Değerli Okurlar;
II. Dünya Savaşı yıllarında, Nazilerin ‘Enigma’ isimli makine ile ürettikleri, çözülmesi mümkün olmayan kodları, yine kendi geliştirdiği kod çözme / şifre kırma makinesiyle (Bombe) bertarâf ederek; savaşın seyrinde Naziler aleyhinde bir gelişme sağlayan Alan Turing’in öyküsünü dinlemeye hazır olun…
Enigma Kod Kırıcı’nın Mûcidi; Alan Turing
Alan Turing, II. Dünya Savaşının göbeğindeki İngiltere’de yer alan ‘kriptoloji’ ekibindeydi... O’nun üstün zekâsı, Alman hükûmeti tarafından savaş sırasındaki haberleşme şifrelerini (Enigma) kırmaya yetiyordu. Turing, bir süreliğine Alman deniz kuvvetlerine âit şifrelerin kırılması için çalışan ‘kripto analiz’ ekibinin başına getirilmişti. Bu görevdeyken, Alman şifrelerini kırmak için farklı yöntemler geliştirdi ve Enigma cihazı tarafından üretilen şifreleri kırmaya yarayan ‘Bombe’ isimli bir elektromekanik makineyi kurdu. Bombe cihazları, Nazilerin şifreli mesajlarını deşifre ederek, müttefîk devletlere Nazi Almanya’sı karşısında çok büyük bir avantaj sağlamıştı. Öyle ki; Turing sâyesinde pek çok kişinin hayâtı kurtulmuştu ve savaşın seyri, Nazilerin aleyhine dönmüştü.
Turing, savaşın ardından edindiği tüm deneyimi ve kendi bilgisini birleştirerek, hayâlî olan ilk modern bilgisayar tasarımı üzerinde çalışmaya başlamıştı. Bu esnâdaki ilk plânları, ‘Londra Ulusal Fizik Laboratuvarı’ tarafından onaylansa da; tasarımı, aynı dönemde bilgisayar bilimi üzerine çalışan Amerikan proje ekiplerinin gölgesinde kalmıştı.
Turing, karşısına çıkan tüm kısıtlamalardan bunalıp kendisini ‘teorik yapay zekâ’ üzerine yoğunlaştırmaya karar vermişti. İlk adımda, bir makinenin ‘akıllı’ sayılabilmesi için gereken standartları belirleyen bir deney tasarlamıştı. ‘Turing Testi’ adı verilen bu test, makinenin karşısındaki deneğin, görmeden iletişime geçtiği şeyin; makine mi yoksa insan mı olduğunu tahmin etmesi esâsına dayanıyordu... Eğer denek, karşısındakinin makine olduğunu anlayamazsa; makinenin bir nevî düşünme yetisine sâhip olduğu söylenebilirdi. Bugün, ‘CAPTCHA’ adı verilen uygulama, internetteki kullanıcıların; insan mı yoksa makine mi olduğunu anlamakta kullanılmaktadır. Yâni Turing Testi, başarılıyla sonuçlandı...
Turing’in evine, 1952 yılında bir hırsız girmişti. Polise verdiği ifâdede; ‘eşcinsel olduğunu’ açıkça söylemişti. O yıllarda, İngiltere’de eşcinsellik bir suçtu… Turing, ‘ahlâksızlık’ yasasından hüküm giymiş; bunun üzerine bir de uzun bir hapis cezâsı ile kimyasal hadım edilme arasında bir seçim yapması istenmişti. Hadım edilmeyi seçen Turing’e, mahkeme karârı ile yüksek dozda ‘kadınlık hormonu’ enjekte edilmişti. Bu tedâvi sonucunda, cinsel istekleri ortadan kalkmış, göğüsleri büyümüş; hattâ kendisi için en önemli olan düşünme yetisi sekteye uğramıştı. Böylece ‘yenilikçi ve sıradışı’ Turing, gün be gün ortadan kaybolmaya başlamıştı.
Cinsel tercihini açıklamasıyla, herkes II. Dünya Savaşı’nda binlerce insanın yaşamını kurtaran Turing’i unutmaya başlamış; kahramanlıklarını yok saymıştı… Arkadaşları dâhi birer birer azalmış, evine kimse gelip gitmez olmuştu.
1954 yılında, 42. yaş gününden birkaç hafta önce, evinde ölü bulunmuştu. Başucunda, yarısı yenmiş bir elma da yer almaktaydı... Yapılan otopside, ölüm nedeni ise; ‘siyanür zehirlenmesi sonucu intihâr’ olarak kaydedilmişti. Resmî raporlara göre; başucundaki elmayı önce siyanüre batırmış, sonra kurumasını beklemiş ve ardından da yemişti.
Esen kalın…
SEFA YAPICIOĞLU