Niyet & Akîbet

Serap AKYOL AKSÜYEK

 

Bugüne kadar bu köşede kişilerle anlaşmanın, başarılı olmanın en önemli faktörlerinden biri olan İletişime ilişkin birçok konuyu inceledik. İletişim henüz başlamadan bilinmesi gerekenlerden tutun da, en çok yapılan iletişim yanlışları, dinleme, iletişimde yanlış anlama nedenleri, çatışma sebepleri ve çatışmadan kaçınma yöntemlerine kadar…

Bu yazıda ise hepsinin en temelindeki ana konuyu, her türlü ilişkinin devamına ya da nihayete ermesine neden olan en güçlü duyguyu gündeme getirmek istedim. O da “Niyet”.

Özellikle evliliklerde sık yaşanan tartışmalara ilişkin ne der eskiler? “Geçinmeye niyeti yok”. Ne kadar doğru bir tespit aslında. Kurulan her türlü ilişkide, bu ister özel hayatınız, ister iş yaşamınız olsun, geçinmeye niyetiniz var mı, asıl mesele bu. Çünkü eğer geçinmeye niyetiniz yoksa ne yaparsa yapsın, karşınızdaki kişinin her türlü davranışı ve sözleri size batacak, tüm iletişim taktiklerini bilmenize rağmen bunların hiçbiri işe yaramayacaktır.

Bu nedenle de sorgulanması gereken ilk konu; benim müdürümle/çalışanımla uyumlu bir şekilde çalışmaya devam etmeye, eşimle küçük tartışmalarımız olsa da hayat boyu birlikte olmaya, dostluklarımda yanlış anlamaları bir kenara bırakarak yapıcı olmaya ….. vs. niyetim var mı? Olmalı.

Bir arada olmaya devam etme niyeti varsa, anlaşmanın bir yolu mutlaka bulunur. Bu yol bazen kaybetmemek için karşıdaki kişinin huylarını bilip tanıyıp, hassasiyetlerinin farkında olarak davranmak; bazen çalıştığın işe devam edebilmek için iş arkadaşlarınla yaşanacak en küçük olumsuzlukta gemileri yakmak yerine olumlu ilişkiler kurmanın yolunu aramak; bazen ise çok sevdiğin dostunu kaybetmemek için alttan almak; ama hepsinde ‘ilişkiyi devam ettirme isteği taşımak’tır.

Aksini düşünürsek; geçinmeye niyetiniz yoksa, karşınızdaki kişi ağzıyla kuş tutsa size kendisini anlatamaz. Çünkü aranızda aşılması imkansız, görünmez duvarlar vardır. Bu duvarı aşmanın tek yolu ise, niyetinizi değiştirerek yapıcı bir yaklaşımla ilişkinin devamı için çaba sarf etmektir.

İnsanın olduğu her yerde kusur vardır. Siz hata aradıktan sonra bire yüz, yüze bin ekler yine de bulursunuz. Kişi ve olaylara olumlu tarafından bakmak ise içsel yolculuğunu tamamlamış, farkındalığı yüksek, kendisini her anlamda geliştirmiş, hiçbir şeyi kişiselleştirmeyen olgun insanların yaklaşım biçimidir. Böylesi yaklaşımlarda bulunan birkaç dostumuz, yol gösterenimiz olmalı çevremizde. Onların duruşlarını, olayları yorumlayış biçimlerini örnek alıp ilerlemeliyiz hayatın içinde

ve elbette iyi niyetle…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.