Şule Öner'e en içten saygılarımla...
Bir çok Öğretmen geldi geçti sıralarımdan ve okul defterlerimin arasından. ..
Lakin bir tek siz geçip gitmediniz benden. Geçemediniz ne zihnimden, ne de kalbimden.
Lise yıllarımın ilk günlerinde bir çok yeni arkadaş ve yeni öğretmenle tanışıyor olmanın heyecanını yaşıyordum. Kimlerin hayatımda hâlâ var olacağını bilmeden merhaba sıcaklığında gülümsüyor ve iletişim kurmaya çalışıyordum.
Bir gün ders saati Edebiyat dediler ve biz kimin içeri gireceğini bilmeden siralarımızda yerlerimizi aldık.İceri giren kişi sadece öğretmen kimligiyle değil tüm insanlığıyla adım atmıştı sınıfımıza.
Ben o günlerde bilememistim tabi sizin benim ömrümde bir çok özel güne ayağınızla değil yüreğinizle adım adım yol alacağınızı.
Naif sesiniz, kararli duruşunuz ve gözlerinizde ki inançla adınızı kara tahtaya yazarken ''Dilerim ki hepiniz başarıya imza atacak olan gençler olursunuz ve ömrüm yeter de görürsem eğer bende sizinle gururlanirim sevgili öğrencilerim.''demiştiniz.
Hala ilk günkü gibi kulağımdadir sizin o değerli cümleniz.Çünkü bir çok Öğretmen o güne kadar dersimize girmişti ama hepsi sıradan kendisini tanıtmış ve eğitime geçmişti.
Siz ise önce benim ve bir çok sıra arkadaşımin ''sevgili öğrencilerim''sözünüzle ruhumuza nakış gibi işlenmiştiniz.
Eğitim ve Öğretimin sadece yüz üzerinden verilen notlardan ibaret olmadığını, insanlığın ve sevginin önemini her ders saatinde vurgulayan kocaman yürekli bir eğitimciydiniz. Hep sizi örnek aldım ve çoğu zaman sizi taklit ettim.
Bir çocuğun annesini taklit etmesi gibi, bir çocuğun annesini sevmesi gibi...
Zaman geldi geçti ve ben Okuldan mezun olurken en çok sizden ayrılacağıma üzüldüm. Sandım ki Okul'dan diplomamı alınca size de veda edeceğim.
Siz bana bu hayatta ki kazanan değerlerin kaybedilmemesini öğrettiniz.Aradan geçen 14 yil sonra hâlâ yanımdaysaniz eğer bunun tek sebebi sizsiniz...
Aile olurken dahi yüreğinizi yüreğime koydunuz ve mutluluğuma imzanizla eşlik ettiniz.Sonra zaman geçti ve en ağır acılarımı yaşadığımda sesinizde ki telafisiz ağrıyla ''Yavrum, daima yanındayim.''
dediniz.
Sonra gün geldi geçti bir bayram sabahi ilk arayanim siz oldunuz.
Çünkü acımızın dili artık ortakti ve siz iyi biliyordunuz ki bu çok konuşan ve cok yazan kız çocuğu acıya dayanıksızdı.Acıyan yerini pasuman edemezdi.Acısını en iyi susarak ve göz yaşlarıyla sarmaya çalışırdı.
Bayramlar ve doğum günü kutlamalarını rafa kaldıranlardanım.
Artık bende sizdenim canım hocam.Yıllar geçtikçe size benzediğimi fark ediyor oldum.Sizin kadar daha çok kitap okumaya başladım mesela...
Ya da ne bileyim kendimi daha çok dinler oldum.Ve sanırım bu yazimi yazarken de siz oldum.Siz sadece bir Öğretmen, bir Eğitimci değil kocaman yüce bir yüreğe sahip kadınsınız sevgili Öğretmenim.
''Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum.''cümlesinin bende ki net karşılığı sizsiniz.
Öğretmekle kalmadınız bana ve benim gibi bir çok öğrencinize sihirli ellerinizle dokunuşlarda bulundunuz.
Biliyorum ki başarımla mutlusunuz.
Biliyorum ki ''Gururumsun canım Eylül'üm.'' derken yutkunduğunuzum.
Çünkü bir yarım kırık,
Çünkü bir yarım eksik,
Çünkü bir yarım hâlâ çocuk. ..
Ama şunu bilin ki güzel hocam bir yanım var ki eksilemeyecek kadar tamtamına sevgi dolu ve güçlü.
O yanımda siz varsınız.
O yanımda sizin dualarınız var.
O yanımda koskacaman bir Şule Öner var!
Iyi ki varsınız ve iyi ki yıllar önce sizin yoklama defterinizin arasından bir 341 numarali Eylül Ayça Akbal öğrencisi geçmiş.
Izniniz olursa şimdi tekrar sizin adinizla, geçen 14 yılın ardından yoklama alıyorum Sn.Şule Öner:
341 Eylül Ayça Akbal burda mı?
Evet buradayım hocam!
Tek değişen şu sevgili hocam. ..
Eylül Ayça Karakuş olarak hâlâ sizinleyim.
Bugün Öğretmenler Günü...
Ben tüm yüreğimle önce sizin ve tüm Öğretmenlerimizin bu anlamlı gününü kutluyorum.
Öğretmenliğin ötesinde bir adınız var benim yüreğimde...
Her ne kadar dilimin ucuna getirip iki dudak arasında ses veremesemde bilirim ki siz biliyorsunuz bende ki sizi...
Iyi ki varsınız canım hocam. Sizi seviyorum.