Siyaseti her zaman anlayışla karşılarım, siyaset beni anlayışla karşılamasa da.
Hatta bazen o kadar çok siyasetle ilgili yazılar kaleme aldığım olur ki, birileri çıkıp, siyasete mi giriyorsun diye dedikodusunu dahi yapar.
O dedikodu üreten ve ürettiğine sevinenlere üzücü bir not, ben hayatta en çok sevdiğim işi yapıyorum, gazetecilik yapıyorum, yazıyorum, bir gün siyaseti daha çok sevdiğimi düşünürsem o zaman dedikodularınız dedikodu olmaktan çıkar.
Şimdilik dedikoducusunuz!
Geçtiğimiz günlerde siyasetin bu kez akıllara durgunluk veren ayrımcılık, ikilik, ötekileştirmesini tanık olduk.
CHP Çeşme İlçe Kadın Kolları Başkanlığı, siyasette işte bu hiç istenmeyen duruma neden olmuş.
CHP’nin Çeşmeli kadınları, birkaç tüp bayisiyle anlaşma yapmışlar, CHP üye kartını gösterene tüp de yüzde 20 indirim yaptırmışlar.
Bunu sosyal medya üzerinden de şöyle duyurmuşlar, “CHP’ye gelin üye kartınızı alın, yüzde 20 tüp indirimi alın!”
Şaka gibi uygulama, şaka gibi kampanya.
Adına da ‘Mutfak desteği’ demişler.
Siyaset bu üye yapmak için, şirin görünmek için her türlü argümanı sonuna kadar kullanma hakkı var ama, siyasetin insanları ötekileştirme, ayrıştırma, ayrıcalık tanıma hakkı yok.
Bu oyunu nereye verirse versin seçmene yapılmış bir saygısızlıktır.
Bu hangi partiyi tutarsa tutsun, Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı olan herkesi kışkırtıcılıktır.
Yani şimdi, AK Partili, MHP, İyi Partili kadınlar, Çeşme’de üyelere özel ekmek indirimi yapan fırın, üyelere özel indirim yapan mandıra, üyelere özel indirim yapan gözleme evi, üyelere özel indirim yapan dondurmacı bulsa Çeşme’den başlayan bu rüzgâr siyaseti nereye götürür, siyasetin içine seçimden seçime giren seçmeni nereye götürür.
CHP’nin Çeşmeli kadınlarını anlıyorum, kadınlara mutfak desteğinde bulunmak istiyorlar ama bu böyle göze çöp sokarcasına, ayrıştırıp, ikilik, üçlük ve hatta dörtlük yapma hakkı yok.
Bunun adı ‘Mutfağa destek’ değil, Türkiye’nin geleceğine dinamit koymaktır.
Tüp patlarsa, hepimiz zarar görürüz.