AK Parti Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’le yaptığı görüşme siyasetin en çok düşündüğü ve konuştuğu gündem.
Kimileri, 8 yıl sonra iki partinin liderlerinin baş başa görüşmesinin siyasette diyalog yolunun açılması anlamında olumlu bir gelişme sayarak görüşmeyi tanımladı.
Kimileri ise yeni Anayasa süreci de dâhil Türkiye’nin önünde siyaset mekanizmalarının birlikte çalışarak siyasetin önünü açma yolundaki mücadelesi olarak tanımladı.
Siyasetin içine girmeden, dışarısından seyrederek, çok dinleyin, az düşünerek, bu görüşmenin içeriğine dair bazı şeylerin varlığını da kabul etmek gerekiyor.
En başta Yerel Seçimler!
2024 yerel seçimlerine dair daha önceki köşe yazında da kaleme aldım.
Yerel seçimlerin kazananı veya kaybedeni hikâyesi boş hikâye.
Yerel seçimlerde Türkiye’deki bütün siyasi partiler gözle görülür, sayısal olarak zor toplanabilir sayıda seçmen kaybına uğradı.
Siyasetin toptan kaybettiği yerde, birilerinin bir tık fazla oy alarak seçim kazanması siyaseten içi boş, geçici bir kazanım.
Bütün siyasi partilerin oy kaybettiği, seçmenin sandığa gitmemeyi tercih ettiği yerde insanların siyaset dünyasına verdiği mesaj iyi alınmalı, iyi okunmalı ve iyi yorumlanmalı.
Bu konuda Türkiye’nin seçmen kitlesi açısından en büyük iki partisi AK Parti ve CHP’nin, Türkiye’deki siyaset kurumlarını güçlendirmek adına hem fikir olduklarını düşünüyorum.
İkinci konu Belediyeler!
Yerel seçimlerden sonra, ne tarafından bakarsanız bakın, ülkenin ekonomik durumuna birazcık bağlı da olsa belediyelerin borç batağında olduğu gerçeği.
Başkanlığı kazanan belediye başkanlarını dahi hayrete düşüren belediyelerdeki borç batağından bırakın çıkmayı, belediyelerde vatandaşlara hizmet üretmek bile mucize.
Belediye dediğiniz kurumun da siyaset dünyasının, siyasetçilerin eseri olduğunu düşünürseniz, belediyelerin olası her türlü kötü halleri seçmen kitlesinin siyasete olan güveninin biraz daha azaltabilir.
Yerel seçimlerdeki sandığa gitmeyen seçmen sayısında daha da artışlara neden olabilir.
Bu da Türkiye’de siyaset krizi demektir, bu da Türkiye’de yönetim krizi demektir, bu da Türkiye’de demokratik olmayan krizler demektir.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, kazandığı belediyelerdeki bu ekonomik kriz nedeniyle, merkezi hükümetten ekonomik destek istemiş olabilir, istememiş olması mümkün değil.
AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da merkezi hükümetin başı, Cumhurbaşkanı olarak Türkiye’nin merkezi krizi olan sivil anayasa yapılması konusunda CHP’den destek istemiş olabilir, istememiş olması mümkün değil.
Siyaset güven kazanacaksa, belediyeleri ekonomik olarak rahatlatacaksa, siyasi uzlaşıyla ekonominin tansiyonu düşecekse, kısacası Türkiye kazanacaksa, ‘Kazan kazan’ mantığı işlemiş olabilir, işlememiş olması mümkün değil.
Vesselam!