Tıp bilimi, insan sağlığını tehdit eden hastalıklar için geçtiğimiz yıllar boyunca pek çok çözüm sundu. Ancak insan vücudunu anlamak ve onu her türlü tehlikeden kurtarmak o kadar da kolay değil. Henüz çare bulamadığımız çok fazla sağlık sorunu var ve bilim de durmaksızın bu konular üzerinde çalışmaya devam ediyor. Bilimin son dönemde üzerinde en çok durduğu konuların başında ise erken doğan bebeklerin yaşatılması, organların üretilebilir olması ve hücre yenilenmesi.
Erken doğan bebeklerin yaşatılması
Erken doğum, tüm dünyada oldukça sık rastlanan ve ölümle sonuçlanma riski oldukça yüksek olan büyük sorunlardan biri. Erken doğum ile dünyaya gelen bebeklerin büyük bir çoğunluğu ne yazık ki hayatını kaybediyor, yaşamayı başaranların ise hayat boyu devam eden ciddi sağlık sorunları olabiliyor. Bilim insanları da bebeklerin sağlıklı olarak yaşayabilmesi için bu konu üzerinde uzun zamandır çalışıyor.
2017 senesinde gerçekleştirilen yapay rahim çalışmaları ise konuyla ilgili atılmış en büyük adımlardan biri. Erken doğmuş kuzular için denenen bu yapay rahim sayesinde, prematüre kuzuların yaklaşık 4 hafta bu ortamda kalıp gelişmelerine devam etmeleri sağlandı. Bilim insanlarının bir sonraki hedefi ise bu uygulamayı bebekler için de kullanılabilir hale getirerek, bebeklerin gelişimlerine yapay da olsa rahimde devam etmelerini sağlamak.
Organ üretimi
Organ nakli yapmayı ve insanlar olarak biyolojik sağlığımızı bu şekilde korumayı uzun zamandır biliyoruz. Ancak söz konusu organ olduğunda daha büyük bir sıkıntı var; nakledecek sağlıklı organ bulabilmek. Bilim insanlarının bu konuda gerçekleştirdikleri çalışmalar ise umut verici. İnsan organları şu an domuzların içinde üretilmeye çalışılıyor. Domuzların da insan organlarına benzer boyutlarda organlara sahip olmaları ve bu organların 9 ay gibi kısa bir süre içersinde gelişimini tamamlaması sayesinde gelecekte organ yetmezliğinin ve nakil için aylarca organ beklemenin önüne geçileceği düşünülüyor.
Organ nakli bekleyen insanlar için tek umut 'domuzların içinde üretilen organlar' da değil. Massachusetts Worcester Politeknik Enstitüsü'nde gerçekleştirilen bir çalışmada, bilim insanları ıspanak yapraklarındaki damarlı yapıyı kullanarak burada kalp dokusu üretmeyi başardılar ve ekibin çalışmalar devam ediyor. Bu sayede organ üretimine dair en büyük sorunlardan biri olan kanı taşıyabilecek bir damar sisteminin henüz kurulamamış olması problemi de çözülme yoluna girmiş durumda. Yani çok da uzak olmayan bir gelecekte bu sorunun tamamen çözüleceğini söylemek mümkün.
Hücre yenilenmesi
İnsan biyolojisi pek çok anlamda oldukça gelişmiş olsa da doğada pek çok türde rastlanan etkili bir hücre yenilenmesine sahip değiliz. Yani bir uzvumuz zarar gördüğünde onun yenilenmesi gibi bir seçeneğimiz yok ve genelde bu uzuvlarımızdan vazgeçmemiz gerekiyor. Ampütasyon işlemi ile vücuttan ayrılan uzuvların yerine ise şimdilik yalnızca protezler gelebiliyor.
Ancak bilim insanları hücresel yenilenme sayesinde gelecekte insanların gözlerden akciğerlere kadar her organ ve uzvunun yenilenerek yerine gelmesini sağlamayı amaçlıyor. Bu araştırmalar sırasında ise hücresel yenilenme konusunda dünya üzerindeki canlıların en yeteneklisi olan Aksolotl isimli semender türü inceleniyor. Aksolotllar, 'iki yaşamlılar' olarak da anılıyor ve inanılmaz bir hızla kendini yenileyebiliyor. Bilim insanları da uzun süredir bu canlıları inceleyerek hızlı yenilenmenin sırrını açığa çıkarmaya çalışıyordu ve nihayet bunu sağlayan genler keşfedildi. Bu da gelecekte insanların da bu yenilenmeyi gerçekletirebilmesinin kapılarını aralayan adım oldu.