Alzheimer en çok kadınları üzüyor çünkü kadınlar hastalığa daha fazla yakalanıyor. Hasta yakınlarının yüzde 70’ini de onlar oluşturuyor. Böyle olunca 4 hasta yakınından birinin tedavi gerektirecek düzeyde depresyonda olması hiç şaşırtıcı değil
“Bana uzak” diye düşünmeyin. Hiç ummadığınız anda siz de kendinizi Alzheimer hastası veya yakını olarak bulabilirsiniz. Öncelikle kolay bir hastalık olmadığını bilmeniz gerek. Bu uzun süreç sadece hastayı değil bakım veren kişiyi de sağlığından ediyor.
HT Magazin'den Ceyda Erenoğlu imzalı habere göre; dünyada yaklaşık 47 milyon civarında Alzheimer hastası bulunuyor ve Türkiye’de bu sayının 600 bin civarında olduğuna dikkat çekiliyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde 10 Alzheimer hastasından sadece birine tanı konuyor. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türkiye Alzheimer Derneği Başkanı Prof. Dr. Işın Baral Kulaksızoğlu, “Önümüzdeki en büyük engel yaşlıların unutmasını normal gören zihniyet” diyor. Bu yanlış inanış terk edildiğinde hastalar uzmana daha erken başvurup yaşamlarını daha kaliteli şekilde sürdürebiliyor.
BATI İLE DOĞU FARKI
Bundan 10 yıl önce hastalar doktora, “orta evre” olarak adlandırılan dönemde “Hastam beni tanımıyor, yolunu bulamıyor!” şikâyetleriyle götürülürken, farkındalık artışının durumu değiştirdiği ve günümüzde doktorların hastalarla daha erken evrede karşılaştıkları belirtiliyor. Türkiye’nin Batı bölgelerinde, “unutkanlık hastalıktır” bilgisi yerleştiği için unutkanlığı ilerleyen ya da unutmaya başlayan yaşlılar doktora daha çabuk ulaştırılıyor. Buna karşın ülkenin Doğu bölgelerinde yaşayan yaşlılar ancak kafa karışıklıkları ileri dereceye geldiğinde doktora götürülüyor.
TRAVMALARA DİKKAT!
Orta yaşlardaki kişilerin yaşadıkları travmalar demans riskini artırıyor. Bu konuda yapılan araştırmalardan biri Vietnam savaşına katılan çok sayıda askerin yaşlandıklarında demans risklerinin genel topluma göre 2 kat arttığını gösteriyor. Travmatik toplumlarda ve ortamlarda yaşayıp yoğun strese maruz kalmak da demans riskini artırıyor. Bir ülkede savaş ve terör ortamından kaynaklanan güven eksikliği ve huzursuzluk gibi duygular, depresyon, panik bozukluk, bipolar bozukluk, pisikosomatik bozukluklar, post travmatik stres bozukluğu gibi ciddi hastalıkları tetikleyebiliyor. Prof. Dr. Işın Baral Kulaksızoğlu, “Türkiye’de bu konuda yapılmış bir çalışma olmamakla birlikte ülkenin stresli ve gergin ortamının demans riskini artırdığı düşünülebilir" diyor.
EVLİLİK Mİ BEKARLIK MI?
Yalnız yaşamak hastalık riskini artıran unsurlar arasında bulunurken evlilik bu riski düşüren kurum olarak dikkat çekiyor. Demans riskini azaltmak için çocukluk çağından itibaren iyi eğitim almak, zihni yaşam boyu aktif tutmak, beden sağlığına dikkat etmek ve hareketli bir sosyal yaşam öneriliyor.
GİTGİDE ZORLAŞAN BULMACALARI ÇÖZÜN
Beyin yeni bilgi ve aktivitelerle karşılaşmaktan hoşlanıp yenilikleri olumlu algıladığı için kişilere beyni şaşırtan değişiklikler öneriliyor. Eve hep aynı yoldan dönmek yerine farklı yolların kullanılması, basit bulmacalar çözmek yerine giderek zorlaşan bulmacalarla uğraşılması ve yeni şeyler öğrenmeye açık olunması zihin sağlığı için yararlı görülüyor.
HAYVAN DEPRESYON RİSKİNİ DÜŞÜRÜYOR
Hayvan sahibi Alzheimer hastalarının depresyon, ajitasyon, bağırma ve sıkıntı hallerinin daha az olduğunu gösteren çalışmalar mevcut. Kedi-köpek bakmanın Alzheimer hastalarına çok iyi geldiği belirtiliyor.
EGZERSİZ, YÜRÜYÜŞ VE BESLENME
Günde 30 dakikalık yürüyüşün Alzheimer hastalığının ortaya çıkmasında koruyuculuğu bulunuyor. Hastaların düzenli yürümeleri veya eşdeğer bir fiziksel aktivite yapmaları hastalığın gidişatını yavaşlatıyor. Akdeniz tipi beslenme, günde 30 dakika yürüyüş, egzersiz, masaj ve müzik hastalığın ilerlemesini azaltıcı etkiye sahip.
HANİ BİLGİSAYAR OYUNLARI ZARARLIYDI?
Bu yıl yayınlanan bir araştırma hızlı çözüm bulmayı gerektiren bilgisayar oyunlarının Alzheimer riskini düşürdüğünü ortaya koyuyor. Bu sonuçlar ileri yaşlarda oyun oynamanın zararlı olmadığını ortaya koyuyor.