NE OLACAK BU MİLLETİN HALİ!

Ali Eyce yazdı...

2022’in ilk haftasına girdik, geriye kaldı 51 hafta.

Herkesin konuştuğu ekonomiyi, maaşları zamları, giyecek, yiyecek, tükettiğimiz her şeye zamları konuşmadan bir saniyemizin geçmediği bu günlerde, size kış aylarının güzelliklerinden, soğuklardan, kardan, kardan adamdan yazmak isterdim ama akıl da buna izin vermiyor, vicdan da.

Türkiye’de 2021 yılında konuşulan rakamlar artık konuşulmuyor ve konuşulmayacak da.

Ekmeğin 50 kuruş olup da, bir gece 75 kuruş olduğunda nasıl tepki veriyorsak, patates, soğanın 1 TL iken bir gecede nasıl 4-5 TL çıktığında tepki veriyorsak aynı tepkiyi şimdilerde oluşan rakamlara da veriyoruz.

Asgari ücrette yükseliş, bu haftalarda memur ve emekli maaşlarına yapılması düşünülen zamlar, piyasa ekonomisinde ve tüketici ekonomisinde yeni rakamların varlığına, okunuşuna ve taşınmasına alışmamıza bağlı olarak normalleşecek.

Çünkü hep öyle oldu.

‘Ah’lar ve ‘Vah’lar çektiğimizi zamanları çabuk unutup, yeni rakamlara çabuk adette olan insanlarız.

Hatta bazılarımızı, sabitleşmiş rakamlar dahi sıkıyor, hem tüketici, hem de üretici anlamında.

Piyasa aksiyonu olsun diye çıkarıp, indirim yapan üreticinin karşısında, bazı rakamların yüksek olmasını, herkes tarafından her şeyin alınmamasını isteyenlerimizi dahi var.

Alışırız, alışmasına da, asıl alışamadığımız ‘Ne olacak bu milletin hali’ cümlesi.

Elin oğlu almış eline içkisini, oturmuş deniz manzaralı evinden görünen denizin fotoğrafını çekmiş, sosyal medya hesabından paylaşım yapıyor, ‘Ne olacak bu milletin hali!’

Tuzu kuru, sana ne!

Elin kadını almış kucağına kuçusunu, bir çocuğun belki de hayatında birkaç kez yemek nasip olan yiyeceğini yiyen kuçuyla fotoğrafını çekmiş, sosyal medya hesabından koymuş, ‘Ne olacak bu milletin hali!

Saçı kuru, sana ne!

İnsanların bir takımı, çıkmış Uludağ’a günlüğü kişi başı 5-10 Bin TL otelleri tıka basa doldurmuş, altındaki milyonluk arabayı değiştirme derdine düşmüş, Nusret’e binlerce TL ödeyerek et kestirmiş, milyonluk dairelerden birkaç tane alabilmek için kapı önünde izdiham yaratmış, yeni yıla girerken hindinin varlığı kesmemiş, bütün kuzuyu mangalda çevirirken ‘Ne olacak bu milletin hali’ demiş.

Hayatı kuru, sana ne!

Bunları yazarken aklıma Elif’in kağnısı geldi. Kurtuluş Savaşı sırasında, cephe de savaşan kahraman ordumuza cephane taşıyan Elif anamızın kağnısı.

O da eminim, kağnısıyla ağır ağır Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları için cephaneyi taşırken ‘Ne olacak bu milletin hali’ demiştir de, SANA NECİ!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri