomasını alan, karşımıza dikiliyor, ‘Ben ne zaman müdür olacağım’ sorusunu sormaya başlıyor. Ortalığa dökülen milyonlarca gencimiz iş bulamazken; biz vızır vızır ara işgücü arıyoruz. Bugün dünyada ekonomisi ve kalkınmışlık düzeyi ile marka olmuş ülkelerin istisnasız hepsinin ortak özelliği ara işgücüne verdikleri önem ve kalite çıtası çok yüksek eğitimdir. Milli Eğitim Bakanlığımız, üniversitelerimiz, YÖK ve diğer ilgili kurumlar bir kere olsun bize ‘senin gelecek on yılda ne kadar enjeksiyoncuya, kalıpçıya, şişirmeciye ihtiyacın var diye sormadı. Sormayınca bu işleri sanayiciler el yordamı ile ve çok daha yüksek maliyetleri göze alarak yapmak zorunda kalıyor.”