Evet aslında hepimiz davranışlarımızla karekterimizi, duruşumuzla ilk intibamızı belirlemez miyiz?
Ben bu felsefeti yıllar önce tesadüfen televizyonda izlediğim kişisel gelişim uzmanı tarafından edinmiştim. Uzman şöyle bir hikayeden bahsediyordu: ''Peygamber efendimiz bir toplulukta oturuyormuş, içeri Hz. Ebubekir girmiş Peygamber efendimizi görünce aman Allah'ım ne kadar güzelsiniz içeriye bir güneş gibi doğdunuz demiş... Efendimiz mahcup tavrıyla teşekkürler haklısın demiş... Kısa bir süre sonra Hz. Celil içeri girmiş ve Peygamber efendimizi görünce ne kadar çirkinsiniz demiş... Efendimiz de haklısın demiş... Topluluktakiler şaşkınlık içindeymişler hem Hz. Celil'e hadsizliğine hem de Peygamber efendimizin verdiği cevaba... İçlerinden biri dayanamayıp Peygamber efendimize; Efendimiz az önce içeri Hz. Ebubekir girdi size övgüler yağdırdı haklısınız dediniz, daha sonra Hz. Celil size hakaret etti ona da haklısınız dediniz demiş şaşkınlıkla... Efendimizde kendinden emin bir şekilde evet ikiside haklıydı çünkü biri baktı kendini gördü diğeri de baktı kendini gördü demiş...'' Bu hikayede de Mevlana'nın sözünde olduğu gibi aynı sonuç çıkmıyor mu?
Aslında hepimiz aynı değil miyiz? Ayna misali... Başımıza ne gelirse önce etraf ne der kaygısı taşımıyor muyuz? Bir anne ve baba mutsuz bir evlilik yaşayan kızına aman kızım sabret etraf ne der demez mi? Çünkü o anne ve baba başkalarının kızlarının mutsuzluğunda da aynı tepkiyi verdiği için o tedirginliği , mutsuzluğu yaşıyor.
Toplum olarak önce kendi mutluluğumuz için yaşadığımız da herşey başkalaşıcak... Öğrenilmiş çaresizlik hastalığından kurtulduğumuzda herşey olması gerektiği gibi olucak...
HAYAT NEDEN BÖYLE DEMEYİN?... ÇÜNKÜ SEN BÖYLESİN... SEN DEĞİŞİRSEN, EVREN DEĞİŞİR...
ÇÜNKÜ; NEYE , NASIL BAKARSAN SEN O'SUN...