Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Çağlar Erol, hastalık riskini en aza indirmek için alınabilecek önlemlere dikkat çekerek bilgilendirmelerde bulundu. Okulların yeni bir eğitim-öğretim yılına başlamasının aileler için de bir dizi sağlık önlemlerini beraberinde getirdiğini dile getiren Uzm. Dr. Erol, ailelerin alması gereken sağlık önlemlerini anlattı.
Çocukların aşı takiplerinin yapılmasının önemine değinen Uzm. Dr. Erol, “Aşılar çocukları birçok bulaşıcı hastalığa karşı korur. Covid-19 pandemisinin etkileri halen aklımızda iken, bulaşıcı hastalıklara karşı en güçlü kalkan olan aşıların takibini yakından yapmalıyız. Çocuklar için uygun yaş ve dozlarda aşıları yenilemek, hem toplumun hem bireyin bağışıklık seviyesini yükseltir” diye konuştu.
Hijyenin çocukların okullarda ve evlerinde sağlıklı kalmalarının temel taşı olduğuna vurgu yapan Uzm. Dr. Erol, “Çocuklara el yıkama alışkanlığı kazandırmak, bulaşıcı hastalıkların yayılmasını önlemeye yardımcı olur. Ağız hijyeni de unutulmamalı. Ayrıca okullarda hijyenik ortamların sağlanması da önemlidir. Okullar açılalı henüz bir kaç hafta olmuşken enfeksiyonlardaki artış gözle görülür oranda olmaktadır. Bu tamamen birlikte vakit geçirmekten, toplu olarak aynı ortamı paylaşmaktan kaynaklanmaktadır. Bireysel olarak enfeksiyondan çocuğumuzu korumak için yapabileceğimiz en kolay yöntemlerden biri ise hem kendisinin hem bulunduğu fiziksel ortamın hijyen standartlarını optimuma getirmektir” dedi.
Okullarda enfeksiyon görüldüğü takdirde maske kullanmanın yararlı olacağını belirten Uzm. Dr. Erol, “Her ne kadar toplu yaşanılan alanlarda herkesin maske kullanımı yönetici kurumlar tarafından alınan veya kaldırılan bir karar olsa da, çocuğunuzun sınıfında arka arkaya enfeksiyonlar görülürse okulda maske kullanmasını bireysel olarak da olsa göz önüne almanızda fayda olacaktır. Her ne kadar çocuklar kurallara uyma ve onları uygulama konusunda biz erişkinlerden çok daha meziyetli olsa da maske takmayı ve doğru kullanmayı öğretmek, bu önlemin etkinliğini artırır” şeklinde konuştu.
Çocukların okula gitmeden önce günlük olarak semptomlarını izlemenin önemli olacağını kaydeden Uzm. Dr. Erol, “Herhangi bir hastalık belirtisi (ateş, öksürük, burun akıntısı) gösteren çocuklarda bu durumlar ciddiye alınmalı, öğretmeni ile paylaşılmalı, gün içindeki semptomların seyri ile ilgili yine okuldan geri bildirim alınmalıdır. İnatçı semptomlar görüldüğünde ise bir sağlık profesyoneline, pediatri hekimine başvurulmalıdır” ifadelerini kullandı.
Çocukların düzenli sağlık kontrollerinin, potansiyel sağlık sorunlarının erken teşhis edilmesine yardımcı olacağının altını çizen Uzm. Dr. Erol, şu bilgileri paylaştı; “Özellikle alerji hikayesi olan çocuklarımızın sonbahar alerjenleri ile karşılaşmadan önce koruyucu önlemlerin alınması açısından hekimleri ile plan yapmaları önemlidir. Bitmeyen öksürük ve geniz akıntılarıyla kış boyu uğraşmamak adına bu erken hamleyi yapmanız önemlidir. Standart takiplerin aksatılmaması da ayrı bir önem arz etmektedir. Hem sağlık düzeyinin artırılması hem yaşam konforu açısından çocuğun düzenli takiplerini okul döneminde de olsa aksatmayın.”
Aile bireyleri arasındaki açık bir iletişimin, sağlık önlemlerini uygulamayı kolaylaştıracağını söyleyen Uzm. Dr. Erol, “Ebeveynler çocuklarıyla düzenli olarak konuşmalı ve onlara sağlıkla ilgili önemli bilgileri aktarmalıdır. Bunları bir dayatma ya da zorunluluk olarak değil, bir alışkanlık ve hayatın bir parçası olarak çocuğa iletmek hem hijyen ve sağlık kurallarına uyulmasını kolaylaştırır hem de süreklilik sağlar. Ayrıca bu kurallara sizin uyduğunuzu görmek, çocuğun rol model aldığı kişiler olarak ona sağlık konusunda öğreteceğiniz en kalıcı bilgiler olarak hayatında yer tutacaktır” dedi.
Sağlıklı çocuğun sadece fiziki olarak değil, ruhsal olarak da bir iyilik halinde olması gerektiğinin önemine değinen Uzm. Dr. Erol, şunları söyledi; “Çocuğun okula, öğretmenine, arkadaş çevresine, ders rutinine uyum sağlaması da önemlidir. Bu uyum sürecinde ortaya çıkan yahut çıkabilecek olan pürüzleri hem öğretmenleri hem de çocuk gelişim uzmanları ile görüşüp, akademik hayatı eğlenceli ve severek gidilen bir mecra haline getirmek için elimizden geleni yapmalıyız. İştahı açık ve mutsuz çocuklar yerine, gülümseyen ve seçimleri olan çocuklar oluşturmaya çabalamalıyız. Salgın dönemi tekrar başımıza gelirse, çocukların ruhsal sağlığını etkileyebilir. Aileler çocukların duygusal ihtiyaçlarına duyarlı olmalı ve gerektiğinde profesyonel yardım aramalıdır. Okula geri dönmek veya yeni başlamak ebeveynlerde ve çocuklarda her zaman bir heyecanı tetikler. Bu ışıltıyı bütün yıla neşretmenin temel kuralı ise, hem evde hem de okulda mümkün olabildiğince sağlıklı kalmaktır.”