Neden bu dünyadayım?

Aysel Ateş Abdullazade

Merhaba değerli Medya Ege okuyucuları!

Bu aralar psikoloji ve enerjiler üzerine çokca yatırım yapmaktayım. Bu konular insanlığı, neden bu dünyada var oluşumuzu, ne için yaşadığımızı, seçimlerinizi, hayatımızı oldukça ele alan konulardır. Birçok yazarın kitaplarını inceledim, birçok açıklamalar, incelemeler okudum. Ortak noktalar mevcut. Bu da demektir ki akademik olarak yaygınlaşan fikirler bir noktada birleşiyor.

Her insanın bu dünyada bir misyonu olduğunu düşünüyorum. İnsan dünyadaki varoluşunu sorgulamalı, nedenini araştırmalı. O nedenlerin alt katına inmezse derin ve anlamlı bir hayat yaşayamaz. Sadece bir ömrü tüketir, bir zaman gibi, saatler gibi bitirir ve gider. Oysa ne çok misyonumuz var bu dünyada. Oysa ne çok şeyler barındırıyor varlığımız kendiliğinde. Bu dünya için insan bir nimettir, değerdir. Bütün mesele ne biliyor musunuz? Bunun farkında olabilmek, bunu anlamak, algılamak ve ona göre yaşamak. Hepsi bu.

Bir arkadaşla konuşurken şöyle bir cümle ifade etti; insan insanın hayatını kurutmak yerine yeşillendirmeyi seçseydi herşey daha farklı olabilirdi. Düşündürdü beni bu cümle. Ne kadar doğru değil mi? Peki kaç kişi bu fikri düşünmüştür veya algılamıştır, derinliğine inmiştir? Sayısı tartışılır tabi.

İnsanın bu dünyada var olma misyonu tek çizgi üzerinden kollara ayrılarak anlatılabilir. Ana çizgi - güzellik. Her şey buradan doğuyor ve ayrılıyor, kök hep aynı.

Güzellik dediysem, vizüellikten bahsetmiyorum. Türk dünyasının büyük şairi Hüseyin Cavit ne diyordu; "Benim Tanrım güzelliktir, sevgidir"

Ben buna barış kelimesini de eklerim her zaman. Bu güzellik yukarıda bahsettiğim ifadedir işte. Güzel olan herşey; iyilik, merhamet, vicdan, ahlak, sevgi...

Ben kendimi sorgulamaya uzun yıllar önce başladım. Neden bu dünyadayım? Neden burada yaşıyorum? Burada olma çabam nedir? Bir çaba sarfetmeli miyim? Tüm bunların sonucunda heybeme topladığım cevaplar oldu ve o heybemi hep kendimle taşıdım, taşıyorum.

Ben varım, çünkü; dünyayı güzelleştirmeliyim; cenneti bu gezegene taşımalıyım; insanların hayatına dokunabilmeliyim; umut aşk ve tutku ile yaşamalıyım; her daim ilerlemeliyim; çokca gülümsemeliyim; sevgi dağıtmalı, gülüş kondurmalıyım tüm insanlığa; siratimde tebessüm, masamda çiçek, mutfağımda kahvem ile güne başlamalıyım; unutmadan boşvermişliğe geçiş etmeliyim; zihinlere iyilik, kalplere sevgi tohumu serpmeliyim; umudun, hayallerimin ve kendi ellerimin mahkumu olmalıyım; sevgi prangasından korkmamalıyım; aşık olmaya aşkla tutunmalıyım; insanca, barışcıl yaşayabilmeliyim; ve dahası kahkahalarımdan vazgeçmemeliyim...

Bir ömrü bitirmek çok kolaydır. Zaman su gibi akıp giderken hayatı tüketiyoruz bunların farkında olmadan. Nice insanlar var koca bir ömrü heba edip yaşadım diyemeyen. Siz onlardan olmayın. Bir kez geldiğimiz bu hayatta güzellikle, farkındalıkla, aşkla yaşayın. Misyonunu anladığın anda yaşamın değişecek. Kendini sorgula, varoluş nedenlerinin farkına var. Ve bugüne kadar ben yaşamamışım dediğini duyar gibiyim. Bu dünyadan bir sen geçer mi yeniden?