Bir açılma bir kapanma derken neredeyse eğitim öğretimde 3. Yarıyılı da on-line eğitimle tamamlamak üzereyiz. Eğitim ve öğretimde bu süreçte ailesi tarafından ilgi gören, öğretmeni tarafından motive edilerek derslere devam edebilmesi sağlanan ve biraz da özel okullardaki ayrıcalıklı imkânlardan faydalanan öğrencilerin ilerleyen yıllarda fark yaratacağı kanısındayım. Ancak ailesi yoğun çalışmak zorunda kalan, internet erişimi bulamayan, öğretmeninin on-line eğitimde zorlandığı ve adapte olamadığı ve dersleri sadece salondaki TV ekranından takip etmek zorunda kalan öğrenciler için aradaki makası kapatmak biraz daha güç olacak.
Konu eğitim ve çocuk olunca nereden başlayıp, nerede bitireceğimi bilmiyorum. Ama bugün özellikle değinmek istediğim husus saatlerce, günlerce tv, telefon, tablet, pc ekranına eğitim ve sosyallik için mâhkum edilen çocuklarımızın göz sağlığı.
Her ne kadar bilinçli, duyarlı anne babalar da olsak çocuklarımızın önce eğitimi sonra da sosyalliği mecbur kaldık teknolojik aygıt başında saatlerce ekrana bakmasına. Hal böyle olunca ekran bağımlılığı riski ve ekran olmadan vakit geçiremeyen ve her fırsatta bir teknolojik aygıt ve internet bağlantısına gereksinim duyan çocuklara sahibiz artık. Bu durum normalleşmeye yaklaştığımız şu günlerde daha fazlaca belli eder oldu kendini. “Haydi oğlum/kızım gel biraz balkonda oturalım, parka gidelim, …” tekliflerine “Anne/baba sen git ben oyun oynuyorum, arkadaşlarımla konuşuyorum (!!!), ders çalışıyorum” şeklinde cevaplar alır olduk. Kısacası zaten uzak tutmaya çalıştığımız ekranların kölesi olan bir nesil yarattık.
Bence artık bir dönüşüm başladı ve artık eski yöntem, teknik ve sistemler geçerliliğini yitirecek. Yani bir daha haftada 5 gün örgün eğitim olmayacağı kanısındayım. Olsa bile kişisel tercihe göre isteyenin örgün isteyenin on-line katılım sağlayacağı bir yapı oluşacaktır diye düşünüyorum. Ve bu da pek çok konfor alanından çıkmak istemeyen (teknoloji ve ekran alanı olarak da tanımlamak mümkün) öğrenci için on-line eğitim tercihine neden olacaktır.
Öngörüleri ve hibrit sistemi bir kenara bırakırsak, madem teknolojiden tamamen uzak kalmak ve ekranın zararlarından korunmak tam anlamıyla mümkün değil o halde risk altında olan bireylerin ve çocukların rutin olarak belli kontrollerden geçmesi gerekiyor.
Fizyolojik ve psikolojik olarak değerlendirdiğimizde;
*** Baş ağrısı, baş dönmesi, göz kuruluğu, gözde kanlanma, kaşınma, gözü kısarak bakma gibi durumlarda mutlaka bir göz hekimine gidilmesi gerekiyor. Belirli şikâyetlerin dışarıdan fark edilememesi de göz sağlığını ihmal etmek için bir neden değil. Her ne kadar çocuk/birey tarafından şikâyet olarak belirtilmese bile uzun süreli belli mesafenden ekrana bakma durumunda kontrol ettirmek fayda var. Kısacası bu dönemde rutin muayenenizi ihmal etmeyin.
*** Uzun süre aynı/yanlış pozisyonda oturmanın kişinin omurga ve eklem sağlığına kalıcı hasar vermesi mümkün olacağı için ortopedi muayenesi ile kalıcı hasarları önleyebileceğinizi ya da tedavi edebileceğinizi unutmayın.
*** Uzun süre yalnız başına ekran karşısında kalmak, sadece elektronik ortamda sosyalleşmek çocuklarda konuşma bozukluğu, sosyal iletişim bozukluğu ve özgüven zedelenmesi gibi sonuçlar doğurabileceği için ebeveynlerin çocuğun sosyal gelişimini destekleyecek gerçek etkinlikler planlaması ve çocuğu gözlemlemesi gerektiğini anımsayın.
Yeni eğitim öğretim dönemlerinin öngördüğümüzden daha iyi, fırsat ve imkânların eşit olduğu şekilde gerçekleşmesi ve tüm çocukların pırıl pırıl parlayan gözleriyle sağlıklı büyümesi dileğiyle.