Bornova Belediyesi eski Başkanı Olgun Atila, CHP İzmir İl Başkanlığına hazırlandığı yönündeki soruları cevapladı. Görevde başarılı bir İl Başkanı bulunduğu ifade eden Atila, “Benim ne il başkanlığı ne de başka bir görevle ilgili bir talebim olmadı. Ancak parti terbiyem gereği verilen hiçbir görevden de kaçmam” dedi.
“BENİM HERHANGİ BİR TALEBİM YOK”
Geçtiğimiz aylarda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmesi basına yansıyan Atila için ‘il başkanlığına yeşil ışık yakıldı’ iddiaları gündeme gelmişti. Programda bu iddialara içtenlikle cevap veren Olgun Atila, Genel Başkan ile ilk görüşmesi olmadığını da hatırlatarak, “Türkiye önemli bir süreçten geçiyor. Genel Başkanımızla, daha çok bu süreçle ilgili konuştuk. Cumhurbaşkanlığı adaylığı ile ilgili ve bundan sonra ortaya konulması gereken vizyonla ilgili anlatabildiğimiz kadarını anlattık. Belediye başkanlığımdan sonra dönem dönem Genel Başkan ile görüşmelerimiz devam ediyordu. Bir pandemi süreci yaşandı ama onun dışında seçimden sonra sürekli hem yüz yüze hem de telefonla görüşme fırsatımız oldu. Genel Başkanımızla ülkemizin daha iyi olabilmesi, partimizin daha iyi yerlere gelebilmesi, çocuklarımıza daha iyi bir gelecek bırakmak adına konuşmalarımız oldu. Biz zaten yapılması gerekenleri elimizden geldiğince yapmaya çalıştık. Orada da yine bu konular üzerine bir görüşmemiz oldu. Önümüzdeki süreçte yapılacak olan haziran seçimleri için çok umut doluyuz. Bunu sokakta, çarşıda da görüyoruz. Ülkemizin içinde bulunduğu olumsuz koşullardan dolayı mutsuzum. Umudumuz, bu umutsuzluğu giderecek olan Genel Başkanımızın başkanlığında; kadrolarımızla, hazırlıklarımızla, ortaklıklarımızla, dostlarımızla birlikte bir çalışmamız var. Politikada böyle ziyaretler olunca hemen akla en öndeki şey ne ise onunla ilgili tartışmalar geliyor. Ben ifade ettim; benim herhangi bir talebim, düşüncem bu noktada yok. Zaten görevi başında bir il başkanımız ve il yönetimi arkadaşlarımız var. Ortada bir seçimde yok” ifadelerini kullandı.
“GÖREVDEN KAÇMAK OLMAZ”
Kendisine, il başkanlığı için görev gelirse cevabı ne olur sorusunu cevaplayan Atila, “CHP’de siyaset yapmaktan, partinin üyesi olmaktan büyük bir onur duyuyorum. Üye olarak da elimizden gelen katkıyı her zaman yapıyoruz. Ben 5 yıl belediye meclis üyeliği, 5 yıl da belediye başkanlığı yaptım. Benim partime karşı borcum var. Bana, ‘Kırıldınız mı?’ diye soruyorlar. Hayır, netice itibarıyla siyaset yapıyoruz. Aday gösterilirken nasıl mutlu olduysak, aday gösterilmediğimiz de bizi bu noktalara getiren partimize, parti büyüklerimize kırgın olmamamız lazım. Zaten böyle bir şey söz konusu değil. Söz konusu vatan... İzmir’in bütünlüğü açısından diğer partililerle de gurubu olan veya olmayan derneklerle, muhtarlarla, STK’larla da güçlü bir iletişim gerekli. Şu anda da bir başkanımız var, ben bir tartışma ortamına girmek istemiyorum ama Genel Başkanımız bize bu konuda veya herhangi bir konuda görev verdiğinde görevden kaçmak da olmaz. Dediğim gibi; benim herhangi bir talebim şu an için yok. Şu an başarılı bir il başkanımız, görevi başında büyükşehir belediye başkanımız, ilçe belediye başkanlarımız ve ilçe başkanlarımız var. Bizim amacımız kendimiz için özel bir yol açmak veya koltuk oluşturmak anlamında değil; ülke önemli bir virajda, bu virajda da gelinen noktada Bakanlıklarımız var, müsteşarlıklar olacak. Gençlere iş olacak, kadınlarımızın daha çok siyaset yapma imkanı olacak. Bugün milletvekili çıkaramadığımız yerlerde daha çok milletvekili çıkaracağız. Bunu tek başına CHP olarak değil Millet İttifakı olarak daha da büyüterek Türkiye’ye moral olmamız lazım” dedi.
“EĞİTİM NOKTASINDA EŞİTLİKLER SAĞLAMALIYIZ”
Z Kuşağı ile iletişimini anlatan Olgun Atila, “6 milyon 300 bin yeni seçmen var. Bunlar ne diyor, ne istiyor, onların sözlerine tercüman olabiliyor muyuz, onları iyi ifade edebiliyor muyuz diye hazırlık yapmamız gerekiyor. Z kuşağı ile olabildiğince yakın durmaya çalışıyorum. O Z kuşağının içinde benim kızım da var. Onlarla sürekli sohbet ediyorum. Anlamak lazım. Bu çocuklar bizim geleceğimiz. Hak ettikleri yerde, daha iyi koşullarda yaşama istekleri var. Ülkemizin geleceği ile ilgili kaygıları var. Gelecek kaygıları var. Onlara bizim büyükler olarak bu koşulları hazırlamamız lazım; iş, aş imkanları sağlamamız lazım. Eğitim noktasında eşitlikler sağlamalıyız” açıklamalarında bulundu.
“GÖREVİM BOYUNCA BELEDİYEDE DEĞİL, ALANDA OLDUM”
‘Yerel siyasette mi yola devam etmek istersiniz yoksa genel siyasette mi” sorusunu da cevaplayan Atila, “Ben yerelde, icracı bir görevde çalıştığımız için; insanlarımızla daha çok vakit geçirerek, onlarla alanda oluyorum. Ben görevim boyunca belediye içerisinde değil, daha çok alanda, sokakta programlar yapmayı seven bir insanım. Önemli olan ülkeye hizmet etmek. Nasip, hayırlısı diyelim” diye konuştu.
“SOSYAL DEMOKRAT BELEDİYECİLİK ANLAYIŞI İZMİR’DE UZUN YILLARDIR DEVAM EDİYOR”
İzmir’deki yerel yönetimlerin hizmetlerini değerlendiren Atila, “CHP anlayışı olan sosyal demokrat düşünce, insanlarına hizmet eden, yardımcı olan, doğaya, canlıya, bütün tabiata ve her şeye olan bakış açısıyla hizmet ediyoruz. Dolayısıyla devletimizde de belediyelerimizde de devamlılık esastır. Uzun yıllardır CHP’li belediyecilik anlayışı İzmir’in büyükşehrinde ve pek çok yerde devam ediyor. İzmir’de mütemadiyen büyüyor. Daha önce kırsal ilçeler İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı değildi. Önceki dönemde bağlandı. Beydağ’ı, Bergama’sı, Tire’si, Ödemiş’i, Bornova’sı, Karşıyaka’sı, Bayraklı’sı, Buca’sı hepsi İzmir. Büyükşehir belediyesinin görev alanı çok büyük. Gördüğünüz bütün ana caddelerin hepsi Büyükşehir Belediyesi’nden hizmet alıyor. Bunun uyum süreci vardı; geçen dönem o uyum süreci bitti. Şimdi de hızlı bir şekilde büyükşehir ve ilçe belediyeleri projelerini bu zor şartlarda ortaya koyuyorlar. İçinde bulunduğumuz şartlardaki pandeminin hala içindeyiz ve büyük bir deprem yaşadık. Belediyelerimiz vatandaşın yanında hep yer aldı ve yer almakta. Oluşturdukları kooperatiflerle kırsal kalkınmayı sağlamak, tarım projelerini ortaya koymak önemli işler. Sosyal demokrat belediyecilik anlayışı İzmir’de çok uzun yıllardır devam ediyor” dedi.
“BEKLEDİKÇE ARTIŞLAR DEVAM EDECEK VE MAĞDURİYETLER ARTACAK”
İzmir’de 30 Ekim 2020 yılında yaşanan deprem sonrası devam eden mağduriyetlere de değinen Atila, “Evlerini, yaşadıkları yuvası yıkılan insanlar sıkıntılar yaşadı. Bir şekilde bunlar yavaş yavaş ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Bir de ülkenin içinde bulunduğu bir ekonomik sorun var. Bu sorunda yapılması gereken projelerin ve yapıların olmasını işini kolaylaştırmıyor, zorlaştırıyor. Dönüşümü zorlaştırıyor. Hızlı bir şekilde ama düşük oranlarda gerçekleşmesi gerekiyor. Çünkü ortaya çıkan mali tabloda, burada yaşayan insanların önemli bölümü de orta gelirli veya biraz daha aşağısında olan vatandaşlarımız. Onların bir şekilde hayatlarını devam ettirebilmesi gerekiyor. Ağır bir kış ortamı geçiyor. Kiraya çıkanlar, kira desteği alanlar var. Yuvasından kopanlar, psikolojik olarak sıkıntılı olanlar var. Ekonomik krizin büyümesi özellikle inşaat sektöründeki artışlara bakıyorsunuz; süreç çok hızlı gelişiyor. Bir, bir buçuk sene içerisinde rakamlar 2 katın üstünde bir olaya gelmiş durumda. Bu konuda özellikle Bakanlıklarımızı İzmir’e daha fazla katkı sunması gerekir. Mutlaka projeleri var, yapıyorlar. 900’e yakın vatandaşımız konut sahibi oldu. Bunların hepsini hızlı bir şekilde kendi evimize ve insanımıza nasıl davranıyorsak, buradaki yetkililerin de böyle bir sabır göstermesi gerekir. Bunların dışında kooperatifler kuruluyor. İzmir Büyükşehir Belediyemizin, Genel Başkanımızın talimatıyla bir emsal artışı söz konusu oldu. Burada odalarımızın belli bir yaklaşımı var, planda eşitlik anlamında. Bunların hepsini vatandaşlarında bir araya gelerek ortak akıl çerçevesinde hızlı bir şekilde en doğru ve sağlıklı kararları vererek sorunun çözülmesi lazım. Bekledikçe artışlar devam edecek ve mağduriyetler artacak” dedi.