İnsan ne kadar zeki olursa olsun hafızasını en iyi şekilde kullanamadığı zamanlar olur. Yapılan araştırmalar, çok sayıda öğrencinin sınanmış etkin öğrenme yöntemlerini kullanmadığını, onun yerine işe yaramaz alışılmış yöntemlerle zaman kaybettiklerini gösteriyor.
Psikoloji alanında yayın yapan önemli bir dergide yer alan yeni bir araştırmada, bir konuyu öğrenirken sıkça başvurulan beş yöntem, bunlara dair yanlış inançlar ve nasıl daha etkili kılınabilecekleri incelenmiş.
1. yöntem: Tekrar tekrar okumak
Pasif tekrarlamalar belki de en az etkili çalışma yöntemidir. Ama bazen temel bilgileri edinmek için bunu zorunlu hissedebilirsiniz. Bu durumda tekrarları düzenli aralıklarla yineleyebilirsiniz. Bir bölümü okuduktan sonra başka bir işle meşgul olup bir saat, bir gün veya bir hafta sonra o bölüme geri dönebilir, böylece hafızanızı stimüle edebilirsiniz.
Ayrıca o bölüme geri dönmeden önce zihninizi yoklayarak neyi anlayıp anlamadığınızı gözden geçirebilir, böylece zihinsel katılım oranınızı artırabilirsiniz.
2. yöntem: Altını çizerek okumak
Tekrar tekrar okumak gibi bu yöntem de pek işe yaramaz. Aslında bir şey okurken önemli kısımların altını çizmek fikir olarak mantıklıdır; okuduğunuz şeye daha fazla angaje olmanızı ve daha sonra dönüp baktığınızda bu kısımları kolay bulmanızı sağlar. Bu yöntem pasif okumadan biraz daha etkili olabilir; ancak öğrencilerin her şeyin altını çizmesi nedeniyle pek yararı görülmez.
Öneri: Durup düşünün
Uzmanlar, metnin bir kez baştan sona okunmasını, önemli kısımları işaretleme işinin ikinci okuma sırasında yapılmasını öneriyor. Böylece parçalar üzerinde daha fazla düşünme ve bütün içindeki göreceli önemlerini daha iyi değerlendirme fırsatı olacaktır. Bu ise daha güçlü bir hafıza oluşumu için gerekli olan aktif öğrenmeyi teşvik eder.
3. yöntem: Not almak
Hangi kütüphaneye, sınıfa veya amfiye girseniz öğrencilerin hararetle not aldığını görürsünüz. Ama okurken altını çizme ve işaretleme gibi burada da sorun, not alınacak şeyin konu bütünlüğü içindeki önem derecesi konusunda yanlış kararlar verme ihtimalidir. Her şeyi not almak bir işe yaramaz.
Öneri: Özet tutun
Deneyler gösteriyor ki, öğrenciler notlarında bir fikri ifade ederken ne kadar az kelime yazmışsa onu daha sonra hatırlama ihtimali artıyor. Kendi ifadelerinizle özet yazmak, konu üzerinde düşünmenizi sağlıyor ve bu ekstra çaba o fikrin hafızaya yerleşmesini kolaylaştırıyor.
Ayrıca not alırken klavye yerine defter ve kalem kullanmanın konuyu sonradan hatırlama açısından daha etkili olduğu görülüyor. Bunun nedeni ise kalemle yazmak daha yavaş olduğundan not alan kişinin ifadeler üzerinde düşünüp kısaltmaya çalışmasındandır.
4. yöntem: Temel noktaları belirlemek
Çoğu öğretmen, öğrencilerini, gördükleri dersin ana hatlarını, temel noktalarını belirlemeye yönlendirir. Öğrenilmesi gereken temel noktalar mantıklı bir sıralama ile ortaya konur. Bazen bunu öğretmenler hazırlasa da öğrencilerinden de isteyebilirler.
Öneri: Temel bağlantıları bulmaya çalışın
Araştırmalar, dersin ana hatlarına sahip olan öğrencilerin daha iyi performans gösterdiğini ortaya koyuyor. Zira bu yolla farklı konular arasındaki bağlantıları tespit etmeleri mümkün olabiliyor. Çalışmaya başlamadan önce konunun ana iskeletini oluşturmak, ilerledikçe ayrıntılara girmek etkili bir yöntem olarak biliniyor.
Öğrenme sürecinin büyük kısmı öğretmen olmadan, kendi başına yapılan çalışmayı içerir. Herhangi bir metni okurken veya dersi dinlerken öğrenci, konunun temel noktalarını kendi başına çıkarabilir. Burada da bu işi özet halinde yapmak gerekir. Yani ayrıntılara girmeden ana çatıyı kurmak, böylece temel bağlantıları görecek şekilde 'sağlam öğrenme' işleminden yararlanmak önem taşır.
5. yöntem: Hafıza kartları
Özellikle ayrıntılı bilgiler içeren bir konuyu öğrenirken kişinin kendisini teste tabi tutması (psikologlar buna "bilgi çıkarma pratiği" diyor) en etkili öğrenme yöntemi olarak görülüyor, hafızayı geliştirici bir etkisi olduğu ifade ediliyor. Ancak bu yöntemin etkisini artırıp azaltacak işlemler de var.
Öneri: Kendinize fazla güvenmeyin
Çoğu insan kendi düşünme tarzının sınırlarını kestiremez; aldığı kararları gerçekte olduğundan daha akıllıcaymış sanabilir. Neyi ne kadar öğrendiğimiz konusunda da böyle bir yanılgıya düşebiliriz. Bir araştırmada görüldü ki, kişinin bir bilgiyi öğrenme düzeyi konusunda özgüveni ne kadar fazla ise onu daha sonra hatırlama ihtimali de o kadar azalıyor.
Öğrendiğimiz bilgileri ileride unutmanın ne kadar kolay olduğunu anlayamayabiliriz. Diyelim ki hafıza kartları kullanarak bilginiz konusunda kendinizi sınadınız ve o an konuyu hatırladığınızı gördünüz. Bu, o bilgilerin artık unutulmayacağı anlamına gelmiyor.
Yani, hafıza kartlarınızı hemen atmayın; kendinizi ara ara test etmeye devam edin.