Adana’da tarlaların ikinci ürüne daha hızlı hazırlanmasını sağlamak amacıyla yakılan anızlar, aşırı nem ve sıcakların yaşamı zorlaştırdığı kenti dumana boğdu. Anız dumanı nedeniyle dışarıda nefes almak bile zorlaşırken, anız külleri evlerin her köşesini kaplamaya başladı.
Devletin anız yakanlara dönüm başına 42 ile 250 lira arasında para cezası vermesine rağmen bu ceza herhangi bir caydırıcılığa neden olmadı. Kış mevsiminde kalitesiz kömürün neden olduğu hava kirliliği, yaz mevsiminde koltuğunu anız dumanına bırakıyor.
Girdi masraflarını düşürmek ve toprağı ikinci ürüne daha hızlı hazırlanmasını isteyen çiftçiler ile başak toplayıcılarının mısır hasadının ardından kalan anızları yakmasının önüne geçilemedi.
Anızların yakılması nedeniyle toprak kalitesi büyük oranda düşerken diğer yandan hava sıcaklığının 40 dereceye ulaştığı, nem yoğunluğunun da yaşamı zorlaştırdığı kentte nefes almak bile güçleşti.
Çukurova’nın 2.5 milyonluk kentinin duman altı semtleri, devasa fabrika bacaları ile kebap ocaklarını kıskandırır nitelikte. Kirli havanın yanı sıra tarlalardan uçan isler, evlerin en ücra köşelerinde bile kendisini gösteriyor.
"ANIZLA BAŞ EDEMİYORUZ"
Seyhan ilçesindeki Bahçeşehir Mahallesi’nde yaşayan ev hanımı 2 çocuk annesi Şirin Eşin, evlerinin balkonuna astıkları çamaşırların isler nedeniyle kirlenmesi ve anız külleri nedeniyle evi her gün temizlemek zorunda kalmasından şikayet ederek, “Mesela balkonda patlıcan kurutuyoruz ancak isler yüzünden üstünü örtmem gerekiyor. Yanık havasından çok etkileniyorum, nefesim daralıyor. Küçük çocuklarımız var, külleri bilmiyor. Dün arkasından terlik attım; ayaklarının altı hep simsiyah olmuş, evin her tarafında gezinmişti. Baş edemiyoruz. Yaz aylarında hep böyleyiz. Astığımız çamaşırlar ıslak mesela, hep üstüne yapışıyor. Beyazları sererken problem yaşıyoruz” şeklinde konuştu.
"NE EKERSEN ONU BİÇERSİN"
Ömer Er isimli vatandaş ise para cezalarının caydırıcı olmadığına ve bilinçsiz tarım uygulayan çiftçilerin eğitilmesi gerektiğine vurgu yaparak şunları söyledi:
“Atalarımızın ’Ne ekersen onu biçersin’ diye bir söylemi vardır. Anızdan oluşan dumanlar sağlığımızı olumsuz yönde etkilerken gelecek nesillerimize ne ekeceklerse biteceği bir toprak değil, üzerinde ot bile yetişmeyen topraklar bırakacağız. Bunların önlenmesi için ilgililer tarafından gerekli tedbirlerin alınması lazım. Bizler çiftçi çocuklarıyız. Çiftçilerin eğitilmesi lazım. Çiftçi, kendisinin en sadık yari olan toprağa çok dikkatli davranması gerektiğini bilecek yoksa para cezasıyla bunun önünü almak mümkün değil.”