Göztepe, dün Galatasaray’ı konuk etti. Hem de en iyi şekilde karşılayarak. Sonra maç başladı, büyük taraftarını arkasına alan Göztepe, İzmir’in gururu Göztepe, Galatasaray’a kök söktürdü.
Bu maçı canlı olarak televizyondan izledim.
Maça gitmek, stadın içinden görerek yazmak, o taraftarın sevincini, o Göztepelilerin gol anını görerek yazmak isterdim.
Ancak yine birilerini arayıp, olumsuz cevaplarını duyarak, ben gazeteci miyim, yazar mıyım, spor yazısı da yazıyor muyum, stada sadece ücretsiz maç izlemeye gelen kitleden miyim diye düşünmemek için, ne aradım, ne gelmek istiyorum dedim, ne de gittim.
Maç televizyondan izlerden 2001 – 2002 sezonunda Göztepe’nin, o UEFA Kupası almış, Süper Kupa almış kadrosuyla Galatasaray’ı 2-0 gibi net skorla yendiği maç geldi aklıma.
Dakikaları hatırlamıyorum ama Göztepe ilk golü altığında, basın tribününde bir şok yaşadık adeta. Tuttuğumuz takım, desteklediğimiz takım Göztepe’ydi ama, seyretmeyi bir tık daha çok heveslendiğimiz takım UEFA ve Süper Kupa sahibi Galatasaray’dı.
Göztepe bir gol attı ama kaç gol yer gibisinden düşünürken, son dakikalara doğru Göztepe, ikinci golü de attı.
İşte o anda, her İzmirli gibi, her Göztepeli gibi biz de sevinçten yerimizde duramadık.
Bu maçta da aynı şeyleri konum farkıyla olsa da yaşadık.
Teşekkürler Göztepe…
Maç sonunda Göztepe’nin Galatasaray’ı yendi ama sesi daha çok İstanbul’dan duyuldu.
İstanbul Medyasından.
Galatasaray şöyle, Galatarasay böyle, oyuncular şöyle, teknik direktör şöyle diye sadece Galatasaray’ın nasıl yenildiğini düşünen İstanbul Medyası, İzmir’in şanlı Göztepe’sinin nasıl yendiğini hayretler içinde anlatmaya çalıştılar.
Bazı spor programlarına baktım, Göztepe’nin penaltılarını kabul etmeyen yorumlar vardı.
‘Elin engellediği, yüze geldiği her pozisyona penaltı mı verilir?’ diyerek karşı çıkanlar, başka maçların orta sahasındaki benzer görüntüleri vererek, yorumlarını daha da komik duruma düşürdüler.
Serdar Özkan’ın ceza sahası içinde olduğunu, topa vurmaya çalıştığını, vurmaması için engellendiğini görmemezlikten gelen bu spor yorumcuları, ceza sahası içinde her ne sebeple olursa olsun, oyuncuya müdahalenin penaltı kapsamında olduğunu, Galatasaray’ın penaltısı verilmediğinde hatırlayacaklarına eminim.
Varsın penaltıyı vermesinler.
Varsın Galatasaray nasıl yenilir tartışsınlar.
Ortada bir gerçek var Göztepe’nin haklı zaferi.
Öyle bir zafer ki, sadece Galatasaraylıları üzmedi, herkesi ağlattı.