Bu sözü çok duymuşuzdur geçmiş zamanlarda küçükken, büyüklerimizden.
Yavaş yavaş büyüdükçe de bu sözü kullanmaya da başlamışızdır, bizden küçükleri gördükçe.
Peki, bu eski bayramlarda ne var ki, bu kadar özlemle, bu kadar gıpta ile bu kadar ders vermek istercesine anlatılır?
Aslına bakarsanız, bayramın eskisi, yenisi yoktu. Bayram bayramdır, bayramı bayram yapan da insanlardır.
İnsanın olmadığı, dostun, arkadaşın, akrabanın olmadığı yerde, bir dağ başında, dağ evinde çam ağaçlarının uzun gövdesine baka baka, arada mavi gökyüzüne baka baka 3 gün bayram diye geçirdiğinizi bir düşünün.
Geçirdiğiniz o üç gün gerçekten bayram mıdır?
Geçmiş zamanın, zamanı farklı, mekânı farklı, iletişim yolları farklıydı. Bundan dolayı her geçmiş bayramda yapılanlar da, yaşananlar da doğal olarak farklı oluyor.
Sadece bu mu?
Geçmiş zamanda kaç yaşındaydınız bir düşünün, 10, 20 veya 30 şimdi kaç yaşındasınız bir de onu düşünün 40, 50 veya 60.
Sadece değişen yaşımızın rakamı değil, bedenimiz, yorgunluğumuz, isteklerimiz, istemediklerimiz dahi değişti.
‘Nerde eski bayramlar’ dememizin nedeni aslında, daha daha değil, biraz biraz daha az dediğimiz zamanların çatışması içinde kalmaktır.
Ama şu konuda da acayip eleştirim var.
Sosyal medya bayramlaşması, gerçekten yüz yüze, göz göze iletişim yapmanın da artık önüne geçti.
Hiçbir yazı, hiçbir söz, bir insanın yüzüne bakmaktan, gözüne bakmaktan daha güçlü değildir.
Kendinizi bir otel odasına atarak, yaptığınız düşündüğünüz bayramları düşünün. Sizi tanımayan birçok insan, sizi tanıyıp paranızı isteyen birkaç insanla bir arada olmak mıdır bayram?
Ben de şahsen merak edip denedim bayram otelini. Acaba dedim, düşündüğüm gibi değil de, keyifli mi diye denedim.
Birinci günü yerleşmekle, ikinci günü otelin değişik alanlarını keşfetmekle, oda hapsiyle, üçüncü günü otelden kaçarcasına çıkmakla.
Bayramla, bayram havasıyla olan psikolojik ve fizyolojik çatışmalarımızı ancak şöyle çözebiliriz?
Canınızın sıkılmasına izin vermeden, canınızı mutlu edecek ne varsa onu yapın?
Bayram dediğiniz önce sizin canınıza gelmeli!
…
Bu arada sosyal medya üzerinde bir bayram tartışmasına da, yazımın sonlarında değinmek isterim.
Bu bayram Ramazan Bayramımı, Şeker Bayramımı.
Ramazan Bayramı’dır çünkü Ramazan ayından sonra yaşanan dini bayramdır.
Şeker Bayramı’dır çünkü Ramazan ayından sonra yaşanan, eve gelen misafirlere, kapı çalan çocuklara şekerlerin verildiği zamanla şeker gibi sosyal alışkınlık yaratmış bir dini bayramdır.
Bayramımız mübarek olsun!