Kalbinin yükü ağır gelince kalem kırılır, dil susarmış. İnsan, en çok doğru bildiği gerçeklere yenilirmiş meğerse...
Aşkın bir alfabesi var mıydı? Harfleri inci tanesi gibi yan yana dizip AŞK diye okuyunca, sahiden aşk, aşk oluyor mu? Acı çekmeden, sorumluluk almadan, risk almadan, başın ağrımadan aşkımızı yaşayalım diyenler burada mı?
Aşk dediğin şey bu hayatın en büyük savaşlarından biri. Eğer o savaşa giriyorsan ve gerçekten aşıksan başına gelebilecekleri ölümüne göze almalısın... İçin de yanacak, yüreğinde kasırgalar da kopacak, etin kemiğinden de ayrılacak, sabrını zorlayan anların da olacak, içten içe küfür ettiğin zamanların da olacak ve ne olursa olsun önemli olan tüm bu olanlara rağmen sen bu savaşın ne kadar içindesin , ne kadar dışındasın?
Vazgeçmek kolay olanıdır. Çoğumuzun bildiği en yakın yol vazgeçmektir. Vazgeçmek, ayrılmak omuzlarında taşıdığın bir çuvalı yere atıp derin bir nefes çekmeye benzer.
Gönülden seven insanlar derin düşüncelere sahiptirler. Yaşanılan her olayı içselleştirip, özel kılarlar. Öyle özel kılarlar ki tek bir güzel sözüne bile çocuk gibi saatlerce tebessüm edebilirler. Herkesin aşkı ve sevdayı yaşayış biçimi elbette birbirinden farklılık gösterir. Temeline baktığımda var olan tek bir şey var ki o da içine düştükleri aşkın göçebesi olurlar. Kendilerini tanımayacak kadar kendilerine yabancı olurlar. Sanki o sen, sen değilmişsin gibi...
Aşk öyle bir şey ki; seven ölmeden mezarını kazıp üstüne bir avuç toprak atıp aşkını gömersin... Bir bakmışsın ki sıkı sıkı sarıldığını aşk; ruhunla, bedeninle, sevginle toprak olmuş...
Bundan sonra kimsesiz mezarlığında bir ölüsün artık. Düşünsene o kadar ölüsün ki; rahmet edenin yok, mezarına su dökenin yok, dua edenin yok, toprağına bir damla gözyaşı akıtanın yok. Hatta öyle ölmüşsün ki mezar taşında yazılı bir adın bile yok.
Ölmüşsen eğer acıyan bir canın da kalmamış demektir.
Ölmüşsen eğer kimseye yük de değilsindir.
Ölmüşsen eğer dert olmazsın.
Ölmüşsen eğer telaşın biter, heyecanının kanı çekilir, umudun söner...
Aslında tek bir hece olan aşk, ömür törpüsüdür. Ömrü önce törpüler sonra da gözünün yaşına bile bakmadan inandığın aşkın boğazına urganı bağlayıp seni dar ağacına asar.
Ve yaradan bazen her sevgiyi sevilene bağışlamaz.
Seninle birlikte aşk da ölür.
Nasıl mı?
İşte öyle...