Beslenme ve Diyet Uzmanı Psikolog Gözde Patlak, obezite ve yeme bağımlılığına ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, bu konuların son yıllarda popüler olduğunu belirterek, obezitenin bir yeme bağımlılığı olup olmadığının, nasıl geliştiğinin ve nasıl önlenebileceğinin ciddi bilimsel ve akademik çalışmaların konusu olduğunu dile getirdi.
Obezitenin, kişinin vücut ağırlığının olması gereken en üst sınırın üstünde ve beden kütle indeksinin normalden fazla olması şeklinde tanımlanabileceğini dile getiren Patlak, şunları kaydetti:
"Bireyde obeziteyi tetikleyen birçok faktör vardır ancak günümüzde obeziteyi en çok yaşam tarzı etkilemektedir. Özellikle stresli, kaygılı, yoğun tempolu iş ve yaşam şekli bireyi rahatlaması için besin tüketimine iten en önemli faktörlerdendir.
"TIKINIRCASINA YEME DAVRANIŞI, OBEZİTE İLE BERABER SIKÇA GÖRÜLEBİLİYOR"
Birey bu durumlardan kaçmak ve rahatlamak için besin tüketimini seçer ve böylece bu davranış pekişerek alışkanlık haline dönüşür. Bu yüzden de tıkınırcasına yeme davranışı, herhangi bir yiyeceğe aşırı ilgili olma gibi durumlar obezite ile beraber sıkça görülebilmektedir. Bunlarla birlikte yeme bağımlılığı olan bireylerde de mutluluk hormonunu salgılattığı için özellikle şekerli, aşırı yağlı ve karbonhidratlı gıdalara yönelim görülür."
"FAZLA ŞEKER TÜKETİMİ BAĞIMLILIĞA YOL AÇIYOR"
Patlak, şeker tüketimi ve madde bağımlılığında beyindeki ödül sisteminde benzerlikler olduğunu ifade etti. Obezite ile ilgili yapılan araştırmalarda da aynı ödül sisteminin ortaya çıktığının görüldüğünü bildiren Patlak, bu yüzden de aşırı yemek yiyen ve bu sebeple obezite görülen kişilerde de yeme bağımlılığı olabileceğinin ileri sürüldüğünü hatırlattı.