Merhabalar. Bu hafta son dönemde hem reytinglerde yaşadığı düşüşle, hem de sosyal medyada oldukça fazla eleştirilen TV8’in “Survivor” ‘dan sonraki en başarılı programı olan “O Ses Türkiye” ‘den bahsedeceğiz. Eskiden finale doğru reytingleri gözle görülür bir biçimde artan yarışmanın bu son sezonunda tamamen ters yöne doğru esen bir rüzgar söz konusu. Gelin bakalım genel olarak TV sektörünün negatife doğru gittiği günümüzde, bu yarışma neden diğerlerinden çok daha fazla dibe çakılıyor; hep beraber irdeleyelim.
Kaliteli Az Yarışmacı Yerine Kalitesiz Yüzlerce Yarışmacı Seçilmesi
Yarışmayı ilk sezonlarla karşılaştırdığımızda yarışmacı kalitesindeki inanılmaz düşüş hemen kendini belli ediyor. Eskiden jüri başına düşen yarışmacı sayısı çok daha azdı. Yarışmacıların jüri ve ses koçlarıyla birebir çalışmaları bile ekranlarda bize gayet hoş bir şekilde sunulurdu. Her sezon geçtikçe sanki program uzasın edasında yükseltilen sayısal kota artık içinden çıkılmayacak bir hal aldı diyebiliriz. Üstelik katılan seslerin büyük bir kısmı da önceden elemeyi geçemeyen, vasatın altında bir kitle. Hal pazarda torbayı pazarcıya emanet edip seçmece meyve sebze doldurmaya dönünce ister istemez izleyici de bu duruma tepkisini; programı eskisi kadar izlemeyerek gösteriyor.
Büyük Umutlarla İkna Edilen Yarışmacıların Bir Günde Toz Olması
Yıllardır hayatımızda olan “O Ses Türkiye” ‘nin kazananlarından kaç kişi çıktı piyasada tutunabilen? Hatta yarışmadan elenen bir isim şuan müzik kariyeri olarak jürilerden çok daha ilerde. İşte burada jüri seçiminin de maalesef gittikçe şarkıdan çok şova dönmesinin etkilerinden dolayı kaynaklanıyor. Seda Sayan ve Beyazıt Öztürk’ün bir ses yarışmasında jürilik yapması aslında bu ses kalitesinin ve izleyici kitlesinin düşüşünün özeti olarak nitelendirilebilir. “Eğlence odaklı sözde ses yarışması” desek daha doğru olur aslında.
Sunucusundan Jürisine Program Bitse De Artık Survivor İzlesek Havası
Tüm bu düşüş ve prodüksiyon kalitesinin aşağıya çekilmesini bir kenara bıraktığımızda artık yarışmanın jürileri ile sunucularında da “Program bitse de artık Survivor izlesek” havasının estiğini söylemek mümkün. Acun Ilıcalı bildiğiniz gibi programı başka bir sunucuya bırakarak “Survivor” çekimlerine gitti. Doğal olarak kalan kısıtlı izleyiciyi ekrana çekmek için vasat seslere tahammül edilebilecek bir sebep de kalmadı. Hele bunların üzerine son bölümlerde neredeyse tüm elemelerin %45 ve %45’de kalıp salonda heyecan varmış gibi aksettirilmesi ayrı bir komik durmuş. İzleyici artık bu numaraları yemiyor. Dilerim “Survivor 2019” ‘da bu sezonki “O Ses Türkiye” gibi gümbürtüye gitmez. Yoksa bu TV8 yakın gelecekte Itır Esen ile YouTube üzerinden yayına devam eder gibi görünüyor. Herkese iyi haftalar…